• 13
    dünya kupası’nın başlamasına 10 gün kala, turnuvanın resmî topu jabulani, parçapinçik ediliyor. ınter’in de kalesini koruyan brezilyalı file bekçisi julio cesar’ın sanki bakkaldan alınmış gibi olduğunu iddia ettiği meşin yuvarlağı ispanyol meslektaşı ıker casillas, berbat olarak nitelendirilmişti. 1970’ten beri turnuvaların top tedarikçisi olan adidas, eleştirilere şaşıradursun, biraz geçmişe dönelim…

    domuzun idrar torbasından meşin yuvarlağa

    aslında her şey, kauçuk ağacı reçinesini kükürt ve ısıyla sertleştirmeye başaran charles goodyear’ın 1855’te icadını yapmasıyla başladı. bugünün lastik devi imparatorluğun kurucusu, domuzun idrar torbasından yapılan toplara veda etmemizi sağlamıştı.

    7 kasım 1863’te ilk defa kullanılan top bugün müzede sergilenedursun, bir sonraki yüzyılda teknoloji hayatın her alanında olduğu gibi meşin yuvarlak bakımından da önem kazanmaya başlamıştı.

    1900’lerin başlarında yapılanlar, ayakla vurmak için idealdi de onlara kafayla temas etmek yürek isterdi. dikimleri, suyu emmeleri nedeniyle yağmurda sağlık topuna dönüşen meşin yuvarlakların sık sık derisi yüzülmekte, devamlı şişirilmesi gerekmekteydi.

    top kavgası

    1930 dünya kupası ile top savaşları başlamıştı adeta. river ırmağının birbirinden ayırdığı uruguay ile arjantin, ilk şampiyonanın finalinde buluştuklarında, tangonun tanrısı carlos gardel’in kime ait olduklarını dışında da bir tartışma kaynağı da patlamıştı, maçın hangi topla oynanacağı.

    taraflar anlaşamayınca, iş maçın belçikalı hakemi langenus’a düşmüştü. tevatüre göre olası bir ters sonuçta uruguay’dan çabuk kaçmak için limanda gemi bekleten futbol tarihinin unutulmaz golf pantolonlusu, ilk yarının arjantin’in, ikinci devrenin ise uruguay’ın topuyla oynanmasına karar vermişti. her iki ülke de kendi meşin yuvarlağıyla kazandıysa da ikinci 45 dakikanın sonunda tabelada yazan 4-2, uruguay’ı şampiyon yapmıştı.

    bina yaparken top yapan adam

    toplar giderek gelişiyordu. yeniler suyu daha kolay emebiliyordu. sağlık topları devri hafif hafif kapanıyordu. sert bezler meşin yuvarlağın yüzünü güçlendirse de meşin yuvarlaklar sık sık patlayabiliyordu. deri yüzeyindeki kalitesizlik sorumlu gösterilirken, geçen yüzyılın rönesans adamlarından richard buckminster fuller’ın minimum malzemeyle bina yapmaya çalışırken geliştirdiği tasarım, devrimi yaratıyordu.

    iç içe girmiş altıgen, beşgen ve üçgenler sayesinde bir manada modern futbol topu doğuyordu. 20 altıgen ve 12 beşgen yüzden oluşan buckminster tasarımı sayesinde yuvarlak bildiğimiz yuvarlak oluyordu. danimarka’da ilk defa 1950’lerde vurulmaya başlanan 32 panellik topun dünya kupası’na gelmesine daha vardı.

    ilk defa 1963’te meşin yuvarlak teknolojisiyle tanışan adidas, 1970’ten itibaren kupalarda boy göstermeye başlamıştı. televizyondan ilk yayınlanan dünya kupası’na yataklık eden meksika’da telstar, siyah-beyaz petekleriyle aklımızda yer etmişti. tabii 32 panelliydi. 1978’de arjantin’un ruhuna uygun olarak tasarımla oynanmış tango durlast ortaya çıkmıştı.

    son deri top ispanya'da

    1982 ispanya dünya kupası için dizayn edilen tango espano, tamamı deri olan son toptu. artık top suya karşı ziyadesiyle duyarlıydı. bir sonraki şampiyona için tasarlanan sentetik azteca, ismini taşıyan statta maradona’nın ayağında büyülemişti doğrusu. ıtalia 90’da merhaba dediğimiz etrvsco’nun içi poliuretan köpükle kaplanmıştı. etrüsklerin diyarında tanıştığımız top, bir döneme damgasını vurmuş, gönüllerin sultanı olmuştu.

    1994’te dünya kupası yeni dünya’ya açılırken, etrvsco’nun abisi questra ayaklarda dolaşıyordu. kontrolü daha kolay top, çok daha hızlanabiliyordu. 1998’de fransa’da halkı “allez les bleus”ler eşliğinde champs elysees’de toplayan zidane ve arkadaşları adidas tricolore ile özdeşleşiyordu. fransa’nın simgesi olan üç renkten adını alan meşin yuvarlak, futbolseverler bağlamında ise tutmuyordu.

    memleketin fevernova aşkı

    2002’de bizi saran fevernova aşkını anlatmaya gerek yok. bir ömür sonra dünya kupası’na katılan türkiye üçüncü olurken, ilhan mansız’ın senegal’e uzatmalarda attığı vole kalplere kazanıyordu. bizimkilerin balon gibi hafif, kontrolü çok zor diye yerden yere vurdukları meşin yuvarlak, belki de türkiye’yi zirveye taşıyordu.

    2006’da almanların takım ruhundan adını alan teamgeist, 14 paneliyle bilindi. gerçekten üstün alman teknolojisinin eseri gibiydi. buckminster’in dizaynı tarih kitaplarında yerini alırken kusursuzluk kural olmuştu. eleştiriler ise her zamanki gibi duyulmuştu...

    ---------alinti----------- *
App Store'dan indirin Google Play'den alın