914
lincoln ile leverkusen maçında soyunma odasında yaşadığı kavga olayından sonra kendisi ile ilgili görüşlerim bir anda alaşağa olmuştu ;ama bu gün bir kez daha anlıyoruz ki fenerbahçe'ye ortegaları, anelkaları getiren hakan bilal kutlualp neyse galatasaray'a elanoları, kewelları, keitaları, santosları getiren haldun üstünel'de bizim için oymuş meğerse. keşke birilerine kafa göz dalsaydı da şu yönetimde kalsaydı diyorsam durumun vahameti ne kadar büyük varın düşünün.
dos santos'un transferini çok iyi hatırlıyorum. santos'a düzenlenen, santos'un bile hayalet görmüşçesine nereye indiğini şaşırdığı, şahşahalı karşılamadan sonra ntv hava alanında haldun üstünel ile ufak bir röportaj yapmış, üstünel'de her zamanki mütevaziliği ile "transfer bir ekip işidir, lütfen bu transferleri bir tek bana mal etmeyin." gibi laflar etmişti. bundan önceki transferlerde de basına yaptığı açıklamalarda hep bu sözlerini tekrarlar dururdu üstünel. peki onun mantığı ile gidelim, transferleri haldun üstünel'e mal etmeyelim ve bu çerçevede transferlere haldun üstünel'in gidişinden sonra bir kere daha bakalım:
2010-2011 sezonu itibari ile adnan sezgin'in haldun üstünel'in deyimi ile ekip işi olan transferlerde etkin rol üstlendiği dönemde gündeme gelen ve alınan oyuncular: lorik cana, vince grella, juan pablo pino, çağlar birinci, serdar özkan, mehmet batdal, kim kallström vs..
haldun üstünel'in transferde aktif rol üstlenirken gündeme gelen ve takıma kazandırılan oyuncular, yani 2009-2010 sezonu: keita, elano, milan baros, leo franco, jo alves, giovanni dos santos, fernando meira( bu dönemde yurt içindeki transferler ile adnan sezgin'in ilgilendiği biliniyordu)
daha önceki sezonlarda transfer edilen carruscaları, inamotoları; lincolnleri, kewelları bu listeye dahil bile etmiyorum. benim için söz konusu olan bu ekip işi olan transfleri doğru düzgün hiçbir araştırmaya girmeden, sırf ucuza alınıp, ya tutarsa zihniyeti ile gerçekleştirip kalburüstü futbolcular ile takımın uzun vadede başarıya ulaştırma felsefesidir. bu strateji kulüp tarihi boyunca sadece 30-40 yılda bir bu takımın başına gelebilecek lucescu gibi mucizevi bir adamın hünerinde başarıya ulaşmıştır. nitekim bunu gerek beşiktaş'ta, gerekse galatasaray'da gerçekleştirmiş, istediği transferler limitsizce yapılınca ise shaktarı uefa şampiyonu yapmıştır. şimdi ise biz total futbol ekolünden gelen rijkaard ile lucescuculuk oynuyoruz. yönetim rijkaard'tan kendi felsefesinden vazgeçip, kalbur üstü futbolcular ile bir şeyler yapmasını istiyor. "bu sene bizde değişeceğiz, rijkaard'ta değişecek" gibi komedi açıklamalar yapıyor. bu ne kadar başarıya ulaşabilir ? güzel futbol isteyen taraftarı nasıl tatmin edebilir ? teknik direktörü yıllarca başarıya ulaşacağı felsefesinden vazgeçirip mecburiyetler neticesinde kumara yöneltmek takıma ne kazandırır ? saldım çayıra mevlam kayıra, "hadi aslanlarım kaplanlarım" gibi bir başarı felsefeniz olacağını bilseydi ya da rijkaard'ın elinde geleceği gören bir teknoloji olsaydı bu sene gündeme gelen oyunculardan sonra bile galatasaray'a kesinlikle gelmezdi.
açıkçası bu sezon yönetim ateş ile oynuyor. güzel futbol ekolünden gelen bu adama listesinde olmayan, kalbur üstü oyuncuları sunarak başarıya ulaştırmaya çalışmak sonu bilinemeyen çok büyük bir macera. sözü tekrar haldun üstünel'e getirirsek kendisi bir teknik direktörün orta bütçeli bir takımda çalışmak isteyeceği transfer becerisine sahip yegane yöneticilerden biriydi. nitekim o gittikten sonra gündeme gelen oyuncular ve oluşan transfer stratejiisi gözler önünde. özlüyorum be ! yokluğu şimdi çok ama çok hissediliyor !
