990
kendisine yapılanlar avrupa'da her zaman olan ve zaman geçtikçe artan türk düşmanlığının bir tezahürü.
bunla karşı karşıya gelmemek için "batılı" ve "seküler" bir türk olmanız yetmiyor. en basitinden size düşük profilli insan muamelesi yapıp vize vermiyor, konsolosluklarda eziyet ediyor veya havalimanlarında onca insanın içinde aşağılıyorlar. avrupa toplumunun içindeyken ciddi anlamda göze çarpmasa da "otoriteyle" karşılaştığınız her an bu muameleyi hissediyorsunuz.
malesef kimileri "batı her zaman haklıdır" içgüdüsüyle bunları sineye çekmeyi tercih ediyor. merih'in hareketine de yapmasaymış, etmeseymiş deniyor. çocuk olmayın yahu, birebir benzerini bir avrupalı yapsa hiçbir şey olmayacağını biliyoruz. kendinizi bu kadar düşürmeyin. tarihi türlü soykırımlarla ve sömürülerle dolu bir kıtanın bu kadar iki yüzlü olması benim midemi bulandırıyor.
ek : tartışma malesef hareketin anlamı üzerine evriliyor, bu yanlış. bu hareketi biri safi millet sevgisi üzerine kullanır, bir diğeri kafatasçı, ırkçı niyetle. bir kısmı tamamen popülizm ile yapar, bir diğeri mesaj vermeye çalışır, bir başkası sadece görünüşünü seviyordur. şunun farkında değil misiniz, biz türklerin bile bu hareketin ne anlam ifade ettiği konusunda fikir birliği yok.
hal buyken, hiçbir kurum ve kuruluş bir netlik üzerinden değerlendirme yaparak bunu cezalandıramaz. burda niyet okuma devreye giriyor, zaten tam anlatmak istediğim de bu okumanın düşmanlık içermesi. yarın öbür gün elini göğsüne götüren bir türk futbolcunun ceza almayacağını nerden biliyorsunuz? niyetinizi nerden okumak isterlerse ordan okurlar.
hukuksuzluğu, adaletsizliği, ayrıştırmayı ve düşmanlığı "sen de yapmasaydın" üzerinden yoksayıp, halı altına süpürürseniz nereye kadar uzanacağını tahmin bile edemezsiniz.
bunla karşı karşıya gelmemek için "batılı" ve "seküler" bir türk olmanız yetmiyor. en basitinden size düşük profilli insan muamelesi yapıp vize vermiyor, konsolosluklarda eziyet ediyor veya havalimanlarında onca insanın içinde aşağılıyorlar. avrupa toplumunun içindeyken ciddi anlamda göze çarpmasa da "otoriteyle" karşılaştığınız her an bu muameleyi hissediyorsunuz.
malesef kimileri "batı her zaman haklıdır" içgüdüsüyle bunları sineye çekmeyi tercih ediyor. merih'in hareketine de yapmasaymış, etmeseymiş deniyor. çocuk olmayın yahu, birebir benzerini bir avrupalı yapsa hiçbir şey olmayacağını biliyoruz. kendinizi bu kadar düşürmeyin. tarihi türlü soykırımlarla ve sömürülerle dolu bir kıtanın bu kadar iki yüzlü olması benim midemi bulandırıyor.
ek : tartışma malesef hareketin anlamı üzerine evriliyor, bu yanlış. bu hareketi biri safi millet sevgisi üzerine kullanır, bir diğeri kafatasçı, ırkçı niyetle. bir kısmı tamamen popülizm ile yapar, bir diğeri mesaj vermeye çalışır, bir başkası sadece görünüşünü seviyordur. şunun farkında değil misiniz, biz türklerin bile bu hareketin ne anlam ifade ettiği konusunda fikir birliği yok.
hal buyken, hiçbir kurum ve kuruluş bir netlik üzerinden değerlendirme yaparak bunu cezalandıramaz. burda niyet okuma devreye giriyor, zaten tam anlatmak istediğim de bu okumanın düşmanlık içermesi. yarın öbür gün elini göğsüne götüren bir türk futbolcunun ceza almayacağını nerden biliyorsunuz? niyetinizi nerden okumak isterlerse ordan okurlar.
hukuksuzluğu, adaletsizliği, ayrıştırmayı ve düşmanlığı "sen de yapmasaydın" üzerinden yoksayıp, halı altına süpürürseniz nereye kadar uzanacağını tahmin bile edemezsiniz.
