• 119
    hakikaten erinç bilican’ı dinlerken çok sıkılıyorum. bana sinan engin edasıyla “izleme lan dana” diye cevap verebilir ancak kendisini gerçekten çok severim. yapıcı eleştiri olarak alacaksa neden sıkıldığımı da yazmak isterim.

    öncelikle en sıkıcı olan kısmı “aslında öyle derken şunu demek istedim” “şimdi şöyle, orda demek istediğim” düzeltme olayı. sürekli ama sürekli böyle cümleler dönüyor erinç’i dinlerken.

    örnek vereyim, daha ligin ortasında “son periyotta korktuğum maç beşiktaş deplasmanı değil, en korktuğum maçlar rize ve kasımpaşa maçları” demişti. paşa maçı beşiktaş maçından zor geçince kerem övet kendisini tebrik etti ama rize maçının kolay geçtiğini söyledi. erinç de “ben kasımpaşa ve rize maçları derken, aslında rize maçından korkmuyordum, rizenin ilk 11’i ni görene kadar korkmuyordum, kadroları görünce korktuğumu söyledim ama öyle olmadı” dedi.

    şimdi bu bir örnek. yahu yalan söylemene gerek yok kardeşim. bazen sen öyle dersin ve öyle olmaz. berkan iyi derken şunu dedim, rize’den korkuyorum derken bunu dedim, 15 milyon euro galatasaray veremez derken şunu kastettim. sürekli ama sürekli bir düzeltme açıklama hali. şimdi dese ki insanlar yanlış anlıyor her şeyi, açıklamak gerekiyor. tamam doğru ama artık insanların doğru eleştirilerine de sen artık cevap vermek zorunda hissettiğin için kendinle çelişecek açıklamalar yapıyorsun. sen resmi kurum değilsin her yanlış yorumunu açıklamana gerek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın