4619
erden timur'un ayrılık hikayesi, mayıs 2015'teki ali dürüst ve abdurrahim albayrak ikilisinin ayrılık hikayelerinin aynısı. onlar da "yoruldum", "sağlık sorunlarım var" vb. bahanelerle ayrılmışlardı. bu mazeretleri gösterenlerden biri (ali dürüst), galatasaray'ın mayıs 2015'teki seçimlerinden sadece bir ay sonra gerçekleşen federasyon seçimlerinde yıldırım demirören'in listesine girmişti. dursun özbek'e, yani galatasaray başkanına gelince "yorgunum", federasyon başkanı demirören'e gelince "göreve hazırım" demişti bir nevi. öteki (abdurrahim albayrak) ayrılır ayrılmaz ilk seçimlerde göreve döneceğini açıklamış, çalışmalar yapmış ve dediği gibi ilk seçimde soluğu mustafa cengiz'in yanında almıştı. 2015'ten bugüne dokuz sene geçti, köprünün altından çok sular aktı, bugün her iki isim de dursun özbek'in destekçisi. abdurrahim albayrak'ın şu son iki senede yapmadığı şey kalmadı özbek'in herhangi bir ekibinde yer alabilmek için. bunu da akılda tutmak lazım.
sözün kısası erden timur yanlış yapıyor. "ali koç tehdit etti korunmadı", "camianın içerisinden eleştiriler oldu, savunulmadı" vb. gerekçeleri hiç samimi bulmuyorum. inandırıcı da değil; hatta çocukça geliyor bana. özhan canaydın başkan iken tribünler tarafından ıslıklandı, içinde adı-soyadı geçen bir tezahüratta kendisine küfür edildi, haftalarca tribünlerde protesto edildi, fatih altaylı hakkında demediğini bırakmadı; bırakıp gitti mi canaydın? fatih terim gerek galatasaray'da görevde iken, gerek kulübün dışarısında olduğu dönemde hakkında denmeyen laf kalmadı; hırsızlıkla, komisyonculukla bile suçlandı, "ne haliniz varsa görün" deyip bıraktı mı camiayı terim? terim'e aziz yıldırım ve ali koç da birçok tehditte bulunmuştu, ne yaptı terim korktu mu? mustafa cengiz hakkında da neler dendi; sosyal medyayı geçtim, kulüp üyeleri arasında açıkça ölmesini temenni edenler oldu, peki ne yaptı mustafa cengiz? kaale mi aldı? almadı. erden timur hiç kusura bakmasın, yaptığını asla makul görmüyorum. "kulüp üyeleri eleştirdi, ali koç hakaret etti, kimse benim için açıklama yapmadı". peki, yani? cevap, "küstüm bırakıyorum". bir de bu çocukça tavırdan sebep kendisini kahraman gören, destansı hikayeler oluşturmaya çalışanlar var. bildiği bir şey olan söylesin. erden timur neden gidiyor? kamuoyunda dile getirilen sebeplerden gidiyor ise, anlatılan her bir sebebin içi bomboş. kamuoyunda dile getirilmeyen bazı sebepler var ise, erden bey açıkça söylesin. söylemiyor ise, açıklamıyor ise, ben bunu "başka bir sebep yok" olarak yorumlarım. "açıklanacak bir şey yok demek ki" derim. kendisi hakkında da hiç de iyi düşünmem. ortada bütün galatasaray camiası tarafından göreve devam etmesi istenen bir başkan vekili var ve kendisi inatla, ısrarla "hayır" diyor. bir de bu cevap üzerinden omuzlarda taşınılması isteniyor. kimse kusura bakmasın, ben yapmam.
hepimiz gerçeklerle yüzleşelim. gerçeği kabul edelim. erden timur "bu yönetim önümüzdeki iki senede boyunun ölçüsünü alsın, herkes benim kıymetimi anlasın, iki sene sonra yana yakıla bana gelsin camia, ben de çok güçlü bir şekilde döneyim" stratejisi yürütüyor. yaptığının dekoder olmadan açıklaması bu. tıpkı zamanında ali dürüst'ün, abdurahim albayrak'ın yürüttüğü stratejiyi benimsiyor sadece. onlar da aynısını yapmışlardı 2015'te. o geçen iki senede (2015-2017) galatasaray'dan eksilenler, kaybolanlar, yaşanılan başarısızlıklar taraftardan başka hiç kimsenin umurunda olmamıştı. albayrak, dürüst 2018'de kahraman olarak dönmüşlerdi. ben o zaman da bu kahramanlaştırma hikayesine karşı olmuştum. bugüne geleyim. bundan iki sene sonra bu kez erden timur hakkında aynı hikaye ortaya çıkarsa, ben yine karşı tarafta olacağım. ilerleyen yıllarda erden timur bir kurtarıcı, bir fedai olarak ortaya çıkmaya kalkar ise, ben haziran 2024'te yaptığını aklımdan çıkartmayacağım. şimdiden bunu şerhini düşeyim. kendisi çünkü tamamen stratejik davranıyor ve geleceğe yönelik bir hamlede bulunuyor. paşa gönlü bilir ama ben bu stratejinin destekçisi değilim. olan galatasaray'a olacak çünkü bu stratejiden sebep ve konunun bu kısmı erden timur'un umurunda bile değil.
