4070
galatasaray taraftarının bilmediği, kamuoyuna yansımayan bir ailevi veya finansal nedeni yok ise, bazı gazeteciler tarafından aldığı iddia edilen kararın yanlış olduğunu ve gereksiz bir alınganlık yaptığını düşünüyorum.
"galatasaray'da hiçbir başarı cezasız kalmaz" diye bir ön kabul var, kısmen de doğru bu ama bazı galatasaraylılarda da gereksiz bir alıganlık var. 35-36 yaşına geldim ben, galatasaray'da eleştirilmeyen bir başkan veya yönetici görmedim. divan kurullarında, mali genel kurullarda, televizyon kanallarında, radyo yayınlarında, gazetelerde ve diğer platformlarda herkes eleştirildi bu camiada. zaman zaman eleştiri sınırları da aşıldı. faruk süren, mehmet cansun, abdurrahim albayrak, özhan canaydın, ali dürüst, ergun gürsoy, adnan polat, haldun üstünel, ünal aysal, duygun yarsuvat, dursun özbek, cenk ergün, mustafa cengiz, yusuf günay vs. vs. bu isimlerin hepsi ve ismini hatırlamadığım diğer yöneticiler/profesyoneller her zaman bu ateş çemberinin içerisinden geçtiler. bu isimlerden bazıları gerek içeriden gerek dışardan erden timur'a yaşatılandan çok daha beterine maruz bırakıldılar. bugün erden timur'un entry'imin ilk cümlesinde ifade ettiğim gibi kamuoyuna lanse edilmeyen bir gerekçesi yok ise, kırgınlıktan sebep bırakmasını gerektirecek kadar ciddi bir gerekçe göremiyorum ben ortada. kendisine karşı içeriden de dışarıdan da eleştiriler var, meyve veren ağacın taşlanması durumu da söz konusu ama iki sene görev yapıp şimdi "üzüldüm, kırıldım, görev almıyorum" demesi doğru değil. çünkü bir galatasaray idarecisi fenerbahçe'nin ve diğerlerinin hedef tahtasında ise, doğru yoldadır. galatasaray'ın menfaatine hareket ediyordur. içeride 3-5 tane devri geçmiş, inatçı, galatasaray'a faydasız eski kafalının eleştirilerini de 42 yaşında bir bireyin dikkate almaması lazım. üç kişi eleştiriyorsa erden timur'u, yüzlerce üye de takdir ediyor. onbinlerce taraftar da kendisinin galatasaray'daki varlığından ötürü çok mutlu, mutluluklarını statta da da yansıtıyor bu insanlar. daha ne isteyebilir ki bir galatasaraylı yönetici, ben anlamakta güçlük çekiyorum açıkçası.
ekim 2014'te ünal aysal'ın bütün sportif faaliyetlerde sezon başlamış iken almış olduğu bir baskın seçim kararı vardı, gyo projesi hakkında divan kurulunun tutumunu bahane ederek. o gün futbolda ve basketbolda köşeye sıkışan ünal aysal galatasaray divan kurulunu mazaret göstermiş ve kaçıp gitmişti. o günden sonra da 10 yıldır galatsaray'a zerre bir faydası olmamıştır ünal aysal'ın. kendisine sözlük de dahil olmak üzere bazı galatasaraylıların duyduğu bir teveccüh var benim hiç anlayamadığım ama bu paragrafın konusu değil bu. aysal'ın ayrılmasından sonra duygun yarsuvat başkanlığında dursun özbek'in ve abdurrahim albayrak'ın yönetimde olduğu, ali dürüst'ün de sportif a.ş.'de yer aldığı bir yapı oluşurulmuştu çok hızlı bir şekilde. kısa süreli bir refom hükümetiydi adeta. olağanüstü şartlarda oluşturulan bu yapı aralık 2014'te cesare prandelli - hamza hamzaoğlu değişikliği kararını almıştı ve galatasaray'a 20.şampiyonluğu getirmişti futbolda. o 2014-2015 sezonunda da mayıs 2015 seçimli genel kurulu vardı. ekim 2014'te aysal'ın baskın seçiminde yarsuvat yönetime giren ali dürüst ve abdurrahim albayrak ikilisi bazı konulardan sebep alınganlık göstermiş ve dursun özbek'in mayıs 2015'te oluşturduğu yönetime girmemişlerdi. olan ise galatasaray'a olmuş; kulüp çok başarısız ve çalkantılarla dolu bir iki sezon geçirmişti. erden timur'un bugün, yani mayıs 2024'te bahse konu kararını ali dürüst'ün ve abdurrahim albayrak'ın mayıs 2015 seçimlerinde almış oldukları karara benzetiyorum açıkçası. bu tutum, doğru bir tutum değil. bu gibi alıganlıklarla, "ben artık küstüm oynamıyorum"larla zarara uğrayan sadece galatasaray oluyor. galatasaraylıların bu gibi yaşanmışlıklardan ders alması ve ona göre hareket etmesi lazım. mücadeleden kaçmak, galatasaray'da görev almaktan kaçmak kimseye bir şey kazandırmaz. galatasaray başkanı bir görev tevdi ediyorsa, buna hiçbir galatasaraylının "hayır" demek gibi bir hakkı yok. erden timur gibi birine de yakışmaz bu. şahsen ben yakıştıramıyorum. kendisinin mayıs 2015 - ocak 2018 arası süreci yeniden hatırlamasını ve kararını en kısa zamanda olumlu yönde değiştirmesini temenni ediyorum.
