8
alternatif dizlişlerden hiç bir zaman zarar gelmez.
oyun planı ile diziliş bence biraz fazla karıştırılıyor. barcelona örneğinden gidersek orada oyun planı ezberleniyor. üçgenler, pas istasyonları, hücum şemaları, saha parselasyonu gibi. yoksa diziliş sürekli değişebilir. zaten okan hocanın güçlü bir planı var. defoları olan bir plan ama bazen diziliş bazen de parselasyon sorun yarattığında formasyon dizilişini değiştirerek saha içinde çözüm üretmek kadar hızlı ve rasyonel bir çözüm olamaz.
örneğin topla çıkarken baskı yediğimizde taktiksel gözle izleyenler farkına varırlar dizilişi 3-4-3'e eviriyoruz. böylece baskıya 3'lü baskıya gelen rakibe orta sahada 1 adam fazla kalarak opsiyon yaratıyoruz. 4'lü baskıya gelindiğinde bekleri de ileri göndererek 2-4-4 diziliyoruz. böylece baskıyı stoperlerden alıp 6 ve 8 numaralara veriyoruz. oradan 1'e 2 oyun kurarak icardi 10 numaraya gelirken mertens hangi kanada yaklaştıysa topu o kanada açıp oradan geçiş oyunu ya da set hücumu kuruyoruz.
kısaca aslında takım bir çok dizilişin değişik varyasyonunu oynuyor ama bu biraz o gözle izlemek gerektiriyor. dizilişin olayı şu: nasıl savunma yapacağımızı ve kaymaları belirliyor nasıl hücum edeceğimizi değil. burada bu yanlış anlaşılıyor. yaratıcılığımızdan çok saha parselasyonunu ve pres/markaj şemalarını değiştiriyor.
o yüzden farklı bir başlangıç dizilişi farklı oyuncuların oynamasını gerektirdiğinden eldeki oyuncu grubuna göre 4-3-3 , 3-5-2 ya da 3-4-3 oynamaya müsait olabilir. okan hocam bunları takıma entegre ettiğinde daha tahmin edilemez olacağız. umarım bu yıl da bunu da yapabilir. kendisine güvenim tam benim.
oyun planı ile diziliş bence biraz fazla karıştırılıyor. barcelona örneğinden gidersek orada oyun planı ezberleniyor. üçgenler, pas istasyonları, hücum şemaları, saha parselasyonu gibi. yoksa diziliş sürekli değişebilir. zaten okan hocanın güçlü bir planı var. defoları olan bir plan ama bazen diziliş bazen de parselasyon sorun yarattığında formasyon dizilişini değiştirerek saha içinde çözüm üretmek kadar hızlı ve rasyonel bir çözüm olamaz.
örneğin topla çıkarken baskı yediğimizde taktiksel gözle izleyenler farkına varırlar dizilişi 3-4-3'e eviriyoruz. böylece baskıya 3'lü baskıya gelen rakibe orta sahada 1 adam fazla kalarak opsiyon yaratıyoruz. 4'lü baskıya gelindiğinde bekleri de ileri göndererek 2-4-4 diziliyoruz. böylece baskıyı stoperlerden alıp 6 ve 8 numaralara veriyoruz. oradan 1'e 2 oyun kurarak icardi 10 numaraya gelirken mertens hangi kanada yaklaştıysa topu o kanada açıp oradan geçiş oyunu ya da set hücumu kuruyoruz.
kısaca aslında takım bir çok dizilişin değişik varyasyonunu oynuyor ama bu biraz o gözle izlemek gerektiriyor. dizilişin olayı şu: nasıl savunma yapacağımızı ve kaymaları belirliyor nasıl hücum edeceğimizi değil. burada bu yanlış anlaşılıyor. yaratıcılığımızdan çok saha parselasyonunu ve pres/markaj şemalarını değiştiriyor.
o yüzden farklı bir başlangıç dizilişi farklı oyuncuların oynamasını gerektirdiğinden eldeki oyuncu grubuna göre 4-3-3 , 3-5-2 ya da 3-4-3 oynamaya müsait olabilir. okan hocam bunları takıma entegre ettiğinde daha tahmin edilemez olacağız. umarım bu yıl da bunu da yapabilir. kendisine güvenim tam benim.