3095
takımın durumuna üzülmek, servet'e pino'ya vs. kızmak bunların hepsi rijkaard'a deliler gibi üzülürken bir yandan onun son maçında olduğumu farkedene kadar sürdü. o yüzden herkes 4. golü yedikten sonra çıkarken çıkmaya hazırlanan arkadaşlarımı durdurdum. "rijkaard'ın son 10 dakikasıydı" belli ki. bu adamın 10 dakika daha yanında olmalıydım. homurdanarak stadtan çıkanlara inat... maç bitiminde ise sessizce ayrıldım stattan. kendi kendime "harcandın" dedim. "harcadılar seni" gideceğini biliyodum hocam, metrobüste bütün yol yerine gelebilecek ismi düşündüm. tugay kerimoğlu, fatih terim, hagi, hakan şükür vs. -hikmet karaman'ı düşünemedim ama (!)- düşünmek zoruma gitse de bi yanım "ulan bi' dur bakalım belki gitmez" diyor ama o ses hemen susuyordu. çünkü daha baskın sesler vardı kafamda: harcandın, harcadılar, gidiyosun...
aklımdan film şeridi gibi geçti sonra kaldığın günler. başarı yoktu belki ama hep mutluydum ben. rijkaard başımızda diyodum, biraz daha sabır, biraz daha sabır... sabrın sonundaki selameti göremedik ama seni bu ülkede kendi takımımın başında gördüm ben. çocuklarıma anlatacağım: "rijkaard'ın son 10 dakikasında, gideceğini bile bile mabetteydim. sessiz sessiz alkışlıyodum onu. ellerim patlayacısıya"
tek hatan şu orta sahaya adam aldırmamak olabilir. servet neill ikilisi bizi idare ederdi defansın göbeğinde. servet karaktersiz olup senin sözleşme fesih belgene imza atmamış olsaydı bu ikili olabilirdi. ama neden be rijkaard? neden şu orta sahayı adam etmedin? neden buraya takviye gelmedi? neden mustafa sarp, barış, ayhan? sen mi istemedin, yönetim mi almadı? açıkla be kıvırcığım. "istedim de almadılar" de, "gerek duymadım pişmanım" de. ama konuş. bırak artık şu gitmene neden olan efendiliğini, ağır başlılığını. burada işler böyle yürümüyor öğrenemedin mi? götü boklu servet için seni yollamak bu kadar kolay işte. sen de çık de ki "şerefsiz servet yüzünden bu haldeyim" ama artık konuş be usta, bunlar bunlar oldu de. "elano'yu satmadım çünkü..." de ya da "kendi gitmek istemedi" de. ama artık konuş be usta.
özleyeceğiz seni usta, kırgınsın biliyorum ama eğer yolun düşerse bekleriz. bu taraftar seni unutmayacak.
aklımdan film şeridi gibi geçti sonra kaldığın günler. başarı yoktu belki ama hep mutluydum ben. rijkaard başımızda diyodum, biraz daha sabır, biraz daha sabır... sabrın sonundaki selameti göremedik ama seni bu ülkede kendi takımımın başında gördüm ben. çocuklarıma anlatacağım: "rijkaard'ın son 10 dakikasında, gideceğini bile bile mabetteydim. sessiz sessiz alkışlıyodum onu. ellerim patlayacısıya"
tek hatan şu orta sahaya adam aldırmamak olabilir. servet neill ikilisi bizi idare ederdi defansın göbeğinde. servet karaktersiz olup senin sözleşme fesih belgene imza atmamış olsaydı bu ikili olabilirdi. ama neden be rijkaard? neden şu orta sahayı adam etmedin? neden buraya takviye gelmedi? neden mustafa sarp, barış, ayhan? sen mi istemedin, yönetim mi almadı? açıkla be kıvırcığım. "istedim de almadılar" de, "gerek duymadım pişmanım" de. ama konuş. bırak artık şu gitmene neden olan efendiliğini, ağır başlılığını. burada işler böyle yürümüyor öğrenemedin mi? götü boklu servet için seni yollamak bu kadar kolay işte. sen de çık de ki "şerefsiz servet yüzünden bu haldeyim" ama artık konuş be usta, bunlar bunlar oldu de. "elano'yu satmadım çünkü..." de ya da "kendi gitmek istemedi" de. ama artık konuş be usta.
özleyeceğiz seni usta, kırgınsın biliyorum ama eğer yolun düşerse bekleriz. bu taraftar seni unutmayacak.