5036
eski yöneticimiz.
buradaki bazı yorumları okuyunca yazarlar hakkında ya yaşı çok genç ya hiç empati yeteneği yok ya erden timur'un açıklamalarının çok az bir kısmını yarım kulak dinlemiş ya da bir kaç entry'nin etkisi altında kalıp yorum giriyorlar diye düşünüyorum.
adam kendi derdini basın toplantısında da altaylı'nın programında da tane tane anlatmasına rağmen hala şöyle yapsaydı, böyle neden yapmadı veya dinozorlar şöyle onların lafıyla mı hareket edilir gibisine eleştirilerde bulunuluyor. erden bey kendisini paralarken özel işlerinden tutun da basında hakkında saçma sapan bir şeyler çıkarılırken kendi yönetimi, kendi camiası(taraftarın büyük kısmı hariç) bile arkasında duramıyorsa haliyle adam da 'ehh yeter artık' diyor.
takımın avrupa'ya gitmediği, ligi 13.bitirdiği sezonun ertesinde torreira, mertens, icardi gibi iskeletine 3 tane yıldız düzeyindeki kritik eklemeyi uygun fiyatlara yapmış, 17 milyon'a satılacakken boey transferinde araya girip fiyatı 30milyon'un üstlerine çekmiş, şampiyonlar ligi'ne gidilen sezonda ffp sebebiyle bonservis verememeyi açık etmeden bir şekilde eklemeler yapmaya çalışmış, yönetimde veya değilken sponsorluk işlerine, nakit akış işlerine koşmuş, yönetimde bile değilken florya meselesini kafaya takmış ve proje geliştirmiş, lige ayar vermesi gerekmiş vermiş, depremde yardım demişler oraya da yetişmiş üzerine düşen düşmeyen her işi yapmış tüm bunlar yapılırken de ne başkanı gerçek anlamda destek olmuş ne de yönetimdeki arkadaşları. adam bunları açıklıyor, "başkanım hadi neyse de çalışma arkadaşlarım arkamdan iş çevirdi"ye getiriyor; gerçek hayatın sorunları ile yüzleşmemiş olduklarını tahmin ettiğim bazı yazar arkadaşlar da burada gelmiş şöyle yapaydın, böyle edeydin diyor.
bu adamın zaten ender bulunur bir kafa yapısı ve iç dünyası var. tasavvuf işlerine kafayı takmış ve bu yönde de yaşamaya çalışıyor. haliyle duygusal bir yapısı var; bu yüzden seni beni etkilemeyen şeyler adamı etkiliyor. herkes pışpışlasın, canını sıkmasın demiyorum elbette kendisi de bunu istemeyecek kadar kendisini geliştirmiş bir insan fakat gölge etme başka ihsan istemem durumu gibi köstek olunmasın bari diyor fakat o da olmuyor.
kendisinin bir süre dinlenmesi lazım, bu uzun atlama yapan atletlerin geriden hızlanarak gelmesi gibi belki de geriden hızlanarak gelmesi için gerilemesi de lazım. illa ki bu kulüp ile yolları bir daha kesişecek ve bence kendi kadrosunu kurduğu takdirde ali koç'un dümenden vizyonu gibi değil ciddi bir vizyon ile başarılı işler yapacaktır.
buradaki bazı yorumları okuyunca yazarlar hakkında ya yaşı çok genç ya hiç empati yeteneği yok ya erden timur'un açıklamalarının çok az bir kısmını yarım kulak dinlemiş ya da bir kaç entry'nin etkisi altında kalıp yorum giriyorlar diye düşünüyorum.
adam kendi derdini basın toplantısında da altaylı'nın programında da tane tane anlatmasına rağmen hala şöyle yapsaydı, böyle neden yapmadı veya dinozorlar şöyle onların lafıyla mı hareket edilir gibisine eleştirilerde bulunuluyor. erden bey kendisini paralarken özel işlerinden tutun da basında hakkında saçma sapan bir şeyler çıkarılırken kendi yönetimi, kendi camiası(taraftarın büyük kısmı hariç) bile arkasında duramıyorsa haliyle adam da 'ehh yeter artık' diyor.
takımın avrupa'ya gitmediği, ligi 13.bitirdiği sezonun ertesinde torreira, mertens, icardi gibi iskeletine 3 tane yıldız düzeyindeki kritik eklemeyi uygun fiyatlara yapmış, 17 milyon'a satılacakken boey transferinde araya girip fiyatı 30milyon'un üstlerine çekmiş, şampiyonlar ligi'ne gidilen sezonda ffp sebebiyle bonservis verememeyi açık etmeden bir şekilde eklemeler yapmaya çalışmış, yönetimde veya değilken sponsorluk işlerine, nakit akış işlerine koşmuş, yönetimde bile değilken florya meselesini kafaya takmış ve proje geliştirmiş, lige ayar vermesi gerekmiş vermiş, depremde yardım demişler oraya da yetişmiş üzerine düşen düşmeyen her işi yapmış tüm bunlar yapılırken de ne başkanı gerçek anlamda destek olmuş ne de yönetimdeki arkadaşları. adam bunları açıklıyor, "başkanım hadi neyse de çalışma arkadaşlarım arkamdan iş çevirdi"ye getiriyor; gerçek hayatın sorunları ile yüzleşmemiş olduklarını tahmin ettiğim bazı yazar arkadaşlar da burada gelmiş şöyle yapaydın, böyle edeydin diyor.
bu adamın zaten ender bulunur bir kafa yapısı ve iç dünyası var. tasavvuf işlerine kafayı takmış ve bu yönde de yaşamaya çalışıyor. haliyle duygusal bir yapısı var; bu yüzden seni beni etkilemeyen şeyler adamı etkiliyor. herkes pışpışlasın, canını sıkmasın demiyorum elbette kendisi de bunu istemeyecek kadar kendisini geliştirmiş bir insan fakat gölge etme başka ihsan istemem durumu gibi köstek olunmasın bari diyor fakat o da olmuyor.
kendisinin bir süre dinlenmesi lazım, bu uzun atlama yapan atletlerin geriden hızlanarak gelmesi gibi belki de geriden hızlanarak gelmesi için gerilemesi de lazım. illa ki bu kulüp ile yolları bir daha kesişecek ve bence kendi kadrosunu kurduğu takdirde ali koç'un dümenden vizyonu gibi değil ciddi bir vizyon ile başarılı işler yapacaktır.
