10235
kendisini arda turan zanneden taraftarların ortaya çıktığı oyuncudur.
efendim az top kaybedecek, aynı skor ve oyun sürekliliğine devam edecek, taraftarın aşağılamalarına sabri gibi katlanacak. var mı başka istek?
hayır aynı olayı arda'ya yapmadıklarını bilsem diyeceğim ki, belki de bizim taraftar haklıdır. yok ama inanılmaz bir güruh var galatasaray'da, sürekli hesabı birine kesmek isteyen. bu sara olur, berkan olur, kerem olur, yunus olur, ileride barış alper de olur.
kerem oyunu hızlandıran bir oyuncu ve bunu da çoğunlukla delerek veya boş alan koşusu yaparak yapmaya çalışıyor. barış kadar güçlü mü? hayır, ancak barıştan daha hızlı. bahsettiğim şey oyun akıl hızı, çoğu zaman attığı pasların saçma olması veya fazla hızlanıp çuvallaması bu yüzden. ama aynı sebep sayesinde de deli gibi istatistik yapıyor, maç kazandırıyor.
şimdi bunların bütün ortak kümesini en elit şekilde yapan da arda turan'dı. ona da bilmem kimle çıkıyor, yok sakatlanıyor, yok biz niye şampiyon olamıyoruz. arda galatasaray'dan gidene kadar tek yanlışı olmamıştır ne kulübe ne de hayata karşı. sanki bireysel spor, şu an tapındığınız arda güler'i benzer yaşlarda top diye oynardı arda turan. teknik desen var, güç desen var, öyle yıkıldığını hatırlamam. bitiriciliği kötü ama yaratıcılığı üst düzeydir. hatta bitiricilik açığını bile kapatacak derecede yaratıcıdır.
tutturdunuz bir top kaybı da top kaybı. açın bakayım bakalım epl'de ciddi süreler almaya başladığından beri ilk 5'te kim var? alexander trent arnold... var mı liverpool'dan bunu norwich'e verelim, bize para getirsin falan diyen? yani her veriyi en dar açıdan değerlendirmiyorlar mı, kafayı yersin. aynı listede kevin de bruyne bile var belli aralıklarda. neden top kaybediyor acaba? tekniği mi yetersiz kdb'nin?
hadi farklı alana geçelim, basketbolda en çok top kaybı yapanlar kimler? nba'in süperstarları...
zaten bir takım sporunda bir oyuncunun en fazla top kaybı yapabilmesi için, takım adına çok önemli işler yapması lazım. yoksa arkadaşları topu ona atmazlar bu kadar basit.veya hocası oynatmaz. bunu bile algılayamayan insanlar türedi günümüzde...
ıcardi babasının hayrına mı seviyor keremi? kerem belki çoğunlukla denediği şeylerde başarısız oluyor, ancak maçta 3 defa başarılı oldu mu, 3 defa gol pozisyonu oluyor, 5 defa oldu mu, 5 tane oluyor. dün konyaspor maçında rakibi geçmesi vardı bir pozisyonda. çizgiden kale önüne kadar indi, son topta ne oldu hatırlamıyorum. bunun gibi bir sürü örnekleme yaparım.
takımda 10 tane hagi olmaz, olsa da başarılı olamaz. 1 tane hagi olur, bolca da başıboş köpekleri olur. hasan şaş gibi, hakan ünsal gibi, hakan şükür gibi, okan buruk gibi. yandık ya vallahi, mesela siz okan buruk'u hiç izlediniz mi acaba? o zamanlar veri tutulmuyor tabii, hasan ve okan her maç ne kadar top kaybederdi biliyor musunuz? hakan şükür'ün arka arkaya kaç tane gol kaçırdığını? bazen taraftarın nefesini kesecek kadar kazma olduğunu?
her maç birine kitlenmekten vazgeçin, maçı yorumlayın, rakibi yorumlayın, hocanın ne yapmaya çalıştığını anlayın. bıktım artık sözlükte, birilerinin birini savunmak zorunda kalmasından. her maç belli oyuncuların entry numaralarının yüksek olmasından.
