123
hocam öncelikle büyük adamsın, sınırsız desteği ve saygıyı hak edecek bir geçmişin var. kısacası size güveniyorum... ama bazen anlamadığım işler yapıyorsunuz - bunu söylerken kesinlikle bu işi sizden iyi ya da sizin kadar yapabileceğimi anlamayın - ; mesela galatasaray futbol takımı' na oynattığınız sistemden ötürü orta saha da aynı anda ayhan akman, barış özbek ve mustafa sarp' ı oynatmanıza bir anlam veremiyorum. ayrıca arada bir de olsa kalede aykut erçetin' e şans vermenize de çoğu kez bir anlam yükleyemiyorum. sadede gelirsem; sayın hocam siz koskoca barcelona' da rüyalarımızı süsleyen başarılara ulaşmış bir teknik direktörsünüz. bu barcelona' da xavi, iniesta, deco gibi orta saha oyuncularıyla çalışmışsınız - yani görmüş geçirmiş birisiniz -. bu adamların teknik direktörlüğünü yapmış olduğunuzdan ötürü ayhan akman, barış özbek, mustafa sarp gibi oyunculara galatasaray futbol takımı' nda aynı anda yer vermenizi yadırgıyorum. tamam hocam yokluktan anlarız. elinizde yok ama bu 3 lüyü aynı anda oynatacak kadar yokluk çekmediğimizi ben görebiliyorum. kaldı ki bu oyuncuları daha önceden de * biliyorsunuz. yani adamları tanımaya ihtiyacınız olduğunu pek sanmıyorum...
son olarak bizler öyle rahat memleketlerin (u: ingiltere, fransa, almanya gibi ekonomik açıdan türkiye' den daha rahat olan ülkeler kastedilmiştir.) vatandaşlarından değiliz. çoğu vatandaşımız normal hayatlarında stres yaşar durur. yani şu futbol denen mereti bir nevi mutluluk aracı ya da sığınacak bir liman olarak görüyoruz. çünkü burası ilginç bir ülke hocam aniden bir kriz neyim patlak verebilir. çoğu insanın iş hayatında fazla garantisi yoktur. sürekli gelecek kaygısı yaşarız. sırf gelecekte işsiz kalmayalım, adam olalım diye öğrenim hayatımızın büyük kısmında ülke şartlarındaki büyük paraları dershanelere yatırırız.. daha açık nasıl söylesem biz hayattan kaçmak için futbola kendimizi fazla kaptırırız. bu yüzden normal hayatımızda yaşadığımız sıkıntıyı, belirsizliği, karamsarlığı taraftarı olduğumuz futbol takımında da yaşamak istemiyoruz. umarım bir şeyler ifade edebilmişimdir.
2010-2011 sezonunda bol şans diliyorum...
son olarak bizler öyle rahat memleketlerin (u: ingiltere, fransa, almanya gibi ekonomik açıdan türkiye' den daha rahat olan ülkeler kastedilmiştir.) vatandaşlarından değiliz. çoğu vatandaşımız normal hayatlarında stres yaşar durur. yani şu futbol denen mereti bir nevi mutluluk aracı ya da sığınacak bir liman olarak görüyoruz. çünkü burası ilginç bir ülke hocam aniden bir kriz neyim patlak verebilir. çoğu insanın iş hayatında fazla garantisi yoktur. sürekli gelecek kaygısı yaşarız. sırf gelecekte işsiz kalmayalım, adam olalım diye öğrenim hayatımızın büyük kısmında ülke şartlarındaki büyük paraları dershanelere yatırırız.. daha açık nasıl söylesem biz hayattan kaçmak için futbola kendimizi fazla kaptırırız. bu yüzden normal hayatımızda yaşadığımız sıkıntıyı, belirsizliği, karamsarlığı taraftarı olduğumuz futbol takımında da yaşamak istemiyoruz. umarım bir şeyler ifade edebilmişimdir.
2010-2011 sezonunda bol şans diliyorum...