15
bir takımın farklı mevkilerinde oynayan bütün oyuncuları aynı değildir, olamaz, olmamalıdır.
evet, sabri sarıoğlu topu ayağına aldığında teker teker rakiplerini geçip tüm defansı ipe dizemez.
evet, sabri sarıoğlu adam eksiltip, rakip takımın defans kurgusunu da bozamayabilir.(u: bana göre adam eksiltmese de, ileri çıkışlarında rakibin sol bekini hep hataya zorlamış ve önündeki kanat oyuncusuna hep alan açmıştır.)
evet, sabri sarıoğlu milimetrik paslar da atamayabilir.
evet, sabri sarıoğlu kaleyi gördüğü yerden vursa da, birçoğunu tribüne de gönderebilir.
evet, sabri sarıoğlu açtığı ortaların çoğunu rakibine de gönderiyor olabilir.
evet, sabri sarıoğlu kademeye girmeyi beceremeyip, arkasına adam kaçırıyor da olabilir.(u: bana göre kademeye girmeyi artık öğrenmiş. ayrıca atak oynanan bir oyunda ve hocasından da aldığı direktifler gereği boşalttığı alanı doldurması onun değil takım arkadaşının görevi)
evet, sabri sarıoğlu maç sonu röportajlarında tutarlı, sakin, profesyonel açıklamalar yapamıyor da olabilir.
ama sabri sarıoğlu deplasmanmış, küçük - büyük takımmış, yağmurmuş, çamurmuş, soğukmuş, uzakmış ayırt etmez.
sabri sarıoğlu, yedeksin - kadrodışısın deyince herkese küsüp bavullarını toplayıp ülkeyi, takımı terketmez.
efendi adamdır, ne zaman forma verilirse alır, bütün mücadelesini sahada verir. ha bazen saç baş yoldurur mu yoldurur ama asla formasını sonuna kadar terletmediği görülmemiştir.
takımını ateşleyen, yenilgiyi kabul edip boynunu bükmeyen bir yapısı vardır. bazen hakemlere olan isyanı tribünlerin hoşuna gitmese de, bu aslında onun karakterinde olan isyandır, kadere isyanıdır.
küfredilir, alay edilir, aşağılanır ama asla takımını ve taraftarı yalnız bırakmak istemez.
şimdi ilk yazdıklarımı bir okuyun, bir de altındakileri okuyun ve bir değerlendirme yapın. bir nevi matematikteki sağlama gibi.
bana göre bu değerlendirmenin sonucu değişmeyecektir. çünkü futbol yalnızca matematikten ibaret değildir.
dipnot: umurunuzda olur mu bilmem ama matematik demişken, bir veriyi de paylaşmak istedim.
sabri sarıoğlu milli takımlara 149 kez çağrılmıştır ve 1999'dan beri galatasaray'ın futbolcusudur.
evet, sabri sarıoğlu topu ayağına aldığında teker teker rakiplerini geçip tüm defansı ipe dizemez.
evet, sabri sarıoğlu adam eksiltip, rakip takımın defans kurgusunu da bozamayabilir.(u: bana göre adam eksiltmese de, ileri çıkışlarında rakibin sol bekini hep hataya zorlamış ve önündeki kanat oyuncusuna hep alan açmıştır.)
evet, sabri sarıoğlu milimetrik paslar da atamayabilir.
evet, sabri sarıoğlu kaleyi gördüğü yerden vursa da, birçoğunu tribüne de gönderebilir.
evet, sabri sarıoğlu açtığı ortaların çoğunu rakibine de gönderiyor olabilir.
evet, sabri sarıoğlu kademeye girmeyi beceremeyip, arkasına adam kaçırıyor da olabilir.(u: bana göre kademeye girmeyi artık öğrenmiş. ayrıca atak oynanan bir oyunda ve hocasından da aldığı direktifler gereği boşalttığı alanı doldurması onun değil takım arkadaşının görevi)
evet, sabri sarıoğlu maç sonu röportajlarında tutarlı, sakin, profesyonel açıklamalar yapamıyor da olabilir.
ama sabri sarıoğlu deplasmanmış, küçük - büyük takımmış, yağmurmuş, çamurmuş, soğukmuş, uzakmış ayırt etmez.
sabri sarıoğlu, yedeksin - kadrodışısın deyince herkese küsüp bavullarını toplayıp ülkeyi, takımı terketmez.
efendi adamdır, ne zaman forma verilirse alır, bütün mücadelesini sahada verir. ha bazen saç baş yoldurur mu yoldurur ama asla formasını sonuna kadar terletmediği görülmemiştir.
takımını ateşleyen, yenilgiyi kabul edip boynunu bükmeyen bir yapısı vardır. bazen hakemlere olan isyanı tribünlerin hoşuna gitmese de, bu aslında onun karakterinde olan isyandır, kadere isyanıdır.
küfredilir, alay edilir, aşağılanır ama asla takımını ve taraftarı yalnız bırakmak istemez.
şimdi ilk yazdıklarımı bir okuyun, bir de altındakileri okuyun ve bir değerlendirme yapın. bir nevi matematikteki sağlama gibi.
bana göre bu değerlendirmenin sonucu değişmeyecektir. çünkü futbol yalnızca matematikten ibaret değildir.
dipnot: umurunuzda olur mu bilmem ama matematik demişken, bir veriyi de paylaşmak istedim.
sabri sarıoğlu milli takımlara 149 kez çağrılmıştır ve 1999'dan beri galatasaray'ın futbolcusudur.