dos santos'un transferini çok iyi hatırlıyorum. santos'a düzenlenen, santos'un bile hayalet görmüşçesine nereye indiğini şaşırdığı, şahşahalı karşılamadan sonra ntv hava alanında haldun üstünel ile ufak bir röportaj yapmış, üstünel'de her zamanki mütevaziliği ile "transfer bir ekip işidir, lütfen bu transferleri bir tek bana mal etmeyin." gibi laflar etmişti. bundan önceki transferlerde de basına yaptığı açıklamalarda hep bu sözlerini tekrarlar dururdu üstünel. peki onun mantığı ile gidelim, transferleri haldun üstünel'e mal etmeyelim ve bu çerçevede transferlere haldun üstünel'in gidişinden sonra bir kere daha bakalım:
2010-2011 sezonu itibari ile adnan sezgin'in haldun üstünel'in deyimi ile ekip işi olan transferlerde etkin rol üstlendiği dönemde gündeme gelen ve alınan oyuncular: lorik cana, vince grella, juan pablo pino, çağlar birinci, serdar özkan, mehmet batdal, kim kallström vs..
haldun üstünel'in transferde aktif rol üstlenirken gündeme gelen ve takıma kazandırılan oyuncular, yani 2009-2010 sezonu: keita, elano, milan baros, leo franco, jo alves, giovanni dos santos, fernando meira( bu dönemde yurt içindeki transferler ile adnan sezgin'in ilgilendiği biliniyordu)
daha önceki sezonlarda transfer edilen carruscaları, inamotoları; lincolnleri, kewelları bu listeye dahil bile etmiyorum. benim için söz konusu olan bu ekip işi olan transfleri doğru düzgün hiçbir araştırmaya girmeden, sırf ucuza alınıp, ya tutarsa zihniyeti ile gerçekleştirip kalburüstü futbolcular ile takımın uzun vadede başarıya ulaştırma felsefesidir. bu strateji kulüp tarihi boyunca sadece 30-40 yılda bir bu takımın başına gelebilecek lucescu gibi mucizevi bir adamın hünerinde başarıya ulaşmıştır. nitekim bunu gerek beşiktaş'ta, gerekse galatasaray'da gerçekleştirmiş, istediği transferler limitsizce yapılınca ise shaktarı uefa şampiyonu yapmıştır. şimdi ise biz total futbol ekolünden gelen rijkaard ile lucescuculuk oynuyoruz. yönetim rijkaard'tan kendi felsefesinden vazgeçip, kalbur üstü futbolcular ile bir şeyler yapmasını istiyor. "bu sene bizde değişeceğiz, rijkaard'ta değişecek" gibi komedi açıklamalar yapıyor. bu ne kadar başarıya ulaşabilir ? güzel futbol isteyen taraftarı nasıl tatmin edebilir ? teknik direktörü yıllarca başarıya ulaşacağı felsefesinden vazgeçirip mecburiyetler neticesinde kumara yöneltmek takıma ne kazandırır ? saldım çayıra mevlam kayıra, "hadi aslanlarım kaplanlarım" gibi bir başarı felsefeniz olacağını bilseydi ya da rijkaard'ın elinde geleceği gören bir teknoloji olsaydı bu sene gündeme gelen oyunculardan sonra bile galatasaray'a kesinlikle gelmezdi.
açıkçası bu sezon yönetim ateş ile oynuyor. güzel futbol ekolünden gelen bu adama listesinde olmayan, kalbur üstü oyuncuları sunarak başarıya ulaştırmaya çalışmak sonu bilinemeyen çok büyük bir macera. sözü tekrar haldun üstünel'e getirirsek kendisi bir teknik direktörün orta bütçeli bir takımda çalışmak isteyeceği transfer becerisine sahip yegane yöneticilerden biriydi. nitekim o gittikten sonra gündeme gelen oyuncular ve oluşan transfer stratejiisi gözler önünde. özlüyorum be ! yokluğu şimdi çok ama çok hissediliyor !