949
yaptığı hareketle gündem olan milli topçu.
yaptığı hareketten rahatsız olan türk düşmanıdır diye yazanlar mı dersiniz, çetnik selamı yapanlar ceza almadıysa buna da ceza verilmemeli diyenleri mi dersiniz.
91 yılı temmuz ayında kayseride alevi bir türk ailede dünyaya geldim. babam bir köyde görevli öğretmendi. 5 yaşına kadar bu köyde yaşadım ve 5 yaşında kayseri merkeze taşındık. o iki saatlik kamyon yolculuğunu asla unutamıyorum çünkü yol boyunca annem ve babam bana alevi olduğumuzu saklama konusunda sürekli bir şeyler söyledi. alevi nedir neden söylenmemesi gerekir hiçbir fikrim yoktu ama insan zamanla anlıyor 95-96 senesinde neden böyle şeylerin saklandığını. çünkü 2-3 sene önce eliyle bozkurt yapanların diri diri yaktığı ve devlet tarafından da desteklenmiş/müsade edilmiş bu terör eylemi var ortada ve haliyle herkes çekiniyor. daha öncesinde de maraşta vs olanlar da malum.
zaman geçti herkes gibi biz de büyük üniversiteye başladık, hayatı gördük, çalıştık ve elbette bu süre zarfında hiç apolitik olmadan ülke gündemini takip ettim. bu hareketi yapan zümre hiçbir zaman değişmedi. yeşilinden tutun, abdullah çatlı, alaaddin çakıcı, hadi özcan, kürşat yılmaz en son peker... bu liste uzar gider. ama değişmeyen tek şey bu güruhun yaptıkları yasa dışı işler ve süikastler olmuştur. yasa dışı kurdukları sistemde para kazanırlar, kendisine engel çıkaranı öldürürler. kısacası türk mafya sistemi hep bun şahısların ve bu hareketi yapanların oldu. ülkücülük, doğuşunda bir nato konseptiydi. kontrgerilla eğitimi alan ve "ülkenin komünizmin eline düşmesine" engel olmak için ülkenin üzerine salınan “27 mayıs darbecisi” alparslan türkeş bu faaliyetini bir parti aracılığıyla taçlandırmak istiyordu. mhp böyle doğdu. mhp’nin gençlik örgütü ise “ülkü ocakları” adıyla ünlendi. kendilerine “komando” diyorlardı, askeri eğitim alıyorlardı. komünizme karşı savaşmaya hazırlanıyorlardı. mücadele kızışınca mhp ve ülkü ocaklarının suçları da devlet tarafından görmezden gelinmeye başladı. mafya işleri “ülkücü haraket”i finanse etmenin en kolay yoluydu.
mafya ise, bizde, mahalle arası kabadayılığı olarak başladı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla büyüyüp serpildi. sonra onların da yolu devletle kesişti. mafya ülkücülerle birlikte "komünizmle mücadelede" kullanılacaktı. mafya 12 mart darbesinden bu yana yarı resmi bir organizasyondur. ülkücü hareket de öyle. ülkücü hareket 1970’lerdeki karanlık örgütlenme yapısı dolayısıyla, yeni mafya ilişkilerine rahatça insan malzemesi oldu. silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kumarhanecilik, çek-senet tahsili gibi işlerde ülkücü mafyalar palazlandı. bu akrabalık aralarındaki sınırların da ortadan kalkmasına yol açmıştır. mafya ülkücü oldu, ülkücüler mafyalaştı ve bu süreçte hep insan öldürmeye devam ettiler.
fazla uzatmayacağım. bu hareketin türk milletini temsili ile alakası yoktur. kendi başkanlarına bile sokak ortasında kafasına sıktıran, devletle iç içe geçmiş mafya temelli siyasi bir uzantının hareketidir. bu hareket nerede yapılmışsa orada mafya ve ölüm vardır. kısacası bu hareket siyasidir ve çetnik selamı yapıldığında nasıl ceza verilmesi gerekiyorsa buna da ceza verilmesi ya da soruşturma açılması gayet doğaldır. herkesin milliyetçiliği kendisine. kimse kimseyi bu konuda farklı düşünüyor diye yargılayamaz, hakaret hiç edemez. bu yazılan hakaretler sadece yazanların seviyesini gösteriyor, ona da zaten şaşırmıyoruz.
yaptığı hareketten rahatsız olan türk düşmanıdır diye yazanlar mı dersiniz, çetnik selamı yapanlar ceza almadıysa buna da ceza verilmemeli diyenleri mi dersiniz.
91 yılı temmuz ayında kayseride alevi bir türk ailede dünyaya geldim. babam bir köyde görevli öğretmendi. 5 yaşına kadar bu köyde yaşadım ve 5 yaşında kayseri merkeze taşındık. o iki saatlik kamyon yolculuğunu asla unutamıyorum çünkü yol boyunca annem ve babam bana alevi olduğumuzu saklama konusunda sürekli bir şeyler söyledi. alevi nedir neden söylenmemesi gerekir hiçbir fikrim yoktu ama insan zamanla anlıyor 95-96 senesinde neden böyle şeylerin saklandığını. çünkü 2-3 sene önce eliyle bozkurt yapanların diri diri yaktığı ve devlet tarafından da desteklenmiş/müsade edilmiş bu terör eylemi var ortada ve haliyle herkes çekiniyor. daha öncesinde de maraşta vs olanlar da malum.
zaman geçti herkes gibi biz de büyük üniversiteye başladık, hayatı gördük, çalıştık ve elbette bu süre zarfında hiç apolitik olmadan ülke gündemini takip ettim. bu hareketi yapan zümre hiçbir zaman değişmedi. yeşilinden tutun, abdullah çatlı, alaaddin çakıcı, hadi özcan, kürşat yılmaz en son peker... bu liste uzar gider. ama değişmeyen tek şey bu güruhun yaptıkları yasa dışı işler ve süikastler olmuştur. yasa dışı kurdukları sistemde para kazanırlar, kendisine engel çıkaranı öldürürler. kısacası türk mafya sistemi hep bun şahısların ve bu hareketi yapanların oldu. ülkücülük, doğuşunda bir nato konseptiydi. kontrgerilla eğitimi alan ve "ülkenin komünizmin eline düşmesine" engel olmak için ülkenin üzerine salınan “27 mayıs darbecisi” alparslan türkeş bu faaliyetini bir parti aracılığıyla taçlandırmak istiyordu. mhp böyle doğdu. mhp’nin gençlik örgütü ise “ülkü ocakları” adıyla ünlendi. kendilerine “komando” diyorlardı, askeri eğitim alıyorlardı. komünizme karşı savaşmaya hazırlanıyorlardı. mücadele kızışınca mhp ve ülkü ocaklarının suçları da devlet tarafından görmezden gelinmeye başladı. mafya işleri “ülkücü haraket”i finanse etmenin en kolay yoluydu.
mafya ise, bizde, mahalle arası kabadayılığı olarak başladı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla büyüyüp serpildi. sonra onların da yolu devletle kesişti. mafya ülkücülerle birlikte "komünizmle mücadelede" kullanılacaktı. mafya 12 mart darbesinden bu yana yarı resmi bir organizasyondur. ülkücü hareket de öyle. ülkücü hareket 1970’lerdeki karanlık örgütlenme yapısı dolayısıyla, yeni mafya ilişkilerine rahatça insan malzemesi oldu. silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kumarhanecilik, çek-senet tahsili gibi işlerde ülkücü mafyalar palazlandı. bu akrabalık aralarındaki sınırların da ortadan kalkmasına yol açmıştır. mafya ülkücü oldu, ülkücüler mafyalaştı ve bu süreçte hep insan öldürmeye devam ettiler.
fazla uzatmayacağım. bu hareketin türk milletini temsili ile alakası yoktur. kendi başkanlarına bile sokak ortasında kafasına sıktıran, devletle iç içe geçmiş mafya temelli siyasi bir uzantının hareketidir. bu hareket nerede yapılmışsa orada mafya ve ölüm vardır. kısacası bu hareket siyasidir ve çetnik selamı yapıldığında nasıl ceza verilmesi gerekiyorsa buna da ceza verilmesi ya da soruşturma açılması gayet doğaldır. herkesin milliyetçiliği kendisine. kimse kimseyi bu konuda farklı düşünüyor diye yargılayamaz, hakaret hiç edemez. bu yazılan hakaretler sadece yazanların seviyesini gösteriyor, ona da zaten şaşırmıyoruz.
