48
tarihsel olarak baktığımızda abdülhamid döneminden 1. dünya savaşına kadar devam eden bir birliktelik, ittifak süreci var.
önceki yüzyıllara gittiğimizde ise kutsal roma germen imparatorluğu'nun bir parçası olan habsburg hanedanı ile osmanlı hanedanı arasındaki çekişme öne çıkıyor. ancak habsburg hanedanı avusturya ve ispanya gibi bölgelerde hakim olan bir yapıydı.
ülkemizden çok sayıda işçinin göç etmesi sayesinde kültürel olarak daha çok ilişki kurduğumuz bir devlet ve toplumdan söz ediyoruz. disiplinleri, soğukkanlılıkları, katı olmaları, bilim ve teknolojide ileri düzeyde olmaları gibi çeşitli faktörleri bir araya getirdiğimiz zaman toplumumuz tarafından japonlar ile beraber saygı duyulan, özenilen iki milletten biri olmuştur.
alman malı denilince duyulan güven, alman arabası ne de olsa denirken oluşan görüş birliği bile bunun yansıması. geçmişten günümüze de nazi kökenleriyle ilgili çok fazla tartışma içine girmedik. ikinci dünya savaşı'ndaki tarafsız politikamızın ve savaşın acılarından uzak kalışımızın da bunda etkisi büyük. eğitim aldığımız süreçte de buna dair bir önyargı bizlere yansıtılmadı.
ingiliz, fransız desek 1. dünya savaşından kalma yaralar var derim. ermeni, rum, arap, rumeli'deki irili ufaklı diğer milletler desek tarihsel olarak bir yere bağlanabilecek bir gerekçe bulunur. ancak almanların bu tavrına anlam veremiyorum. bize karşı olan bu öfke, kine anlam veremiyorum. türk işçilerden dolayı bir öfke var ise bu insanların alımını resmi olarak devletiniz yaptı. bizdeki milyonlarca suriyeli gibi bir işleyişten söz edemeyiz. ülkelerindeki gurbetçilerle aralarında katı çizgiler de yok. yalnızca ülkelerindeki kürt lobisi ile bu durumu açıklamak mümkün gelmiyor.
gerçekten samimi olarak bir alman'dan bu konuda uzun bir değerlendirme duymayı çok isterdim.
önceki yüzyıllara gittiğimizde ise kutsal roma germen imparatorluğu'nun bir parçası olan habsburg hanedanı ile osmanlı hanedanı arasındaki çekişme öne çıkıyor. ancak habsburg hanedanı avusturya ve ispanya gibi bölgelerde hakim olan bir yapıydı.
ülkemizden çok sayıda işçinin göç etmesi sayesinde kültürel olarak daha çok ilişki kurduğumuz bir devlet ve toplumdan söz ediyoruz. disiplinleri, soğukkanlılıkları, katı olmaları, bilim ve teknolojide ileri düzeyde olmaları gibi çeşitli faktörleri bir araya getirdiğimiz zaman toplumumuz tarafından japonlar ile beraber saygı duyulan, özenilen iki milletten biri olmuştur.
alman malı denilince duyulan güven, alman arabası ne de olsa denirken oluşan görüş birliği bile bunun yansıması. geçmişten günümüze de nazi kökenleriyle ilgili çok fazla tartışma içine girmedik. ikinci dünya savaşı'ndaki tarafsız politikamızın ve savaşın acılarından uzak kalışımızın da bunda etkisi büyük. eğitim aldığımız süreçte de buna dair bir önyargı bizlere yansıtılmadı.
ingiliz, fransız desek 1. dünya savaşından kalma yaralar var derim. ermeni, rum, arap, rumeli'deki irili ufaklı diğer milletler desek tarihsel olarak bir yere bağlanabilecek bir gerekçe bulunur. ancak almanların bu tavrına anlam veremiyorum. bize karşı olan bu öfke, kine anlam veremiyorum. türk işçilerden dolayı bir öfke var ise bu insanların alımını resmi olarak devletiniz yaptı. bizdeki milyonlarca suriyeli gibi bir işleyişten söz edemeyiz. ülkelerindeki gurbetçilerle aralarında katı çizgiler de yok. yalnızca ülkelerindeki kürt lobisi ile bu durumu açıklamak mümkün gelmiyor.
gerçekten samimi olarak bir alman'dan bu konuda uzun bir değerlendirme duymayı çok isterdim.