efendim az top kaybedecek, aynı skor ve oyun sürekliliğine devam edecek, taraftarın aşağılamalarına sabri gibi katlanacak. var mı başka istek?
hayır aynı olayı arda'ya yapmadıklarını bilsem diyeceğim ki, belki de bizim taraftar haklıdır. yok ama inanılmaz bir güruh var galatasaray'da, sürekli hesabı birine kesmek isteyen. bu sara olur, berkan olur, kerem olur, yunus olur, ileride barış alper de olur.
kerem oyunu hızlandıran bir oyuncu ve bunu da çoğunlukla delerek veya boş alan koşusu yaparak yapmaya çalışıyor. barış kadar güçlü mü? hayır, ancak barıştan daha hızlı. bahsettiğim şey oyun akıl hızı, çoğu zaman attığı pasların saçma olması veya fazla hızlanıp çuvallaması bu yüzden. ama aynı sebep sayesinde de deli gibi istatistik yapıyor, maç kazandırıyor.
şimdi bunların bütün ortak kümesini en elit şekilde yapan da arda turan'dı. ona da bilmem kimle çıkıyor, yok sakatlanıyor, yok biz niye şampiyon olamıyoruz. arda galatasaray'dan gidene kadar tek yanlışı olmamıştır ne kulübe ne de hayata karşı. sanki bireysel spor, şu an tapındığınız arda güler'i benzer yaşlarda top diye oynardı arda turan. teknik desen var, güç desen var, öyle yıkıldığını hatırlamam. bitiriciliği kötü ama yaratıcılığı üst düzeydir. hatta bitiricilik açığını bile kapatacak derecede yaratıcıdır.
tutturdunuz bir top kaybı da top kaybı. açın bakayım bakalım epl'de ciddi süreler almaya başladığından beri ilk 5'te kim var? alexander trent arnold... var mı liverpool'dan bunu norwich'e verelim, bize para getirsin falan diyen? yani her veriyi en dar açıdan değerlendirmiyorlar mı, kafayı yersin. aynı listede kevin de bruyne bile var belli aralıklarda. neden top kaybediyor acaba? tekniği mi yetersiz kdb'nin?
hadi farklı alana geçelim, basketbolda en çok top kaybı yapanlar kimler? nba'in süperstarları...
zaten bir takım sporunda bir oyuncunun en fazla top kaybı yapabilmesi için, takım adına çok önemli işler yapması lazım. yoksa arkadaşları topu ona atmazlar bu kadar basit.veya hocası oynatmaz. bunu bile algılayamayan insanlar türedi günümüzde...
ıcardi babasının hayrına mı seviyor keremi? kerem belki çoğunlukla denediği şeylerde başarısız oluyor, ancak maçta 3 defa başarılı oldu mu, 3 defa gol pozisyonu oluyor, 5 defa oldu mu, 5 tane oluyor. dün konyaspor maçında rakibi geçmesi vardı bir pozisyonda. çizgiden kale önüne kadar indi, son topta ne oldu hatırlamıyorum. bunun gibi bir sürü örnekleme yaparım.
takımda 10 tane hagi olmaz, olsa da başarılı olamaz. 1 tane hagi olur, bolca da başıboş köpekleri olur. hasan şaş gibi, hakan ünsal gibi, hakan şükür gibi, okan buruk gibi. yandık ya vallahi, mesela siz okan buruk'u hiç izlediniz mi acaba? o zamanlar veri tutulmuyor tabii, hasan ve okan her maç ne kadar top kaybederdi biliyor musunuz? hakan şükür'ün arka arkaya kaç tane gol kaçırdığını? bazen taraftarın nefesini kesecek kadar kazma olduğunu?
her maç birine kitlenmekten vazgeçin, maçı yorumlayın, rakibi yorumlayın, hocanın ne yapmaya çalıştığını anlayın. bıktım artık sözlükte, birilerinin birini savunmak zorunda kalmasından. her maç belli oyuncuların entry numaralarının yüksek olmasından.
