134
chp'li bir akrabam var.
uzun yıllardır kadın kollarında önemli görevler alıyor. yaşı 60 üzeri artık. ancak uzun yıllardır bu işin içinde. delegelerine gider, oy kullanır, taraf tutar.
geçen deniz kenarında sohbet ederken bu son chp seçimleri hakkında konuştuk. amacım bu fikri savunanlar ülkeye neler katabilir, belediyecilikte ne noktalara çıkarlar öğrenmekti.
ancak tek öğrendiğim şey adamlar kendi içerisinde öyle bir gruplaşmış ki tek amaç kendi çıkarları olmuş.
ben şuraya gelirsem oğlumu buraya koyarım, öteki şuraya gelirse ankara'dan şunu yaptırırım.
e derdimiz üzüm yemek değil miydi?
bu halk tv de aynı bu şekil bir kanal işte.
adında halk geçen bir kanalın tarafgir bir yapısı varsa orada nema vardır, para vardır.
kimsenin umurunda demokrasi ya da türk gençliği hatta türk futbolu yok.
liberalizm herkesin damarlarında kan gibi dolanmakta. yani iki kere iktidar eleştirmekle tarafsız olunmaz.
madem öyle tarafız abiler bir gazeteci görevlendirsinler. ali koç'un dediği gibi fener en fazla puan toplayan takım ya son bilmem kaç yılda. toplasınlar son 5 yılın şampiyon olan takımların maç kasetlerini. bir heyet oluşturup kime ne kadar avantaj sağlanmış, kimlere kart verilmiş, penaltı çalınmış tarafsız bir hakem heyetiyle analiz yapsınlar.
desinler ki şu takımın hakkı daha çok kollanmış.
ulan adamlar saha içinde adam dövdü. kitlesel öfkeyle birilerine deli gibi saldırıp ceza almadılar.
trabzon'u o zaman kolladınız mı? fener'i o zaman yerdiniz mi?
bizim günahsız saha memurumuzun ağzını burnunu kırdılar. hanginiz çıktınız demokrasi uğruna adamı savundunuz?
uzun yıllardır izlemediğim, izleyen görürsem de o ortamdan uzaklaştığım televizyon kanalı.
exxen'den daha tehlikeli oluşum. çünkü halkı yönlendirebiliyorlar.
yarın öbür gün siyaseti takımından daha çok seven galatasaray'lılar bile fener'in hakkı yeniyor diye dolaşırsa ardında sebep aramaya gerek yoktur.
uzun yıllardır kadın kollarında önemli görevler alıyor. yaşı 60 üzeri artık. ancak uzun yıllardır bu işin içinde. delegelerine gider, oy kullanır, taraf tutar.
geçen deniz kenarında sohbet ederken bu son chp seçimleri hakkında konuştuk. amacım bu fikri savunanlar ülkeye neler katabilir, belediyecilikte ne noktalara çıkarlar öğrenmekti.
ancak tek öğrendiğim şey adamlar kendi içerisinde öyle bir gruplaşmış ki tek amaç kendi çıkarları olmuş.
ben şuraya gelirsem oğlumu buraya koyarım, öteki şuraya gelirse ankara'dan şunu yaptırırım.
e derdimiz üzüm yemek değil miydi?
bu halk tv de aynı bu şekil bir kanal işte.
adında halk geçen bir kanalın tarafgir bir yapısı varsa orada nema vardır, para vardır.
kimsenin umurunda demokrasi ya da türk gençliği hatta türk futbolu yok.
liberalizm herkesin damarlarında kan gibi dolanmakta. yani iki kere iktidar eleştirmekle tarafsız olunmaz.
madem öyle tarafız abiler bir gazeteci görevlendirsinler. ali koç'un dediği gibi fener en fazla puan toplayan takım ya son bilmem kaç yılda. toplasınlar son 5 yılın şampiyon olan takımların maç kasetlerini. bir heyet oluşturup kime ne kadar avantaj sağlanmış, kimlere kart verilmiş, penaltı çalınmış tarafsız bir hakem heyetiyle analiz yapsınlar.
desinler ki şu takımın hakkı daha çok kollanmış.
ulan adamlar saha içinde adam dövdü. kitlesel öfkeyle birilerine deli gibi saldırıp ceza almadılar.
trabzon'u o zaman kolladınız mı? fener'i o zaman yerdiniz mi?
bizim günahsız saha memurumuzun ağzını burnunu kırdılar. hanginiz çıktınız demokrasi uğruna adamı savundunuz?
uzun yıllardır izlemediğim, izleyen görürsem de o ortamdan uzaklaştığım televizyon kanalı.
exxen'den daha tehlikeli oluşum. çünkü halkı yönlendirebiliyorlar.
yarın öbür gün siyaseti takımından daha çok seven galatasaray'lılar bile fener'in hakkı yeniyor diye dolaşırsa ardında sebep aramaya gerek yoktur.