970
hepsini okumak istemeyenler şukumu vermek kaydı ile en son cümleyi okuyabilir zira özet geçtim.
herkes gibi ben de çok sevdim haldun üstünel'i. tıpkı abdürrahim albayrak'ı sevdiğim gibi. gerçi onun zamanında galatasaray çok farklıydı. roma'a da dayak yiyorduk ama yenilmiyorduk. devre arası murat sözkesen falan geliyordu. liverpool owen ile birlikte istanbula geliyordu bir oraya gidiyorduk. forvetimiz niculescu. çok kızdığımız ayhan perez ile psv yi yıkıyordu ( yanlış mı hatırlıyorum)
velhasıl iyi adamdı abdürrahim albayrak. insanın içi ısınıveriyordu. futbolcu karşılığı kewell değildi belki sabri olabilirdi mesela. takım transfer yapamasa da seviliyordu işte.
o çok sevilen abdürrahim albayrak ( ki kendisi yönetim kuruluna son anda alınmadığını duyunca ağladığını anlatmıştır) söylenenlere göre haldun üstünel tarafından istenmeyen adam ilan edilip yönetimden çıkarılmıştı. ama biz (biz dediğim biz işte taraftar) galatasaray içinde böyle şeylere pek alışkın değildik. bütün bunlara rağmen çok sevdik haldun abimizi. çok güvendik . sadece yaptığı transferler yüzünden değil. eminim benim gibi bir çok taraftar iyi transferden ziyade şampiyonluğu hatta seri şampiyonlar ligini daha çok ister. haldun üstünel'in çok iyi bir transfer insanı olmasına rağmen bu transferlerin galatasaray da pek bir şey değiştirmediği gün gibi ortada olmasına rağmen gitmesine - daha doğrusu gönderilmesine- kızdık.
kızdık. kızdık ta ne oldu? yine kalan sahalara güvendik. umudu devam ettirdik. profesyonellik dedik kurumsallaşma dedik. bizim bu kadar çok bu kadar yoğun olan sevgimizin ona zarar verdiğini göremedik. tıpkı abdürrahim albayrak'ta olduğu gibi.
yeni nesil galatasaray taraftarı diye bir şey gerçekten var. hazımsız. sabırsız. hani ergen diye dalga geçitiğimiz cinsler. bir yenilgide küme düşüren istifalar isteyen beyin kıvrımları gelişmemiş galatasaraylılığı anlayamamış insanlar. işte haldun üstünel'i gönderen gitmesini sağlayan bu zihniyete sahip taraftara yöneticilik yapmaya çalışan tiplerdir.
adnan polat ya da adnan sezgin değil burada eleştirim. isimlerini bilmiyorum. ama orda florya da olduklarını biliyorum. bir yenilgi sonrası küme düşeceğini sananlara yöneticilik edenlerdir bizim sorunumuz.
haldun üstünel gitti. bir daha gelir mi bilmiyorum zor görünüyor. ancak kendi adıma özlemle andığım bir şey var söylemeden edemeyeceğim. o varken ( bakın kim olduğu önemli değil) yapılan transferleri resmi siteden öğreniyorduk. ki bence bu sayede resmi sitemiz dünyanın sayılı kulüp siteleri arasına girmiştir.
şimdilerde ise onlarca isim arasından biri tutuyor. ama taraftar günlerce tartıştığı için ne gelen adama güven kalıyor ne de insanın içinde bir heves.
demem o ki gittin tamam ama hiç değilse şu işin asaletini miras bıraksaydın. ya da bıraktığın mirası reddetmeselerdi.
herkes gibi ben de çok sevdim haldun üstünel'i. tıpkı abdürrahim albayrak'ı sevdiğim gibi. gerçi onun zamanında galatasaray çok farklıydı. roma'a da dayak yiyorduk ama yenilmiyorduk. devre arası murat sözkesen falan geliyordu. liverpool owen ile birlikte istanbula geliyordu bir oraya gidiyorduk. forvetimiz niculescu. çok kızdığımız ayhan perez ile psv yi yıkıyordu ( yanlış mı hatırlıyorum)
velhasıl iyi adamdı abdürrahim albayrak. insanın içi ısınıveriyordu. futbolcu karşılığı kewell değildi belki sabri olabilirdi mesela. takım transfer yapamasa da seviliyordu işte.
o çok sevilen abdürrahim albayrak ( ki kendisi yönetim kuruluna son anda alınmadığını duyunca ağladığını anlatmıştır) söylenenlere göre haldun üstünel tarafından istenmeyen adam ilan edilip yönetimden çıkarılmıştı. ama biz (biz dediğim biz işte taraftar) galatasaray içinde böyle şeylere pek alışkın değildik. bütün bunlara rağmen çok sevdik haldun abimizi. çok güvendik . sadece yaptığı transferler yüzünden değil. eminim benim gibi bir çok taraftar iyi transferden ziyade şampiyonluğu hatta seri şampiyonlar ligini daha çok ister. haldun üstünel'in çok iyi bir transfer insanı olmasına rağmen bu transferlerin galatasaray da pek bir şey değiştirmediği gün gibi ortada olmasına rağmen gitmesine - daha doğrusu gönderilmesine- kızdık.
kızdık. kızdık ta ne oldu? yine kalan sahalara güvendik. umudu devam ettirdik. profesyonellik dedik kurumsallaşma dedik. bizim bu kadar çok bu kadar yoğun olan sevgimizin ona zarar verdiğini göremedik. tıpkı abdürrahim albayrak'ta olduğu gibi.
yeni nesil galatasaray taraftarı diye bir şey gerçekten var. hazımsız. sabırsız. hani ergen diye dalga geçitiğimiz cinsler. bir yenilgide küme düşüren istifalar isteyen beyin kıvrımları gelişmemiş galatasaraylılığı anlayamamış insanlar. işte haldun üstünel'i gönderen gitmesini sağlayan bu zihniyete sahip taraftara yöneticilik yapmaya çalışan tiplerdir.
adnan polat ya da adnan sezgin değil burada eleştirim. isimlerini bilmiyorum. ama orda florya da olduklarını biliyorum. bir yenilgi sonrası küme düşeceğini sananlara yöneticilik edenlerdir bizim sorunumuz.
haldun üstünel gitti. bir daha gelir mi bilmiyorum zor görünüyor. ancak kendi adıma özlemle andığım bir şey var söylemeden edemeyeceğim. o varken ( bakın kim olduğu önemli değil) yapılan transferleri resmi siteden öğreniyorduk. ki bence bu sayede resmi sitemiz dünyanın sayılı kulüp siteleri arasına girmiştir.
şimdilerde ise onlarca isim arasından biri tutuyor. ama taraftar günlerce tartıştığı için ne gelen adama güven kalıyor ne de insanın içinde bir heves.
demem o ki gittin tamam ama hiç değilse şu işin asaletini miras bıraksaydın. ya da bıraktığın mirası reddetmeselerdi.