resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 2510
    kendisine yöneltebilecegim en temel, en derin elestiri, belki elestiri de degil ama tesbit diyelim su olurdu; futbol dünyasinda geldigi noktaya ragmen güclü bir egoya sahip degil ve yabanci bir kültür icinde "türkiye'ye ilk gelisinde adim basi kazik yiyen turist" modunda dolasiyor.

    bu birkac seyden kaynaklaniyor:

    1) kendisi surinam-hollanda melezi bir cocuk. aslinda hollandali, ama avrupa'da yasamis ve gözlemlemis olan bilir. her ne kadar "politik dogruculuk" cercevesi icinde hollandali da olsa, pek muhtemel olarak hayatin pek cok alaninda ikinci sinif muamelesi görmeyi tecrübe etmis bir göcmen cocugu. bu yüzden yer yer cekingen ve icine kapali bir insan oldugunu tahmin ediyorum.

    2) hollanda'nin genel yasam kültürü itibariyle "protestan" olmasi. yani güclü egoya, sivrilmeye, kendini begenmislige pek yer tanimayan, bireye zoraki bir "tevazu ve sakinlik" dayatan bir kültür. bunun benzeri iskandinav ülkeleri ve isvicre'de de görülür. biz akdeniz toplumlarinda görülen bireysel "ateslilik", $atafat, maçoluk pek yer bulamaz kendine. kararlar pek tepeden inme verilmez, herkesin fikri alinir, her sey delege edilir. diger türlüsü ayip görülür. (almanya protestan olmasina ragmen, prusya militarizmiyle yogrulmus emperyal gecmisinden ötürü buna bir istisna teskil eder ama). misal neeskens daha bir agresif olmasina karsin, genel kültürel kodlarinin ayni sekilde isledigine, demokrat bir kafaya sahip olduguna eminim.

    3) rijkaard'in ve ekibinin türkiye'de ve ortadoguda (misal arap ülkeleri ve israil'de de gecerli olan) "indirekt iletisim" kültürüne yabanci olmasi. yani kendisine x dendiginde ondan x anliyor bu adamlar. hmm x ile acaba y'yi mi ima ettiler diye düsünmüyorlar pek. bu da genel olarak orta ve bati avrupa'da gecerli bir durumdur, direkt iletisim yani. bir de buna bizim memlekette bolca görülen lafi dolandirarak adam oyalama, zaman kazanma taktikleri de girince is iyice arap sacina dönüyor.

    sahsen ben tüm su manzara karsisinda onun yerinde olsam masaya yumrugumu coktan indirmis ve hatta "arkadaslar transfer üzerinde calisiyor" gibi "kibar" cevaplar vermek yerine yönetimi basina rezil etmistim. ama rijkaard bu konularda pasif kaliyor. dedigim gibi hem kültürel fark hem de kisisel olarak tahminimce sahip oldugu sükunetten ötürü. belki de böyle saldirgan tepkiler vermenin takim icinde daha yikici sonuclar yaratacagini düsünüyor, belki hala su tablo icinde bile gelecege dair umut tasiyor. kafasinin icini okuyamayiz. gelgelelim gercek su ki, karsisindaki kisiler profesyonelce hareket etmedikleri halde hala onlari sabirla bekliyor.

    kültürel kodlarin cakismasi anlaminda rijkaard'in bir eksigini görüyorum. daha önce bu ülkede calismamis ve buranin "is ve iletisim kültürünü" hic bilmeyen bir insan olarak bir kültürlerarasi iletisim uzmanindan (ki avrupa'da her köse basinda bu hizmeti veren consultancy sirketleri vardir) bu konuda bir workshop alabilirdi, hatta onun finansal gücüne sahip biri olarak ben, yanima böyle bir uzman alir, ekibime katar getirirdim, gerekirse parasini cebimden verirdim. böylelikle iletisim kültürlerinin farkliligindan dogan ve gittikce istismara dogru evrilen pek cok seyi daha erken görebilir ve ona göre adimlarini atabilirdi. su anda ise bilmedigi bir denizde kulac atmakla mesgul. hem de birbirinden kötü tercümanlara güvenerek milyonlarca insana laf anlatmaya calisiyor. bunlardan bir kismi da kendi futbolculari.
App Store'dan indirin Google Play'den alın