"galatasaray'da hiçbir başarı cezasız kalmaz" diye bir ön kabul var, kısmen de doğru bu ama bazı galatasaraylılarda da gereksiz bir alıganlık var. 35-36 yaşına geldim ben, galatasaray'da eleştirilmeyen bir başkan veya yönetici görmedim. divan kurullarında, mali genel kurullarda, televizyon kanallarında, radyo yayınlarında, gazetelerde ve diğer platformlarda herkes eleştirildi bu camiada. zaman zaman eleştiri sınırları da aşıldı. faruk süren, mehmet cansun, abdurrahim albayrak, özhan canaydın, ali dürüst, ergun gürsoy, adnan polat, haldun üstünel, ünal aysal, duygun yarsuvat, dursun özbek, cenk ergün, mustafa cengiz, yusuf günay vs. vs. bu isimlerin hepsi ve ismini hatırlamadığım diğer yöneticiler/profesyoneller her zaman bu ateş çemberinin içerisinden geçtiler. bu isimlerden bazıları gerek içeriden gerek dışardan erden timur'a yaşatılandan çok daha beterine maruz bırakıldılar. bugün erden timur'un entry'imin ilk cümlesinde ifade ettiğim gibi kamuoyuna lanse edilmeyen bir gerekçesi yok ise, kırgınlıktan sebep bırakmasını gerektirecek kadar ciddi bir gerekçe göremiyorum ben ortada. kendisine karşı içeriden de dışarıdan da eleştiriler var, meyve veren ağacın taşlanması durumu da söz konusu ama iki sene görev yapıp şimdi "üzüldüm, kırıldım, görev almıyorum" demesi doğru değil. çünkü bir galatasaray idarecisi fenerbahçe'nin ve diğerlerinin hedef tahtasında ise, doğru yoldadır. galatasaray'ın menfaatine hareket ediyordur. içeride 3-5 tane devri geçmiş, inatçı, galatasaray'a faydasız eski kafalının eleştirilerini de 42 yaşında bir bireyin dikkate almaması lazım. üç kişi eleştiriyorsa erden timur'u, yüzlerce üye de takdir ediyor. onbinlerce taraftar da kendisinin galatasaray'daki varlığından ötürü çok mutlu, mutluluklarını statta da da yansıtıyor bu insanlar. daha ne isteyebilir ki bir galatasaraylı yönetici, ben anlamakta güçlük çekiyorum açıkçası.
ekim 2014'te ünal aysal'ın bütün sportif faaliyetlerde sezon başlamış iken almış olduğu bir baskın seçim kararı vardı, gyo projesi hakkında divan kurulunun tutumunu bahane ederek. o gün futbolda ve basketbolda köşeye sıkışan ünal aysal galatasaray divan kurulunu mazaret göstermiş ve kaçıp gitmişti. o günden sonra da 10 yıldır galatsaray'a zerre bir faydası olmamıştır ünal aysal'ın. kendisine sözlük de dahil olmak üzere bazı galatasaraylıların duyduğu bir teveccüh var benim hiç anlayamadığım ama bu paragrafın konusu değil bu. aysal'ın ayrılmasından sonra duygun yarsuvat başkanlığında dursun özbek'in ve abdurrahim albayrak'ın yönetimde olduğu, ali dürüst'ün de sportif a.ş.'de yer aldığı bir yapı oluşurulmuştu çok hızlı bir şekilde. kısa süreli bir refom hükümetiydi adeta. olağanüstü şartlarda oluşturulan bu yapı aralık 2014'te cesare prandelli - hamza hamzaoğlu değişikliği kararını almıştı ve galatasaray'a 20.şampiyonluğu getirmişti futbolda. o 2014-2015 sezonunda da mayıs 2015 seçimli genel kurulu vardı. ekim 2014'te aysal'ın baskın seçiminde yarsuvat yönetime giren ali dürüst ve abdurrahim albayrak ikilisi bazı konulardan sebep alınganlık göstermiş ve dursun özbek'in mayıs 2015'te oluşturduğu yönetime girmemişlerdi. olan ise galatasaray'a olmuş; kulüp çok başarısız ve çalkantılarla dolu bir iki sezon geçirmişti. erden timur'un bugün, yani mayıs 2024'te bahse konu kararını ali dürüst'ün ve abdurrahim albayrak'ın mayıs 2015 seçimlerinde almış oldukları karara benzetiyorum açıkçası. bu tutum, doğru bir tutum değil. bu gibi alıganlıklarla, "ben artık küstüm oynamıyorum"larla zarara uğrayan sadece galatasaray oluyor. galatasaraylıların bu gibi yaşanmışlıklardan ders alması ve ona göre hareket etmesi lazım. mücadeleden kaçmak, galatasaray'da görev almaktan kaçmak kimseye bir şey kazandırmaz. galatasaray başkanı bir görev tevdi ediyorsa, buna hiçbir galatasaraylının "hayır" demek gibi bir hakkı yok. erden timur gibi birine de yakışmaz bu. şahsen ben yakıştıramıyorum. kendisinin mayıs 2015 - ocak 2018 arası süreci yeniden hatırlamasını ve kararını en kısa zamanda olumlu yönde değiştirmesini temenni ediyorum.