4321
"3 temmuz'da kemerbugaz'da idmanda ol" denildi, zaha kemerburgaz'da oldu. istanbul'da veya avusturya'da, tek bir idman dahi kaçırmadı. elinden gelenin en iyisini yaptı. bütün hazırlık maçlarında oynadı. çok iyi değildi ama kötü de değildi. net olan bir şey var ki 2023-2024 sezonundaki zaha'dan daha iyiydi, daha istekliydi, daha motiveydi. bir ay bu şekilde geçti. 3 ağustos 2024 günü geldi ve 2024-2025 sezonunun ilk resmi maçı olan süper kupa finalinde bu adam yedek bırakıldı. kimi oynatabilmek için peki yedek bırakıldı? henüz on gün önce izinden dönmüş kerem aktürkoğlu'nu oynatabilmek için. kerem o gün olimpiyat stadında iki kere tribüne çağrıldı. hatta üçüncü kez barış alper yılmaz'ı yanına alarak el ele gelmeleri de istendi. yine çağrıldı yani. o gün takım 2-0 geride iken, son hamle olarak sahaya atıldı zaha. "yeni dizilişi yanlış anladı, yanlış aktardı", "sadece bir tane hazırlık maçında iyiydi" gibi garip cümlelerle süper kupa finalinde sonuca dair basın toplantısının yarısı zaha ve problematik yapısı üzerinden konuşmalarla geçirildi. ama bütün bu saydıklarıma rağmen; galatasaray'ın (özellikle de taraftarın ve yönetimin) kerem aktürkoğlu'na psikolojik şiddet uyguladığı, wilfried zaha'ya ise yabancı olmasından sebep pozitif ayrımcılık yapıldığı üzerine fikir birliğine varıldı. bana çok enterasan geliyor bu durum. zaha görüşme(ler) yaptığı için hatayspor maçı kadrosunda olmak istememiş. çok normal. olsa ne değişecekti ki zaten? ne farklı olacaktı beşiktaş maçından? zaha 3 temmuz'da istanbul'da oldu, kampta oldu, antrenmanlarda oldu, hazırlık maçlarında oldu. oldu da ne faydasını gördü? ilk resmi maçta yedek kaldı, takımdaki 16.oyuncu konumuna düşürüldü. ben o'nun yerinde olsam, ilerletme aşamasında olduğum teklifler üzerine düşünür ve galatasaray'ın hatayspor maçına pek kafa yormazdım. doğruya doğru. zaha ingilizlerin tabiri ile "arrogant"; kibirli biri, kendini beğenmiş biri. bu takım ruhu yaratmak açısından sıkıntılı bir unsur da olabilir. bunların hepsi doğru. ama bu adamın gönderilme sebebi bunlar değil. zaha'nın burnu büyük ama zaha çalışkan ve profesyonel bir işçi gibi davrandığında da, galatasaray o'na adil davranmadı. bu da bir hakikat. bu aşamadan sonra ne galatasaray'ın o'na, ne o'nun galatasaray'a güvenebilmesi mümkün. galatasaray'ın haklı olduğu taraflar var ama zaha'nın da gereksiz yere ateşe atıldığı pek çok konu var. bunda sonrası için tek doğru seçenek, her iki tarafı da maddi olarak memnun edebilecek bir ayrılık anlaşması. hayırlısı olsun.
