2571
şu yazacaklarımı herkesin okumasını ve frank rijkaard'a karşı olanların ciddi anlamda cevap vermesini çok istiyorum.
empati kuracak olursak ; daha önce muhtemelen sadece adını duyduğunuz bir ülke ve uefa kupası , süper kupa gibi kupaları kazanmış bir takım. teklif geliyor ve gidiyorsunuz. biz duygusal olduğumuz için kendimizi "avrupa fatihi" ya da "efsane kulüp" olarak görüyor olabiliriz ama bir rijkaard için bu böyle değil. kariyeri avrupa kupaları ve şampiyonluklar ile dolu bir adam bahsettiğimiz insan. her neyse , adam geliyor ve kendisine belli sözler veriliyor. daha sonra çok iyi transferler yapılıyor ve çok iyi sonuçlar alınıyor. derken bir gün futbolcular "kamp meselesi" yüzünden disiplinsiz tavırlar içine giriyorlar , takım içi huzursuzluklar olmaya başlıyor ve takımın tek forvet oyuncusu devre arası yollanıyor. ben nonda'yı hiç sevmedim ama gönderilmesi rijkaard için iyi olmadı. bunu bir kenara koyalım , bu sezon kötü bitiyor.
yeni sezon başladığında elinizde verimsiz ve değişmesi gereken bir kadro var. siz ilk başta takımın en spektaküler oyuncusunu satıp yerine serdar özkan'ı alıyorsun. daha sonra pino diye bir adam getiriyorsun ve adam 1 maç oynaıp sakatlanıyor. büyük umutlarla aldığınız neredeyse bütün oyuncular sakatlanıyor , en önemli oyuncularınız sürekli olarak sakat. kaleci istiyorsunuz , kaleci bile alınmıyor. servet gitsin diyorsunuz , gönderilmiyor. bütün bunların yanından futbolcuların inanılmaz rahat tavırları , maç içinde gösterdikleri düşük performans ve diğer konular.
şimdi siz bir dakika bile olsa rijkaard oldunuz ve size soruyorum ; dilini , örf adetlerini , basınını , insanını ve düşünce yapısını bilmediğiniz bir ülkede , sürekli sakatlanan futbolcularınız ve istediğiniz oyuncuların alınmadığı bir takımda , insan yerine koyup "kamp" yapmadığınız futbolcuların gece 5'de dürüm yedikleri bir yerde ne yapardınız ? hayatınız boyunca "şikayet" etmemiş , hiçbir zaman "suçlu" göstermemiş bir insan olarak "yönetim şu transferi yapmamış" diyecek noktaya gelmişseniz , gitmek yerine "savaşacağım" diyebilir miydiniz ?
empati kuracak olursak ; daha önce muhtemelen sadece adını duyduğunuz bir ülke ve uefa kupası , süper kupa gibi kupaları kazanmış bir takım. teklif geliyor ve gidiyorsunuz. biz duygusal olduğumuz için kendimizi "avrupa fatihi" ya da "efsane kulüp" olarak görüyor olabiliriz ama bir rijkaard için bu böyle değil. kariyeri avrupa kupaları ve şampiyonluklar ile dolu bir adam bahsettiğimiz insan. her neyse , adam geliyor ve kendisine belli sözler veriliyor. daha sonra çok iyi transferler yapılıyor ve çok iyi sonuçlar alınıyor. derken bir gün futbolcular "kamp meselesi" yüzünden disiplinsiz tavırlar içine giriyorlar , takım içi huzursuzluklar olmaya başlıyor ve takımın tek forvet oyuncusu devre arası yollanıyor. ben nonda'yı hiç sevmedim ama gönderilmesi rijkaard için iyi olmadı. bunu bir kenara koyalım , bu sezon kötü bitiyor.
yeni sezon başladığında elinizde verimsiz ve değişmesi gereken bir kadro var. siz ilk başta takımın en spektaküler oyuncusunu satıp yerine serdar özkan'ı alıyorsun. daha sonra pino diye bir adam getiriyorsun ve adam 1 maç oynaıp sakatlanıyor. büyük umutlarla aldığınız neredeyse bütün oyuncular sakatlanıyor , en önemli oyuncularınız sürekli olarak sakat. kaleci istiyorsunuz , kaleci bile alınmıyor. servet gitsin diyorsunuz , gönderilmiyor. bütün bunların yanından futbolcuların inanılmaz rahat tavırları , maç içinde gösterdikleri düşük performans ve diğer konular.
şimdi siz bir dakika bile olsa rijkaard oldunuz ve size soruyorum ; dilini , örf adetlerini , basınını , insanını ve düşünce yapısını bilmediğiniz bir ülkede , sürekli sakatlanan futbolcularınız ve istediğiniz oyuncuların alınmadığı bir takımda , insan yerine koyup "kamp" yapmadığınız futbolcuların gece 5'de dürüm yedikleri bir yerde ne yapardınız ? hayatınız boyunca "şikayet" etmemiş , hiçbir zaman "suçlu" göstermemiş bir insan olarak "yönetim şu transferi yapmamış" diyecek noktaya gelmişseniz , gitmek yerine "savaşacağım" diyebilir miydiniz ?