• 613
    merhaba sayın sözlük ailesi

    8 yıl sonra tekrar bir şeyler yazmak için geri döndüm. özlediniz beni dimi itiraf edin (o sırada kimse tanımıyor :(( )

    en son 5-0'lık beşiktaş maçı öncesi "bu sezon bütün maçları defterimle kalemimle izleyeceğim not alacağım, orta doğu ve balkanların en iyi maç sonu yorumcusu ben olacağım lan" deyip 5 yedikten sonra olmaz olsun böyle kariyer diyerek ertelemiştim. bu akşam yine gaza geldim aldım defterimi kalemimi oturdum. yine puan kaybı. ama kazanacak gibiydik lan o yüzden devam ettim.

    öncelikle bütün bir hafta boyunca içten içe eyüp başkanı'nın galatasaraylı olması teknik direktörünün arda olması gibi durumlardan ötürü acaba bir beraberlik mi olsa herkes sussa kendimizi açıklamaya çalışmasak mı diye düşünüyordum. halbuki biri kendi evinde galatasaray'dan 3 yemiş, öbürüne baksan kasım ayında dağılmış liderin bilmemkaç puan arkasına düşmüş sayın güzide rakiplerim, sizin yenemediğiniz galatasaray'ı eyüp yenecek de işte teknik direktörü galatasaraylı ondan yenildi mi olacak? saçma zaten ama gel de anlat.

    maça geçersek muhtemelen tek taktik antremanla maça çıkan takımdan bekleyeceğimiz gibi başladık. abdülkerim'in ilk 5 dakikada halil'e iki kere geçilmesi kötüye alametti. öte yandan caner'in ağırlığını kullanan barış alper çok istekli ve hırslı başladı. claro ilk 10 dakikada osimhen'e çok yakın oynayıp top aldırmadı. osimhen'in claro'dan ilk kurtulduğu pozisyon açık ofsayttı zaten dakika 12'de. o pozisyon sonrasında 1-1.5 dakika boyunca topu bir türlü kazanamadık ve eyüp'ün golü geldi. golde leo dubois topu kazandığında golü atan emre ile abdulkerim aynı hizada. torreira'nın yatarak müdahelesi yetersiz kalınca daha 13. dakikada 4'e 2 kaldık orta sahanın ilk metrelerinde. orta açılana kadar abdülkerim ve barış'ın dönmesine rağmen yine de gol vuruşu öncesi 4 eyüplü 4 galatasaraylı vardı ceza sahamızda. sallai niye dönmedi diye kızdım ama topu kaptırdığında bir müdahele var herhalde. beinsport sağolsun daha sonra tekrarlarında da göstermedi anlayamadık. ya da ben kaçırdım.

    ilk 25 dakikada osimhen'in direkten dönen topu en net pozisyondu gol dışında diye düşünüyorum. ama adam ne kadar fizikli ya iki stoperi birbirine çarptırıp pozisyona girdi. bu arada defansta abdülkerim halil'e kafa topları vermeye devam ediyordu. 35'te sakatlanan abdülkerim yerine nelsson değil de berkan tercihi okan hoca'nın nelsson'u hiç düşünmediğinin kanıtı oldu (nasıl düşünsün ki, haklı). ben 4'lüye mi dönüyoruz diye düşündüm ama sol stoper olarak devam etti berkan maça.

