12
elindekiyle yetinmeyen, sınırlarını zorlayan bir adamdı. arda'nın jurietti'ye kafayı gömdüğü bordeaux maçında hata yapma kavramını bambaşka bir boyuta taşıdıktan sonra takımdan ayrılması kesinleşmişti de, en azından mağlubiyete üzülmemiştik. güzel günlerdi, şampiyonlar ligi falan. olimpiyat stadı atmosfersizliği diye bir şey vardı, cihan vardı, ilic vardı. şu anda radyo dinliyorum ve serdar ortaç'tan kara kedi çalıyor, anlayın beni.