93
http://bandieras.blogspot.com/...-sayg-durusu_31.html
kişisel olarak bana özel bir bölümü sizle paylaşmak istiyorum:
yazardan özel saygı duruşu: yıl 1992. yer: bursa büyük atlas oteli lobisi. bursaspor maçından önce galatasaray otelde kamp yapıyor. lobi ana-baba günü. bell-boy'lar lobidekileri dışarıya çıkarmak için uyardılar. takım elbiseli baba ile 11 numaralı kırmızı galatasaray formalı çocuk, bell boy'lardan birine yaklaşır. baba'nın ağzından şu kelimeler dökülür :
- ben hayrettin'in ayvalık'tan ağabeyi sayılırım. kendisine adımı söylerseniz, eminim bizle görüşecektir.
bu diyalogtan sadece 5 dakika sonra, ayağında terlikleriyle koşarak gelen dev bir adam gördü küçük çocuk. (çok şükür ki ibrahim üzülmez oralarda değilmiş) babasına öldürecekmiş gibi sarılan bu adama uzun uzun baktı. tanımıştı onu, odasındaki posterinde, yeşil kaleci kazağıyla duran adamdı o; hayrettin'di ! babasına sarıldıktan sonra, çocuğa döner koca hayro.
- gel bakalım aslan parçası !
der ona. çocuğu kucağına alır, 512 numaralı odasına götürür baba-oğulu. çocuk heyecanlıdır, odaya girdiğinde kalbi adeta boğazında atıyordu. kapıyı, hamza hamzaoğlu açtı, yanında da roman kosecki ve ibrahim (dönemin az forma şansı bulan oyuncusu) vardı. çocuk, bunun bir rüya olabileceğini düşünüyordu.
hayro, bu iki misafirini yaklaşık bir buçuk saat ağırladı. çocuk bu bir buçuk saat içerisinde kah hayro'yla güreşti, kah hamza'nın kucağında sohbetler etti. daha sonra takım olarak masaj servisine gitmeleri gerektiğini öğrenen hayro, mahcup bir şekilde müsaade ister. o bir buçuk saat su gibi geçmiştir çocuk için, ancak bir kez daha şükretmiştir galatasaray'lı olduğuna..
o çocuk büyüdü, bazı şeyleri daha iyi anladı, hayro'ya bir kez daha teşekkür etti kendi kendine, onu gerçek bir spor sever, gerçek bir galatasaraylı yaptığı için.
yazarın tek isteği, inşallah hayro, bir şekilde bu yazıya -kendiliğinden- ulaşır, ona saygı gösterenleri de görür, futbola başladığı güne bir kez daha şükran duyar...
kişisel olarak bana özel bir bölümü sizle paylaşmak istiyorum:
yazardan özel saygı duruşu: yıl 1992. yer: bursa büyük atlas oteli lobisi. bursaspor maçından önce galatasaray otelde kamp yapıyor. lobi ana-baba günü. bell-boy'lar lobidekileri dışarıya çıkarmak için uyardılar. takım elbiseli baba ile 11 numaralı kırmızı galatasaray formalı çocuk, bell boy'lardan birine yaklaşır. baba'nın ağzından şu kelimeler dökülür :
- ben hayrettin'in ayvalık'tan ağabeyi sayılırım. kendisine adımı söylerseniz, eminim bizle görüşecektir.
bu diyalogtan sadece 5 dakika sonra, ayağında terlikleriyle koşarak gelen dev bir adam gördü küçük çocuk. (çok şükür ki ibrahim üzülmez oralarda değilmiş) babasına öldürecekmiş gibi sarılan bu adama uzun uzun baktı. tanımıştı onu, odasındaki posterinde, yeşil kaleci kazağıyla duran adamdı o; hayrettin'di ! babasına sarıldıktan sonra, çocuğa döner koca hayro.
- gel bakalım aslan parçası !
der ona. çocuğu kucağına alır, 512 numaralı odasına götürür baba-oğulu. çocuk heyecanlıdır, odaya girdiğinde kalbi adeta boğazında atıyordu. kapıyı, hamza hamzaoğlu açtı, yanında da roman kosecki ve ibrahim (dönemin az forma şansı bulan oyuncusu) vardı. çocuk, bunun bir rüya olabileceğini düşünüyordu.
hayro, bu iki misafirini yaklaşık bir buçuk saat ağırladı. çocuk bu bir buçuk saat içerisinde kah hayro'yla güreşti, kah hamza'nın kucağında sohbetler etti. daha sonra takım olarak masaj servisine gitmeleri gerektiğini öğrenen hayro, mahcup bir şekilde müsaade ister. o bir buçuk saat su gibi geçmiştir çocuk için, ancak bir kez daha şükretmiştir galatasaray'lı olduğuna..
o çocuk büyüdü, bazı şeyleri daha iyi anladı, hayro'ya bir kez daha teşekkür etti kendi kendine, onu gerçek bir spor sever, gerçek bir galatasaraylı yaptığı için.
yazarın tek isteği, inşallah hayro, bir şekilde bu yazıya -kendiliğinden- ulaşır, ona saygı gösterenleri de görür, futbola başladığı güne bir kez daha şükran duyar...