resim
Mesut Özil
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:35
Boy:1.80
Uyruk:Almanya
  • 230
    şimdi bir olayı hatırlayalım. ne oldu da mesut özil almanya milli takımını seçmiştir diye bir düşünelim efendim birde eskiye dönük birkaç örnek verip kendimizi sorgulayalım renktaşlarım.

    öncelikle alışmıştık, nasıl olsa bizim gurbetçi oyuncularımız türk milli takımından başka ülkeyi seçmez diye şartlandırmıştık kendimizi. çünkü bunun aksini düşündürecek çok fazla örnek yoktu karşımızda, olanları da sallamıyorduk zaten.

    mesela mustafa doğan'ı sallayan yoktu, şimdi bile yok. adam anne babası türk olupta bizim milli takımımızı seçmeyen ilk oyuncu. ama mustafa doğan, mesut özil'in aldığı tepkinin onda birini almadı, almamalıydı da zaten. niye, dediğim gibi kimse sallamıyodu. iyi bari, ne güzel bir anlayış. yıldız olunca bir gram emeğin olmasada sahiplen, sıradan sayılabilecek bir oyuncu ise şeyine bile takma gitsin. aynı şey hakan ve murat yakın kardeşlerde de geçerli. niye bugün mesut'a kızanların sesi çıkmadı o zaman diye sormak şart oldu şimdi. onlar, mesut kadar yıldız oyuncu değil diye mi? ha diyeceksiniz o zaman bir ülkenin ümit milli takımında oynayan oyuncu ondan sonra da aynı ülkenin a milli takımında devam etmek zorundaydı, ülke değiştirme hakkı yoktu. bende diyorum ki efendim, eğer aynı kural şimdi de geçerli olsaydı yine milli takım değiştirme hakkı olmasaydı adım gibi eminimki mesut özil aynı tepkileri alırdı, niye? çünkü o bir yıldız, diğerleri gibi değil. o zamanda vay efendim niye ümit milli takımı seçerken almanya'yı seçtinde türkiye'yi seçmedin derlerdi. bende derim ki efendim, paraları sağa sola saçacağına önce gider almanya'da adam akıllı izleme komitesi kurarsın. bu adamları genç yaşlarda farkeder alt kategorilerdeki milli takımlarda çağırırsın. sonra da vah kaçırdık diye dizlerini dözvmek zorunda kalmazsın. iyi bari, adam almanya'nın tüm alt milli takımlarında oynasın, senin bu çocuktan haberin bile olmasın. sonra eleman yıldız olunca peşine düş, hatta o bile yapılmaz. nasıl olsa kesin bize gelir anlayışıyla milli takım seçimi yaparken bile peşine düşülmez. çocukla bir zahmet almanya'ya gidip görüşülmez. o zaman kusura bakmayında bir zahmet üzülmeyelim almanya'yı seçti diye.

    bugün avusturya milli takımında anne babası türk olan 3 tane oyuncu var yine aynı şekilde isviçre milli takımında da. hadi onlar dandik oyuncular diyelim ( bakın sallamadığım oyunculardan ikisi eren derdiyok ve gökhan inler ), onları sallamıyoruz diyelim ( ki milli takım seçimleri esnasında sallamadıkta zaten. bu kadar iyi oyuncular olacaklarını beklemiyorduk o zaman de mi?).son anda ikna edilmeseydi sinan bolat için de aynı şey geçerli olacaktı. belçika ile oynarken de onu ıslıklardık, kurtarış yaptığı zaman ana avrat düz giderdik o zaman de mi? ki belçika'yı seçse 1. kaleci olma ihtimali yüksekti. o ne yaptı. gelip bizi seçti. sonra sen bizim 5. kalecimizsin, şimdilik seni düşünmüyoruz dendi. türk milli takımını seçseydi aynı şeyin mesut'un da başına gelmeyeceğini kim garanti edebilir burda. biz ki şu anda almanya'da belki de mesut kadar gündemde olan, bundesliga'nın şu andaki en formda oyuncularından nuri'yi bile şu ne yaptığını bilmeyen, özer'lerin, selçuk şahin'lerin ( sakat olmasa eminim ki bugün de oynayacaktı ) oynadığı milli takımda biraz da kamuoyu baskısıyla oynatan bir ülkeyiz. sonunun yıldıray gibi olmayacağını kim garanti edebilirdi mesut'un.

    onun içindir ki mesut'a çok fazla yüklenmek bizlere bişey kazandırmaz, aksine onu kendimizden soğuturuz. ki o kızdığımız futbolcu alman gazeteciler ve oradaki federasyon yetkilileri cümbür cemaat tepki göstermese geçen gün almanya milli takımının basın toplantısında türkçe konuşmayı göze almıştı. yani alman medyasının ve federasyonunun gönlünü hoş tutmak için ben başka milli takımı seçmeyi hiçbir zaman düşünmedim beyenatını verdi diye bu kadar linç kampanyası yürütmenin alemi de yok. aynı mesut seçimini yaptığı zamanlarda verdiği bir beyanatta, türkiye'den kimse benimle yeterince ilgilenmedi, buraya gliep görüşmedi ve bu da almanya'yı seçmem de etkili oldu demiştir. ki bu çok kızdığımız, yerin dibine soktuğumuz mesut, daha geçen gün yılda bir iki kere memleketi zonguldak'a gittiğini belirtmiştir. yani çocuğun özünden koptuğu falan da yok.

    son olarak diyeceğim şudur ki mesut'un bu olayı ne ilktir, ne de son olacaktır. sadece ilk defa bu kadar yıldız potansiyeli yüksek bir oyuncuyu elimizden kaçırmanın verdiği bir pişmanlık söz konusudur. eğer gurbetçi oyunculara gerekli önem verilmemeye devam edilirse de bu tip olaylar gelecekte de devam edecektir.

    ben kendi adıma mesut ile gurur duyuyorum, bundan sonra da duymaya devam edeceğim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın