2410
2023/24 futbol sezonunun sonunda, kulübünün şampiyon olup olmamasından bağımsız olarak en mutlu olacak kişi. yani şampiyon olunca bizim takımdaki herhangi bir futbolcu bile bu elemanın yaşadığı mutluluğu yaşayamaz.
m. hakan geri zekalı değil, insanların ne kadar geri zekalı olduğunu bilecek kadar akıllı. yoksa karikatürden bozma mimikleri, robotik hareketleri, ısrarlı sıçmıkları, sürekli aynı gevşek surat ifadesi, oynadığı futbolun asla karşılamadığı hareketleri ve camianın heykeli dikilecek evladı pozları tesadüf değil. kendisine arka çıkılacağını, ancak böyle var olacağını bilecek kadar aklı var.
türkiye'de dün ne yaptığınızın önemi yok, yeter ki doğru bir trendi yakalayıp üzerine atlayın. hakan şükür futbol efsanesiydi, milli takım kahramanıydı. herkes cemaatlerle olan bağını, evliliğinin dahi buna göre olduğunu bilirken de bu böyleydi. futbolculuk kariyeri bitti, adalet ve kalkınma partisi'nden milletvekili seçildi. halen iktidarda olan partinin milletvekili olarak meclise girdiğinde de cemaatle olan ilişkisi biliniyordu. devran döndü, cemaat terörist olduğunda hakan şükür kendini karşı tarafa atsa bugün yüzlerce örneği olduğu gibi hala türkiye'de makam mevki sahibi olarak, tv'lerde boy göstererek hayatını sürdürüyor olurdu.
mert hakan da çok sağlam galatasaraylı bir babanın, sağlam galatasaraylı bir evladı olarak büyüdü. futbolculuk kariyerinde sivasspor ile gol atıp dönemin tartışmalı ismi erol bulut'un önünde kayarak sevinecek kadar bazı şeyleri belli etti. transferi söz konusu olduğunda aylarca galatasaray'ı bekledi, yöneticilere sezon devam ederken alınan kadıköy galibiyetinden sonra dahi attığı mesajlar herkesin malumu. fakat olmadı, öyle veya böyle mert hakan bir türlü çok istediği galatasaray formasını giyemedi. her profesyonelin yapacağı gibi masadaki diğer ve daha iyi olan teklifi kabul ederek fenerbahçe formasını giydi.
işte mert hakan ile hakan şükür örneği arasındaki fark, olayların vehameti benzemese de burada. aleni olarak her şeyin ortada olmasına rağmen bu mert denen şahıs, kendince müthiş bir role büründü. bunu kendi yarattı, sürekli tekrarlayarak bir yalanı gerçek etti. kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya kendine komutan dedirtti. olmayan yerde kavga yarattı, çıktı hem mağdur hem kahraman oldu. futbolculuğuyla bir kez gündeme gelmeyen hakan, bir şekilde kendini fenerbahçe taraftarına komutan olarak kabul ettirdi. zor da olmadı bu. diğer örnekte ise kendini yeni trende uyduramayanın yok olduğunu görüyoruz. karşı örnek illa hakan şükür mü olmak zorundaydı, neden mi hakan şükür'ü örnek olarak verdim? onu da mert hakan da kamuoyu da biliyor.
mert, bugün profesyonel olarak ait de olsa bir hınç harici duygusal bağının olmadığı kulübü ile şampiyon olup olmamayı kafasına dahi takan bir kişi değil buna çok eminim. sezonun fırsatını, kontrat ayında boş geçmeyip galatasaray tribününün de gereksiz gerilmesi ile kendini kahraman ilan ettirerek misler gibi milyon dolarlık kontratı mesleğine dair iyi hiçbir şey yapmamasına rağmen cebine koydu. yazın başında kontratını imzaladıktan sonra uzun bir tatile çıkıp fırsat geldikçe komutan rollenmelerine devam ederek kariyerinin sonunu da iyi inşa etmeye çalışacak.
para herkese lazım, herkes böyle güzel ve rahat para kazanmak ister fakat mert kantarın topuzunu çok kaçırdı. ne yaparsa yapsın hayatına devam edebilenlerin olduğu ülkede dahi ben mert hakan'ın emekliliğini pek rahat yaşayabileceğini zannetmiyorum. her yere korumayla gitmek, sürekli bir çekince yaşamak ve hayatta kalabilmek için sürekli bir yerlere yamanma çabası bir insanı bir yere kadar götürür. senin deli rolü yaptığın yerde hakiki deli milyonlar var.
m. hakan geri zekalı değil, insanların ne kadar geri zekalı olduğunu bilecek kadar akıllı. yoksa karikatürden bozma mimikleri, robotik hareketleri, ısrarlı sıçmıkları, sürekli aynı gevşek surat ifadesi, oynadığı futbolun asla karşılamadığı hareketleri ve camianın heykeli dikilecek evladı pozları tesadüf değil. kendisine arka çıkılacağını, ancak böyle var olacağını bilecek kadar aklı var.
türkiye'de dün ne yaptığınızın önemi yok, yeter ki doğru bir trendi yakalayıp üzerine atlayın. hakan şükür futbol efsanesiydi, milli takım kahramanıydı. herkes cemaatlerle olan bağını, evliliğinin dahi buna göre olduğunu bilirken de bu böyleydi. futbolculuk kariyeri bitti, adalet ve kalkınma partisi'nden milletvekili seçildi. halen iktidarda olan partinin milletvekili olarak meclise girdiğinde de cemaatle olan ilişkisi biliniyordu. devran döndü, cemaat terörist olduğunda hakan şükür kendini karşı tarafa atsa bugün yüzlerce örneği olduğu gibi hala türkiye'de makam mevki sahibi olarak, tv'lerde boy göstererek hayatını sürdürüyor olurdu.
mert hakan da çok sağlam galatasaraylı bir babanın, sağlam galatasaraylı bir evladı olarak büyüdü. futbolculuk kariyerinde sivasspor ile gol atıp dönemin tartışmalı ismi erol bulut'un önünde kayarak sevinecek kadar bazı şeyleri belli etti. transferi söz konusu olduğunda aylarca galatasaray'ı bekledi, yöneticilere sezon devam ederken alınan kadıköy galibiyetinden sonra dahi attığı mesajlar herkesin malumu. fakat olmadı, öyle veya böyle mert hakan bir türlü çok istediği galatasaray formasını giyemedi. her profesyonelin yapacağı gibi masadaki diğer ve daha iyi olan teklifi kabul ederek fenerbahçe formasını giydi.
işte mert hakan ile hakan şükür örneği arasındaki fark, olayların vehameti benzemese de burada. aleni olarak her şeyin ortada olmasına rağmen bu mert denen şahıs, kendince müthiş bir role büründü. bunu kendi yarattı, sürekli tekrarlayarak bir yalanı gerçek etti. kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya kendine komutan dedirtti. olmayan yerde kavga yarattı, çıktı hem mağdur hem kahraman oldu. futbolculuğuyla bir kez gündeme gelmeyen hakan, bir şekilde kendini fenerbahçe taraftarına komutan olarak kabul ettirdi. zor da olmadı bu. diğer örnekte ise kendini yeni trende uyduramayanın yok olduğunu görüyoruz. karşı örnek illa hakan şükür mü olmak zorundaydı, neden mi hakan şükür'ü örnek olarak verdim? onu da mert hakan da kamuoyu da biliyor.
mert, bugün profesyonel olarak ait de olsa bir hınç harici duygusal bağının olmadığı kulübü ile şampiyon olup olmamayı kafasına dahi takan bir kişi değil buna çok eminim. sezonun fırsatını, kontrat ayında boş geçmeyip galatasaray tribününün de gereksiz gerilmesi ile kendini kahraman ilan ettirerek misler gibi milyon dolarlık kontratı mesleğine dair iyi hiçbir şey yapmamasına rağmen cebine koydu. yazın başında kontratını imzaladıktan sonra uzun bir tatile çıkıp fırsat geldikçe komutan rollenmelerine devam ederek kariyerinin sonunu da iyi inşa etmeye çalışacak.
para herkese lazım, herkes böyle güzel ve rahat para kazanmak ister fakat mert kantarın topuzunu çok kaçırdı. ne yaparsa yapsın hayatına devam edebilenlerin olduğu ülkede dahi ben mert hakan'ın emekliliğini pek rahat yaşayabileceğini zannetmiyorum. her yere korumayla gitmek, sürekli bir çekince yaşamak ve hayatta kalabilmek için sürekli bir yerlere yamanma çabası bir insanı bir yere kadar götürür. senin deli rolü yaptığın yerde hakiki deli milyonlar var.