42
çok sevdiğim güzel kardeşim. hem okulumdan hem iş yerimden arkadaşım. ofiste yanıma gelip "sürekli gizli gizli ne yazıyorsun sen" diyip sözlüğü öğrenmişti benden. sonrasında da hiç kapatmadı zaten sayfayı. vefatından sonra da kim bilir kaç kez okudum o son entrysini. (bkz: #3951270)
defalarca buraya gelip yazmaya çalıştım, yazdım yazdım sildim. elim varmadı berk'i kaybettik demeye. hala da zorlanıyorum. bugün başlığını solda görünce yine o güne gittim. o ilk haberi alınca idrak edememiştim. ne yapacağımı bilememiştim. aradan geçen onca zamana rağmen hala kabullenemiyorum.
başakşehir maçında* kazandığımız şampiyonluk maçına tribüne gitmeye ikna etmişti beni. daha dün gibi. ben "kim gidecek istanbul'a kadar" diye mırın kırın ederken ben sürerim arabayı, internetten de bilet buluruz gel gidelim diyip ikna etmişti. iyi ki de gitmişim. berk ile birlikte gittiğim ilk ve son maçımız olacağından habersizdim.
birçok maçtan sonra ve devre arasında beni arar kritiğini yapardı. çok sinirlenirdi kazanamayınca. galibiyet alınca da bir o kadar mutlu olurdu. genç yaşında yaşadığı tecrübeler o kadar çok ki, nasıl hepsini kaldırdı, nasıl son ana kadar umutlu ve mutlu kaldı şaşırırdım. son 1-1.5 yılda maalesef hiç yüz yüze görüşemedik. düğünüme gelemediği için üzülmüştü, arkadaşlarımız vasıtasıyla hediyesini de göndermişti. o sıralarda hastanede olduğundan bile haberim yoktu maalesef. düşündükçe kahroluyorum.
kendisinin de belirttiği gibi, gerçekten de en mutlu anlarını galatasaray yaşattı ona. bunca zorlukta en büyük desteği, dayanak noktası, mutluluğu hep galatasaray'dı. eminim gittiği yerde hala buraları okumaya ve galibiyetlerimizi kutlamaya devam ediyordur, öyle düşünüyorum.
çok özlüyorum.
defalarca buraya gelip yazmaya çalıştım, yazdım yazdım sildim. elim varmadı berk'i kaybettik demeye. hala da zorlanıyorum. bugün başlığını solda görünce yine o güne gittim. o ilk haberi alınca idrak edememiştim. ne yapacağımı bilememiştim. aradan geçen onca zamana rağmen hala kabullenemiyorum.
başakşehir maçında* kazandığımız şampiyonluk maçına tribüne gitmeye ikna etmişti beni. daha dün gibi. ben "kim gidecek istanbul'a kadar" diye mırın kırın ederken ben sürerim arabayı, internetten de bilet buluruz gel gidelim diyip ikna etmişti. iyi ki de gitmişim. berk ile birlikte gittiğim ilk ve son maçımız olacağından habersizdim.
birçok maçtan sonra ve devre arasında beni arar kritiğini yapardı. çok sinirlenirdi kazanamayınca. galibiyet alınca da bir o kadar mutlu olurdu. genç yaşında yaşadığı tecrübeler o kadar çok ki, nasıl hepsini kaldırdı, nasıl son ana kadar umutlu ve mutlu kaldı şaşırırdım. son 1-1.5 yılda maalesef hiç yüz yüze görüşemedik. düğünüme gelemediği için üzülmüştü, arkadaşlarımız vasıtasıyla hediyesini de göndermişti. o sıralarda hastanede olduğundan bile haberim yoktu maalesef. düşündükçe kahroluyorum.
kendisinin de belirttiği gibi, gerçekten de en mutlu anlarını galatasaray yaşattı ona. bunca zorlukta en büyük desteği, dayanak noktası, mutluluğu hep galatasaray'dı. eminim gittiği yerde hala buraları okumaya ve galibiyetlerimizi kutlamaya devam ediyordur, öyle düşünüyorum.
çok özlüyorum.