136
bir noktada kaybedilecektir, doğal olarak. fakat öyle bir anlatılıyor ki sanki 30 senedir şampiyon olamayan galatasaray, okan buruk ile küllerinden doğarak şampiyon oldu. aynısını sınırsızca erden timur överken de yapıyorlar: aman efendim yıldızlar, yıldızlar geldi galatasaray'a yıldızlar, erden ağabey getirdi hepsini! sanırsın daha önce galatasaray'da hiç yıldız futbolcu oynamadı...
galatasaray'ın amacı türk olmayan takımları yenmektir. nokta. ligde bir gün fenerbahçe şampiyon olacak ve sonra gene biz olacağız. umarım biz hep daha çok şampiyon olacağız. bir sene okan buruk, öbür sene fatih terim, başka sene hamza hamzaoğlu ile olacağız. karl-heinz feldkamp ihtiyarlıktan işi bırakacak, cevat güler'le de şampiyon olacağız.
ama avrupa'da şamaroğlanına dönmeyi kabullenmeyeceğiz. letonya takımına öne geçtiğin maçta puan verip, "osimhen yoktu" diye bahane sıkan hocamıza, "yakışmıyor!" diyebileceğiz. bize kadar bir golü olan harp malulü bir takımdan kendi evimizde 3 gol yemeyi normalleştirmeyeceğiz. yenildiğimiz maçta yaptığımız presle iki sene övünüp durmayacağız. gayet sıradan bir avrupa takımından 5 gol yiyince bir zahmet bahaneler değil, özür ve özeleştiri duymak isteyeceğiz.
koskoca adamlar da başarılı olunca övüldükleri gibi çuvallayınca yerilmeye kabullenecek. bir zahmet kendisini de eleştirecek. bir değil, iki değil, üç de değil. kimse okan buruk'un kötülüğünü istemiyor ama galatasaray'ın iyiliği, okan buruk'un kariyerinden daha önemli geliyor bana.
ha, iskoçya ligine dönmüş bir ligde şampiyon olmak size yetiyorsa, avrupada iki maçta bir üçlük beşlik olmak içinize siniyorsa... orası size kalmış.
galatasaray'ın amacı türk olmayan takımları yenmektir. nokta. ligde bir gün fenerbahçe şampiyon olacak ve sonra gene biz olacağız. umarım biz hep daha çok şampiyon olacağız. bir sene okan buruk, öbür sene fatih terim, başka sene hamza hamzaoğlu ile olacağız. karl-heinz feldkamp ihtiyarlıktan işi bırakacak, cevat güler'le de şampiyon olacağız.
ama avrupa'da şamaroğlanına dönmeyi kabullenmeyeceğiz. letonya takımına öne geçtiğin maçta puan verip, "osimhen yoktu" diye bahane sıkan hocamıza, "yakışmıyor!" diyebileceğiz. bize kadar bir golü olan harp malulü bir takımdan kendi evimizde 3 gol yemeyi normalleştirmeyeceğiz. yenildiğimiz maçta yaptığımız presle iki sene övünüp durmayacağız. gayet sıradan bir avrupa takımından 5 gol yiyince bir zahmet bahaneler değil, özür ve özeleştiri duymak isteyeceğiz.
koskoca adamlar da başarılı olunca övüldükleri gibi çuvallayınca yerilmeye kabullenecek. bir zahmet kendisini de eleştirecek. bir değil, iki değil, üç de değil. kimse okan buruk'un kötülüğünü istemiyor ama galatasaray'ın iyiliği, okan buruk'un kariyerinden daha önemli geliyor bana.
ha, iskoçya ligine dönmüş bir ligde şampiyon olmak size yetiyorsa, avrupada iki maçta bir üçlük beşlik olmak içinize siniyorsa... orası size kalmış.
