1048
okan buruk'un fabrika ayarlarına döndüğü maç.
kendimin de dahil olduğu 80'li yıllarda doğan galatasaray taraftarları genel itibariyle şanslılardır. lig şampiyonlukları ve avrupa kupaları bizim en güzel çağlarımızda geldi ki bizim jenerasyonla birlikte taraftar sayısındaki artış da bunun en büyük kanıtı. bizim jenerasyonun en büyük derdi ise kadıköy'den bir türlü galibiyet yada beraberlik çıkartamadığımız dönem oldu. her maçın hikayesi farklıydı, kimi zaman hakem, kimi zaman fazla motivasyon, kimi zaman birilerinin tezgahı. -zamane çocukları ve gençleri çok şanslı-
tarih yaprakları "23 şubat 2020" yi gösterdiğinde ise makus talihimizin kırılmasını yaşadık ve gök tengri bizlere şeytanın bacağını kırmayı nasip etti. onyekuru'nun attığı 3.gol sonrası yaptığı gol sevinci bizim jenerasyon için fazlasıyla özel ve anlamlı olduğunu düşünüyorum.
bu tarihten sonra kadıköy'de oynanan derbilerde yine stres yaşıyorduk lakin camia üzerindeki ölü toprağını o maçla beraber atmıştı ve artık kadıköy aslında o kadar da kadıköy değildi.
bu maça gelirsek, kağıt üzerinde çok defa kadıköy'e daha iyi kadrolar ile gittik, şu an için çok farkında olmasak da gelecek yıllarda şu maçın kadrosuna dönüp baktığımızda diyeceğimiz ilk şey zaten kadro olarak fenerbahçe'den üstünmüşüz olacak. tabi hafızası iyi olan dostlar hemen hatırlayacaklar transfer döneminde yaşadığımız badireyi.
gabriel sara misal; 1-2 hafta evvel çoğumuz açısından adam iyi falan ama o kadar para vermek de ne bileyim kıvamındayken şu an rüştünü ispat etmek üzere ve üstüne koya koya gideceğine dair neredeyse herkes hem fikir.
yunus akgün mesela; cumartesi gecesi belki de kariyerinin dönüm noktalarından birini yaşadı ve artık onun için taraftar daha olumlu ve sabırlı olma konusunda toleranslı olacak.
ismail jakobs örneğin; an itibariyle yıllardır kangrene dönüşen sol bek sorununu çözdü gözüyle bakıyoruz.
ve osimhen; hala bizim için oynuyor olması hayatın doğal akışına ters.
son olarak icardi; o gün stada yalnızca kutlama için gelmişti. süre bile almasına gerek kalmadı. tıpkı batshuayi gibi.
okan buruk'a bu maç için özel bir paragraf açmasak haksızlık olacaktır. mourinho'yu tam anlamıyla mat etti. tüm hafta yapılan algılara kulağını tıkayışı, ekibi ile birlikte hazırladığı taktik plan, oyunu okuması ve tüm bunlar kadar bir başka önemli olanda saha kenarındaki duruşu. 10 üzerinden 10!
sarsılan itibarını cumartesi gecesi toparladı okan hoca ve şimdi sırada 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı var. alınacak bir intikamı ve önünde takımının daha da oturmasını sağlayacak zamanı var.
her şey yeniden okan buruk'un elinde aynı motivasyon ile devam ederse 28 ekim pazartesi akşamı sami yen'den çıkacak sonuç geçtiğimiz cumartesi gününden farklı olmayacak.
avrupa kupaları için ise okan buruk'un bize bir çeyrek final yaşatması gerek. bu takım zaten son 16'ya kalırsa eğer o motivasyon ile hayal edebileceklerimizin zaten sınırı yok. yaptık, yine yaparız.
kendimin de dahil olduğu 80'li yıllarda doğan galatasaray taraftarları genel itibariyle şanslılardır. lig şampiyonlukları ve avrupa kupaları bizim en güzel çağlarımızda geldi ki bizim jenerasyonla birlikte taraftar sayısındaki artış da bunun en büyük kanıtı. bizim jenerasyonun en büyük derdi ise kadıköy'den bir türlü galibiyet yada beraberlik çıkartamadığımız dönem oldu. her maçın hikayesi farklıydı, kimi zaman hakem, kimi zaman fazla motivasyon, kimi zaman birilerinin tezgahı. -zamane çocukları ve gençleri çok şanslı-
tarih yaprakları "23 şubat 2020" yi gösterdiğinde ise makus talihimizin kırılmasını yaşadık ve gök tengri bizlere şeytanın bacağını kırmayı nasip etti. onyekuru'nun attığı 3.gol sonrası yaptığı gol sevinci bizim jenerasyon için fazlasıyla özel ve anlamlı olduğunu düşünüyorum.
bu tarihten sonra kadıköy'de oynanan derbilerde yine stres yaşıyorduk lakin camia üzerindeki ölü toprağını o maçla beraber atmıştı ve artık kadıköy aslında o kadar da kadıköy değildi.
bu maça gelirsek, kağıt üzerinde çok defa kadıköy'e daha iyi kadrolar ile gittik, şu an için çok farkında olmasak da gelecek yıllarda şu maçın kadrosuna dönüp baktığımızda diyeceğimiz ilk şey zaten kadro olarak fenerbahçe'den üstünmüşüz olacak. tabi hafızası iyi olan dostlar hemen hatırlayacaklar transfer döneminde yaşadığımız badireyi.
gabriel sara misal; 1-2 hafta evvel çoğumuz açısından adam iyi falan ama o kadar para vermek de ne bileyim kıvamındayken şu an rüştünü ispat etmek üzere ve üstüne koya koya gideceğine dair neredeyse herkes hem fikir.
yunus akgün mesela; cumartesi gecesi belki de kariyerinin dönüm noktalarından birini yaşadı ve artık onun için taraftar daha olumlu ve sabırlı olma konusunda toleranslı olacak.
ismail jakobs örneğin; an itibariyle yıllardır kangrene dönüşen sol bek sorununu çözdü gözüyle bakıyoruz.
ve osimhen; hala bizim için oynuyor olması hayatın doğal akışına ters.
son olarak icardi; o gün stada yalnızca kutlama için gelmişti. süre bile almasına gerek kalmadı. tıpkı batshuayi gibi.
okan buruk'a bu maç için özel bir paragraf açmasak haksızlık olacaktır. mourinho'yu tam anlamıyla mat etti. tüm hafta yapılan algılara kulağını tıkayışı, ekibi ile birlikte hazırladığı taktik plan, oyunu okuması ve tüm bunlar kadar bir başka önemli olanda saha kenarındaki duruşu. 10 üzerinden 10!
sarsılan itibarını cumartesi gecesi toparladı okan hoca ve şimdi sırada 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı var. alınacak bir intikamı ve önünde takımının daha da oturmasını sağlayacak zamanı var.
her şey yeniden okan buruk'un elinde aynı motivasyon ile devam ederse 28 ekim pazartesi akşamı sami yen'den çıkacak sonuç geçtiğimiz cumartesi gününden farklı olmayacak.
avrupa kupaları için ise okan buruk'un bize bir çeyrek final yaşatması gerek. bu takım zaten son 16'ya kalırsa eğer o motivasyon ile hayal edebileceklerimizin zaten sınırı yok. yaptık, yine yaparız.