    40'tan sonra ortalarla, duran toplarla pozisyon bulmaya çalıştık ama yunus ve sallai ortaları isabetsiz kalıyordu. dönen topları toplayan sara diye torreira diye adamlar var. işte onlardan allah razı olsun. herhalde 44 ile ilk yarı sonuna kadar (45+6) eyüp kendi sahasından çıkamadı ve sonunda barış alper'in golü geldi. ister allah çalışanı görür deyin, ister stoacı düşünüp sen elinden geleni yap sonuç zaten kendi gelir deyin barış alper iğne deliğinden geçirdi topu. gol atıp soyunma odasına girmek her takımın en çok isteyeceği şeydir eminim. nitekim ikinci yarının ikinci dakikasında öne geçtiğimiz golü de bulduk.

    yunus'un, benim düşüncem, en önemli özelliği dribblingi. ilk yarı bitip istatistiklerine baktığımda 0/2'ydi. üstüne ortalarda da isabeti yoktu. sallai'nin ise 0/4 orta isabeti kötüydü, geri dönüşlerde geç kalıyordu.

    ikinci yarı başlar başlamaz gol gelince tamam dedim fark gelecek. çok iştahlı başladık. 70'e kadar eyüp'ün yarı sahasından çıktığı çok az görüldü. bu dakikaya kadar maçı koparmalıydık ama son vuruşlardaki becerisizlik eyüp'ün umutlarını diri tuttu. 53'te barış (sol ayak), 70' sallai'nin altıpastan kafası, 62'de mertens'in ortasında osimhen'in ıskası yüzde yüzlük pozisyonlar.

    son maçlarda ilk 11 başlattığı ampem'i de içeri attı arda hoca. bir uzun topta, bir kontra atakta beraberliği yakalarım diye düşündü, oldu da. yani metehan'ın durduğu yer o kadar kötü ki sanki sanchez'i marke ediyor. atak yerken half space'in bu kadar boş kalması büyük yerleşim hatası. okan hoca bunun üstünde duracaktır. barış fark edip kovalamaya başladı ama yetişemedi.

    2-2'den sonra da öne geçecek çok pozisyonlar bulmaya devam ettik ama bir türlü golü yapamadık. 75 barış yine solla vurdu olmadı, 78 osimhen ceza sahası içinde sağ çaprazdan çok kötü vurdu, 80'de metehan yine berke'nin üstüne vurdu. 87'de demirbay devamında jelert yine olmadı. bu pozisyondan sonra not aldım xg'miz herhalde 5 oldu dedim ama maçkolik'te 4.7 sofascore'da 4.35 diyor. yine berke en çok kurtarış yaptığı maçı oynuyor diye not almışım, maç sonu öğrendim öyleymiş. berke evet iyi kaleci ama kariyer maçı oynamasının sebebi biraz da bizim son vuruşlardaki kalitesizlik olduğunu düşünüyorum. bu kalitesiz şutların bir kısmını da yorgunluğa bağlayabiliriz.

    sonradan oyuna girenlerde berkan uzun toplarında ve ortalarında isabet bulamazken sallai ile yaptıkları ikiye birlerde çok başarılıydı, sallai'nin 2. yarıdaki performansının yükselmesini sağladı. defansif hamlelerde de başarılıydı. abdülkerim ve kaan'ın sakatlıklarında 3'lüye devam edilecekse berkan oynayacaktır.

    jelert'i sonradan girdiği maçlarda olumlu işler yapması sayesinde önümüzdeki maçlarda ilk 11 başlayacaktır. barış'ın ve yunus'un sezon başından beri bu kadar süre alması zaman zaman oyundan düşmelerine sebep oluyor. jelert ile rotasyona girmeli bu iki isim.

    ziyech hep aynı ziyech. 90+9'da son pozisyon belli, korner gibi serbest atış kullanıyorsun kaleye vurmaya ne gerek var? kaldır içeri bir karambol olur, birinin eline çarpar, bir pozisyon olur. o dakikada oradan kaleye vurmaya gerçekten gerek var mı?

    bu kadar üstün oynayıp bu kadar pozisyona girip puan kaybetmek can sıkıcı. öte yandan 3 gün önce yüksek tempoda, hollanda'da maç oynayıp yine bu kadar istekli olmak madalyonun öteki yüzü. bu istek, bu hırs bizi iki kupada da başarıya götürecektir. meşaleleri şimdiden yakmayın mayıs'ta çok yakacağız. lazım olacak.

    saygılarımla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın