302
sadece iki kelime tanımlanması için yeterli olabilir: ego manyağı... nedense bu tip adamlardan hayatım boyunca hoşlanmadım, hoşlanmayacağım da... başarılar gelir geçer, insanlık baki kalır... bu kadar antipatik olmanın ne gereği var? ha özellikle antipatik olmaya, sevilmeyen adam olmaya çalışmak da muhtemelen kendisinin şahsi taktiğidir ama unutmaması gereken bişey var; bu kadar sivriyken tepede olmak güzel olabilir de, eğer o tepeden bir inmeye başlarsa, kendisi değil ona girenler sivri olacak. *
başarılı mı? başarılıdır evet... buna bir lafımız yok zaten. keşke hem başaralı hem mütevazi olsaydı, o zaman tadından yenmezdi!* ama tam aksi; ukalalık diz boyu! neyse, kendisini kendi egosuyla başbaşa bırakıyorum da bırakmadan bişey demek istiyorum; kıvırcığıma* bulaşma be adam!*. ayrıca, kendisi ile ilgili yazılan "kibirli kral" başlıklı yazıda bir araya toplanan "unutulmaz sözleri" karakteri hakkında yeterince ipucu vermektedir.
--- alıntı ---
unutulmaz sözleri:
-2004’te chelsea’nin başına geçtiğinde;
“eğer işimin kolay olmasını isteseydim, porto’da kalırdım. güzel mavi koltuk, şampiyonlar ligi kupası, tanrı ve tanrı’dan sonra ben...”
- “elimden gelenin en iyisini yapmaya, durumu olumlu şekilde geliştirmeye, imajıma ve futbol felsefeme uygun takımı yaratmaya niyetliyim. en iyi oyuncular ve kibrimi mazur görün ama en iyi menajer bizde...”
- ben menajerleri yeni veya eski diye değerlendirmem. başarıya ulaşanlar ve ulaşamayanlar... lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben avrupa şampiyonu’yum ve özel biriyim.”
chelsea’de yaptığı oyuncu değişikliklerinin eleştirilmesi üzerine;
- “eğer garajınızda bir bentley’niz, bir de aston martin’iniz varsa ve gideceğiniz her yere bentley ile gidiyorsanız, e biraz aptalsınız demektir.”
chelsea’nin liderliğini değerlendirirken;
- “şu anda lider durumda olmamız, kulübün maddi gücünden kaynaklanmıyor. bütün kupaları alma iddiamız, benim üstün çabalarımdan ve emeğimden kaynaklanıyor.”
oyuna olmadığı için kendisine öfkelenen ricardo carvalho’ya;
- “bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor gibi. ıq testi yaptırmasında, ya da ne bileyim, bir akıl hastanesine başvurmasında fayda olabilir.”
arsenal teknik direktörü arsene wenger’e;
- “onun röntgenci olduğunu düşünüyorum. böyle tipler vardır; evde otururken teleskopla başka evlerin içinde başkalarının neler yaptıklarını izlerler. o da chelsea hakkında konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor.”
- “hâlâ çocuk bakıcılığı yapmaktan takımını şampiyon yapamıyor.”
barcelonalı lionel messi’ye;
- “barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. bu çocuk da artistliği iyi öğrenmiş.”
manchester united’la ilgili bir soru üzerine;
- “stres mi? kuş gribi bende daha çok stres yaratıyor.”
(gbkz: frank rijkaard’a;
- “benim futbol hayatımda koca bir sıfır var. ancak onun futbol hayatı mükkemmeldi, başarılarla doluydu. benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, bu kez rijkaard’ın elinde koca bir sıfır var.”)
sir alex ferguson’a;
- “sir alex’e müthiş bir menajer olduğu için saygı duyuyorum ama o da prosedüre uymak zorunda. ben hakemlerle konuşmam ve başka menajerlerin de bunu yapmasını istemem. bir de... konuşmak vardır, bağırmak vardır...”
roma teknik direktörü c. ranieri’ye;
- “ingiltere’de kaldı, sadece günaydın ve iyi günler demeyi öğrendi, başka kelime öğrenemedi”
berabere kaldığı tottenham’a;
- “stamford bridge’e bir otobüsle geldiler ve o otobüsü kalenin önüne çektiler.”
“futbol oynamamış birinin (mourinho) bazı şeyleri anlamasını beklememek lazım” diyen bologna teknik direktörü mihajloviç’e;
- “jokey olmak için önce at olmak mı gerekir?”
chelsea’nin sahibi roman abramovich’in kendisini medyada eleştirmesine dair soru üzerine;
- “abramovich, takımı yönetirse küme düşer, ben de finansal işleri yönetirsem muhtemelen iflas ederiz.”
- “nasıl bir savunma oyuncusu istiyorsun?” sorusunu iki kez tekrarlayan gazeteciye;
“gey gibi soruyorsun. sarışın, dürüst birini arıyorum.”
--- alıntı ---
http://cadde.milliyet.com.tr/..._KRAL__ASLOLAN_DENGE
fatih terim'e benzetenler oldu kendisini ama fatih terim'de bile böyle kibir, böyle ego yoktu!* ben aslında tavır olarak daha çok aziz yıldırım'a benzetiyorum... ama benzerlikleri bununla sınırlı. çünkü başarı ve zeka konusunda ciddi farkları var. neme lazım zeki adam şu mourinho!.*
başarılı mı? başarılıdır evet... buna bir lafımız yok zaten. keşke hem başaralı hem mütevazi olsaydı, o zaman tadından yenmezdi!* ama tam aksi; ukalalık diz boyu! neyse, kendisini kendi egosuyla başbaşa bırakıyorum da bırakmadan bişey demek istiyorum; kıvırcığıma* bulaşma be adam!*. ayrıca, kendisi ile ilgili yazılan "kibirli kral" başlıklı yazıda bir araya toplanan "unutulmaz sözleri" karakteri hakkında yeterince ipucu vermektedir.
--- alıntı ---
unutulmaz sözleri:
-2004’te chelsea’nin başına geçtiğinde;
“eğer işimin kolay olmasını isteseydim, porto’da kalırdım. güzel mavi koltuk, şampiyonlar ligi kupası, tanrı ve tanrı’dan sonra ben...”
- “elimden gelenin en iyisini yapmaya, durumu olumlu şekilde geliştirmeye, imajıma ve futbol felsefeme uygun takımı yaratmaya niyetliyim. en iyi oyuncular ve kibrimi mazur görün ama en iyi menajer bizde...”
- ben menajerleri yeni veya eski diye değerlendirmem. başarıya ulaşanlar ve ulaşamayanlar... lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben avrupa şampiyonu’yum ve özel biriyim.”
chelsea’de yaptığı oyuncu değişikliklerinin eleştirilmesi üzerine;
- “eğer garajınızda bir bentley’niz, bir de aston martin’iniz varsa ve gideceğiniz her yere bentley ile gidiyorsanız, e biraz aptalsınız demektir.”
chelsea’nin liderliğini değerlendirirken;
- “şu anda lider durumda olmamız, kulübün maddi gücünden kaynaklanmıyor. bütün kupaları alma iddiamız, benim üstün çabalarımdan ve emeğimden kaynaklanıyor.”
oyuna olmadığı için kendisine öfkelenen ricardo carvalho’ya;
- “bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor gibi. ıq testi yaptırmasında, ya da ne bileyim, bir akıl hastanesine başvurmasında fayda olabilir.”
arsenal teknik direktörü arsene wenger’e;
- “onun röntgenci olduğunu düşünüyorum. böyle tipler vardır; evde otururken teleskopla başka evlerin içinde başkalarının neler yaptıklarını izlerler. o da chelsea hakkında konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor.”
- “hâlâ çocuk bakıcılığı yapmaktan takımını şampiyon yapamıyor.”
barcelonalı lionel messi’ye;
- “barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. bu çocuk da artistliği iyi öğrenmiş.”
manchester united’la ilgili bir soru üzerine;
- “stres mi? kuş gribi bende daha çok stres yaratıyor.”
(gbkz: frank rijkaard’a;
- “benim futbol hayatımda koca bir sıfır var. ancak onun futbol hayatı mükkemmeldi, başarılarla doluydu. benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, bu kez rijkaard’ın elinde koca bir sıfır var.”)
sir alex ferguson’a;
- “sir alex’e müthiş bir menajer olduğu için saygı duyuyorum ama o da prosedüre uymak zorunda. ben hakemlerle konuşmam ve başka menajerlerin de bunu yapmasını istemem. bir de... konuşmak vardır, bağırmak vardır...”
roma teknik direktörü c. ranieri’ye;
- “ingiltere’de kaldı, sadece günaydın ve iyi günler demeyi öğrendi, başka kelime öğrenemedi”
berabere kaldığı tottenham’a;
- “stamford bridge’e bir otobüsle geldiler ve o otobüsü kalenin önüne çektiler.”
“futbol oynamamış birinin (mourinho) bazı şeyleri anlamasını beklememek lazım” diyen bologna teknik direktörü mihajloviç’e;
- “jokey olmak için önce at olmak mı gerekir?”
chelsea’nin sahibi roman abramovich’in kendisini medyada eleştirmesine dair soru üzerine;
- “abramovich, takımı yönetirse küme düşer, ben de finansal işleri yönetirsem muhtemelen iflas ederiz.”
- “nasıl bir savunma oyuncusu istiyorsun?” sorusunu iki kez tekrarlayan gazeteciye;
“gey gibi soruyorsun. sarışın, dürüst birini arıyorum.”
--- alıntı ---
http://cadde.milliyet.com.tr/..._KRAL__ASLOLAN_DENGE
fatih terim'e benzetenler oldu kendisini ama fatih terim'de bile böyle kibir, böyle ego yoktu!* ben aslında tavır olarak daha çok aziz yıldırım'a benzetiyorum... ama benzerlikleri bununla sınırlı. çünkü başarı ve zeka konusunda ciddi farkları var. neme lazım zeki adam şu mourinho!.*