550
25 mayıs günü sabah saat 06:00'da kalkıp izmir'den yola çıktım.
üç saatlik uykuyla galatasaray'ı yalnız bırakmamak adına hem maddi hem manevi bir sürü şeyden feragat ettim.
berbat bir organizasyon ve berbat hava koşulları altında bütün uzuvlarımızın ağrılarıyla galatasaray'ı bekledik.
bütün bunlar hiç ama hiç aklımın ucundan geçmedi, beş saat yağmur altında beklemişim sorun değil dedim.
ama şu çocuğu ıslıkladıkları an o toplulukla bir arada olduğum için o kadar utandım, o kadar vicdanım sızladı ki anlatamam.
galatasaray taraftarının her sezon böyle saçmaladığı bir an çıkar ortaya ama ben hayatımda böyle bir rezillik, böyle bir saçmalık görmedim.
bu rezillik ve vicdansızlık galatasaray taraftarı için bile çok fazlaydı.
adamları susturmaya çalışıyoruz inatla ''torpilli bu çocuk'' diye bağırıyorlar.
hayatımın en rezil günlerinden birini geçiriyorken bir de üstüne böyle bir saçmalık yaşamak hayal kırıklığımı katbekat arttırmıştı.
o kadar soğudum ki galatasaray ve taraftarından, üç gün boyunca galatasaray namına hiçbir şey görmek istemedim.
bir gün önce kendisine forma imzalatma imkanım oldu, ayaküstü hal ve hareketlerinden efendi olduğu o kadar anlaşılıyordu ki bütün önyargımı kırmıştı.
o rezilliği bu çocuk hiç ama hiç hak etmedi, hala aklıma geldikçe utanıyorum.
eminim kendisini teskin eden profesyoneller vardır ama bir büyüğü olarak kendisine naçizane şunları söylemek isterim;
evet takmamak çok zor fakat bu insanların derdi gerçekten seninle değil.
senin torpilli(eğer öyleysen tabi) olmanla da ilgili değil.
bu devletin bütün organlarında torpilli insan kaynıyor, hangi devlet binasının önünde ıslık çalan topluluk gördük?
adamlar nefret dolu kardeşim, hayatlarındaki negatif şeyleri başkalarının üzerinden atmak için fırsat kolluyorlar.
maalesef bu geri kafalı milletin nefret yükü sana yöneldi.
sen yine büyüklük yap, bize ve galatasaray'a küsme.
üç saatlik uykuyla galatasaray'ı yalnız bırakmamak adına hem maddi hem manevi bir sürü şeyden feragat ettim.
berbat bir organizasyon ve berbat hava koşulları altında bütün uzuvlarımızın ağrılarıyla galatasaray'ı bekledik.
bütün bunlar hiç ama hiç aklımın ucundan geçmedi, beş saat yağmur altında beklemişim sorun değil dedim.
ama şu çocuğu ıslıkladıkları an o toplulukla bir arada olduğum için o kadar utandım, o kadar vicdanım sızladı ki anlatamam.
galatasaray taraftarının her sezon böyle saçmaladığı bir an çıkar ortaya ama ben hayatımda böyle bir rezillik, böyle bir saçmalık görmedim.
bu rezillik ve vicdansızlık galatasaray taraftarı için bile çok fazlaydı.
adamları susturmaya çalışıyoruz inatla ''torpilli bu çocuk'' diye bağırıyorlar.
hayatımın en rezil günlerinden birini geçiriyorken bir de üstüne böyle bir saçmalık yaşamak hayal kırıklığımı katbekat arttırmıştı.
o kadar soğudum ki galatasaray ve taraftarından, üç gün boyunca galatasaray namına hiçbir şey görmek istemedim.
bir gün önce kendisine forma imzalatma imkanım oldu, ayaküstü hal ve hareketlerinden efendi olduğu o kadar anlaşılıyordu ki bütün önyargımı kırmıştı.
o rezilliği bu çocuk hiç ama hiç hak etmedi, hala aklıma geldikçe utanıyorum.
eminim kendisini teskin eden profesyoneller vardır ama bir büyüğü olarak kendisine naçizane şunları söylemek isterim;
evet takmamak çok zor fakat bu insanların derdi gerçekten seninle değil.
senin torpilli(eğer öyleysen tabi) olmanla da ilgili değil.
bu devletin bütün organlarında torpilli insan kaynıyor, hangi devlet binasının önünde ıslık çalan topluluk gördük?
adamlar nefret dolu kardeşim, hayatlarındaki negatif şeyleri başkalarının üzerinden atmak için fırsat kolluyorlar.
maalesef bu geri kafalı milletin nefret yükü sana yöneldi.
sen yine büyüklük yap, bize ve galatasaray'a küsme.


