1
skibbe nin son dönemi ile başlayan, bülent korkmaz ve maalesef rijkaard ile devam eden bu şekilde sürdükçe galatasarayımızın sadece bu yılını değil gelecek yıllarını da etkileyecek olan çok önemli sorun.
özellikle deplasman maçlarında alınan istemediğimiz sonuçlar sonrası rakip takımların teknik direktörleri,futbolcuları ve hatta taraftarları rakiplerinin galatasaray olmasından çekinmemektedir.üstelik bu sıkıntılı durum o derece had safhaya ulaşmıştır ki öne geçtiğimiz maçlarda bile rakip oyun sistemi üzerinde panik yaratamaz hale geldik.
hele hele 80. dakika sonrası üst üste yediğimiz goller önde oynadığımız maçlarda bile rakibin direncini kırmamıza engel oluyor kendi futbolcululaımız da ise gereksiz bir telaş hali yaşatıyor.
çok değil bundan 5 yıl öncesine kadar lig sonuna doğru bir galatasaray yöneticisi çıkıp 'kalan x maçımızı kazanıp şampiyon olmak istiyoruz' tarzı bir söylemde bulunduğunda bu hedef tüm taraftarlar üzerinde bir heyecan yaratır bir beklenti oluşturur ve bu havayla belki kalan x maçın hepsi kazanılmasa bile çok önemli bir çoğunluğu kazanılır ve istenilen hedefe ulaşılırdı. çok yakın örneği feldkampın istifası sonrası cevat hoca ile kalan tüm maçların kazanılacağı üzerine gösterilen hedef sonrası camianın bütünleşmesi ve olağanüstü zor maçlardan alnımızın akıyla çıkmamız gösterilebilir.
rakipler üzerinde eskisi kadar etkili olamamaya başladıktan sonra bu tarz 'kalan x maçı kazanacağız' tarzı hedef gösterme amaçlı demeçler artık en hafif tabiriyle ciddiye alınmamakta hatta geçen sezon sonuna doğru sözlüğümüzde dahi espri malzemesi olarak kullanılmaktadır.
ne olursa olsun,hangi yönetimle,hangiteknik direktörle yönetilirsek yönetilelim veya hangi kadroyla devam oynarsak oynayalım futbolun biraz da psikolojik bir yanı olduğunu kabul etmemiz gerekir.ve belirtilen dönemde galatasaray psikolojik yönden eski baskın karakterini çok aramaktadır.
eğer bu istikrarsız sonuçlar devam ederse (ki öyle gözüküyor) sadece bu yılı kaybetmeyecek olmamız bir taraftar olarak beni tedirgin etmektedir.
özellikle deplasman maçlarında alınan istemediğimiz sonuçlar sonrası rakip takımların teknik direktörleri,futbolcuları ve hatta taraftarları rakiplerinin galatasaray olmasından çekinmemektedir.üstelik bu sıkıntılı durum o derece had safhaya ulaşmıştır ki öne geçtiğimiz maçlarda bile rakip oyun sistemi üzerinde panik yaratamaz hale geldik.
hele hele 80. dakika sonrası üst üste yediğimiz goller önde oynadığımız maçlarda bile rakibin direncini kırmamıza engel oluyor kendi futbolcululaımız da ise gereksiz bir telaş hali yaşatıyor.
çok değil bundan 5 yıl öncesine kadar lig sonuna doğru bir galatasaray yöneticisi çıkıp 'kalan x maçımızı kazanıp şampiyon olmak istiyoruz' tarzı bir söylemde bulunduğunda bu hedef tüm taraftarlar üzerinde bir heyecan yaratır bir beklenti oluşturur ve bu havayla belki kalan x maçın hepsi kazanılmasa bile çok önemli bir çoğunluğu kazanılır ve istenilen hedefe ulaşılırdı. çok yakın örneği feldkampın istifası sonrası cevat hoca ile kalan tüm maçların kazanılacağı üzerine gösterilen hedef sonrası camianın bütünleşmesi ve olağanüstü zor maçlardan alnımızın akıyla çıkmamız gösterilebilir.
rakipler üzerinde eskisi kadar etkili olamamaya başladıktan sonra bu tarz 'kalan x maçı kazanacağız' tarzı hedef gösterme amaçlı demeçler artık en hafif tabiriyle ciddiye alınmamakta hatta geçen sezon sonuna doğru sözlüğümüzde dahi espri malzemesi olarak kullanılmaktadır.
ne olursa olsun,hangi yönetimle,hangiteknik direktörle yönetilirsek yönetilelim veya hangi kadroyla devam oynarsak oynayalım futbolun biraz da psikolojik bir yanı olduğunu kabul etmemiz gerekir.ve belirtilen dönemde galatasaray psikolojik yönden eski baskın karakterini çok aramaktadır.
eğer bu istikrarsız sonuçlar devam ederse (ki öyle gözüküyor) sadece bu yılı kaybetmeyecek olmamız bir taraftar olarak beni tedirgin etmektedir.