1
frank rijkaard'ın galatasaray'da uygulamak istediği sistemin halk diline çevrilmiş halidir.
futbol oynamak için elinde onbir yetenekli futbolcunun olması gerekmektedir. basit bir oyundur futbol. ortada bir top vardır ve oyuncuları bu topu alıp birbirlerine pas atarak, zaman zaman onu sürerek rakibin kalesine bırakmaktır amaç.
topu alıp sürdüğünüz zaman rakip sizden daha zeki ve daha diri ise ayağınızdan alma ihtimali yüksektir. o yüzden daha çok ve daha hızlı pas yapmak gerekir. hem sahada daha fazla kalabilirsiniz, hem de istenilen hızda ve isabette vurduğunuz takdirde topu kaybetme imkanınız o kadar düşüktür. ve siz ne kadar çok pas yaparsanız rakip topun peşinden o kadar çok koşacak, direnci o kadar düşecek, sinirleri o kadar çok bozulacaktır. pas yaparak ilerlemek işte bu yüzden önemlidir.
savaşmak da önemlidir futbolda. top rakipteyken var gücünüzle doğru zamanda doğru hamleyi yapmalısınız. doğru hamleyi yaptığınızda karşınızdaki istediği kadar yetenekli olsun o topu alırsınız. yeterki doğru zaman ve doğru hamleyi yapabilecek yetenekte ve zekada olun. bunu başaracaksınızdır. bu yüzden frank rijkaard savunmadaki futbolcularıda ortaya çekip orta sahadaki futbolcularıyla birlikte top rakipteyken onları kontrol altında tutmak ister. bunun içinde mücadele gücünün yanında çalım yedikten sonra bile geriye dönüp sizden kaçmaya çalışan rakibi kovalayıp rahatsız etmenizi ister.
üçgen kurmayı ister rijkaard... oyunun her alanında, sahanın her köşesinde küçük küçük üçgenler görmek ister. ortada sıçan oynatmak ister rakibe... kendi oyuncusunun topu kurtaramayacağını anladığı anda pas verecek iki alternatifinin olmasını ister. topu veremeyip kaptırdığında köşelerde bulunan iki oyuncu ile birlikte topu diğer yönlerden almak ister. bu yüzden üçgenlerin önemi büyüktür o'nun için...
sistemin omurgası orta alandaki üçlüdür. bu üçlünün gerideki 4'lü ve önlerindeki 3'lüden daha fonksiyonlu olması gerekir. çünkü oyunu ilerdekiler gibi ofansif, yeri geldiğinde geridekiler kadar da defansif oynamasını ister. hızla ileri koşarken aniden geriye koşması gerektiğinde bunu başarabilmesini ister. geri dörtlüden aldığı topu sağa, sola ve ileriye mümkün olana en doğru anda teslim etmeyi bekler. rakibi en kötü ihtimalle orta alan yayının rakip alan kısmında durdurmayı ister, bunu yapmak içinde doğru hamleler bekler.
futbolun basit bir oyun olduğunu bilir frank rijkaard... futbolu yetenekli insanların oynadığını bilir ancak bu yetenekli oyuncuların aynı zamanda zekalarını kullanmalarını ister. sonrası doğru hamleler...
işte bu yüzden o an geldiğinde öğretecektir bu topun bizim olduğunu, onların kendi toplarıyla oynaması gerektiğini...
işte o an, biz bir kez daha dünyanın en büyüğü olacağız.
futbol oynamak için elinde onbir yetenekli futbolcunun olması gerekmektedir. basit bir oyundur futbol. ortada bir top vardır ve oyuncuları bu topu alıp birbirlerine pas atarak, zaman zaman onu sürerek rakibin kalesine bırakmaktır amaç.
topu alıp sürdüğünüz zaman rakip sizden daha zeki ve daha diri ise ayağınızdan alma ihtimali yüksektir. o yüzden daha çok ve daha hızlı pas yapmak gerekir. hem sahada daha fazla kalabilirsiniz, hem de istenilen hızda ve isabette vurduğunuz takdirde topu kaybetme imkanınız o kadar düşüktür. ve siz ne kadar çok pas yaparsanız rakip topun peşinden o kadar çok koşacak, direnci o kadar düşecek, sinirleri o kadar çok bozulacaktır. pas yaparak ilerlemek işte bu yüzden önemlidir.
savaşmak da önemlidir futbolda. top rakipteyken var gücünüzle doğru zamanda doğru hamleyi yapmalısınız. doğru hamleyi yaptığınızda karşınızdaki istediği kadar yetenekli olsun o topu alırsınız. yeterki doğru zaman ve doğru hamleyi yapabilecek yetenekte ve zekada olun. bunu başaracaksınızdır. bu yüzden frank rijkaard savunmadaki futbolcularıda ortaya çekip orta sahadaki futbolcularıyla birlikte top rakipteyken onları kontrol altında tutmak ister. bunun içinde mücadele gücünün yanında çalım yedikten sonra bile geriye dönüp sizden kaçmaya çalışan rakibi kovalayıp rahatsız etmenizi ister.
üçgen kurmayı ister rijkaard... oyunun her alanında, sahanın her köşesinde küçük küçük üçgenler görmek ister. ortada sıçan oynatmak ister rakibe... kendi oyuncusunun topu kurtaramayacağını anladığı anda pas verecek iki alternatifinin olmasını ister. topu veremeyip kaptırdığında köşelerde bulunan iki oyuncu ile birlikte topu diğer yönlerden almak ister. bu yüzden üçgenlerin önemi büyüktür o'nun için...
sistemin omurgası orta alandaki üçlüdür. bu üçlünün gerideki 4'lü ve önlerindeki 3'lüden daha fonksiyonlu olması gerekir. çünkü oyunu ilerdekiler gibi ofansif, yeri geldiğinde geridekiler kadar da defansif oynamasını ister. hızla ileri koşarken aniden geriye koşması gerektiğinde bunu başarabilmesini ister. geri dörtlüden aldığı topu sağa, sola ve ileriye mümkün olana en doğru anda teslim etmeyi bekler. rakibi en kötü ihtimalle orta alan yayının rakip alan kısmında durdurmayı ister, bunu yapmak içinde doğru hamleler bekler.
futbolun basit bir oyun olduğunu bilir frank rijkaard... futbolu yetenekli insanların oynadığını bilir ancak bu yetenekli oyuncuların aynı zamanda zekalarını kullanmalarını ister. sonrası doğru hamleler...
işte bu yüzden o an geldiğinde öğretecektir bu topun bizim olduğunu, onların kendi toplarıyla oynaması gerektiğini...
işte o an, biz bir kez daha dünyanın en büyüğü olacağız.