sözün kısası erden timur yanlış yapıyor. "ali koç tehdit etti korunmadı", "camianın içerisinden eleştiriler oldu, savunulmadı" vb. gerekçeleri hiç samimi bulmuyorum. inandırıcı da değil; hatta çocukça geliyor bana. özhan canaydın başkan iken tribünler tarafından ıslıklandı, içinde adı-soyadı geçen bir tezahüratta kendisine küfür edildi, haftalarca tribünlerde protesto edildi, fatih altaylı hakkında demediğini bırakmadı; bırakıp gitti mi canaydın? fatih terim gerek galatasaray'da görevde iken, gerek kulübün dışarısında olduğu dönemde hakkında denmeyen laf kalmadı; hırsızlıkla, komisyonculukla bile suçlandı, "ne haliniz varsa görün" deyip bıraktı mı camiayı terim? terim'e aziz yıldırım ve ali koç da birçok tehditte bulunmuştu, ne yaptı terim korktu mu? mustafa cengiz hakkında da neler dendi; sosyal medyayı geçtim, kulüp üyeleri arasında açıkça ölmesini temenni edenler oldu, peki ne yaptı mustafa cengiz? kaale mi aldı? almadı. erden timur hiç kusura bakmasın, yaptığını asla makul görmüyorum. "kulüp üyeleri eleştirdi, ali koç hakaret etti, kimse benim için açıklama yapmadı". peki, yani? cevap, "küstüm bırakıyorum". bir de bu çocukça tavırdan sebep kendisini kahraman gören, destansı hikayeler oluşturmaya çalışanlar var. bildiği bir şey olan söylesin. erden timur neden gidiyor? kamuoyunda dile getirilen sebeplerden gidiyor ise, anlatılan her bir sebebin içi bomboş. kamuoyunda dile getirilmeyen bazı sebepler var ise, erden bey açıkça söylesin. söylemiyor ise, açıklamıyor ise, ben bunu "başka bir sebep yok" olarak yorumlarım. "açıklanacak bir şey yok demek ki" derim. kendisi hakkında da hiç de iyi düşünmem. ortada bütün galatasaray camiası tarafından göreve devam etmesi istenen bir başkan vekili var ve kendisi inatla, ısrarla "hayır" diyor. bir de bu cevap üzerinden omuzlarda taşınılması isteniyor. kimse kusura bakmasın, ben yapmam.
hepimiz gerçeklerle yüzleşelim. gerçeği kabul edelim. erden timur "bu yönetim önümüzdeki iki senede boyunun ölçüsünü alsın, herkes benim kıymetimi anlasın, iki sene sonra yana yakıla bana gelsin camia, ben de çok güçlü bir şekilde döneyim" stratejisi yürütüyor. yaptığının dekoder olmadan açıklaması bu. tıpkı zamanında ali dürüst'ün, abdurahim albayrak'ın yürüttüğü stratejiyi benimsiyor sadece. onlar da aynısını yapmışlardı 2015'te. o geçen iki senede (2015-2017) galatasaray'dan eksilenler, kaybolanlar, yaşanılan başarısızlıklar taraftardan başka hiç kimsenin umurunda olmamıştı. albayrak, dürüst 2018'de kahraman olarak dönmüşlerdi. ben o zaman da bu kahramanlaştırma hikayesine karşı olmuştum. bugüne geleyim. bundan iki sene sonra bu kez erden timur hakkında aynı hikaye ortaya çıkarsa, ben yine karşı tarafta olacağım. ilerleyen yıllarda erden timur bir kurtarıcı, bir fedai olarak ortaya çıkmaya kalkar ise, ben haziran 2024'te yaptığını aklımdan çıkartmayacağım. şimdiden bunu şerhini düşeyim. kendisi çünkü tamamen stratejik davranıyor ve geleceğe yönelik bir hamlede bulunuyor. paşa gönlü bilir ama ben bu stratejinin destekçisi değilim. olan galatasaray'a olacak çünkü bu stratejiden sebep ve konunun bu kısmı erden timur'un umurunda bile değil.