8995
bir süredir hakkında yazmak istediğim ama ertelediğim galatasaray futbol takımı kaptanı. sezon devam ederken yazmayacaktım aslında, (bkz: 21 nisan 2024 galatasaray pendikspor maçı) sonrası fikrim değişti biraz...
uzunca bir yazı olacağı için biraz eğlence katma adına gelmiş geçmiş en iyi western filmlerden biri olan iyi-kötü-çirkin şeklinde kategorize edeceğim yazının bütünlüğünü.
iyi ile başlayalım;
20-21 sezonu 6 gol 3 assist (29 maç)
21-22 sezonu 13 gol 13 assist (52 maç)
22-23 sezonu 10 gol 14 assist (38 maç)
23-24 sezonu 15 gol 8 assist (49 maç - 5 maç daha var)
son 3 sezonun hepsinde 10+ gol 10+ asist yapan (ki 13. olduğumuz sezonun yıldızıydı) bir kanat oyuncusunun performansını beğenmemek için ya kör olmak, ya da art niyetli olmak gerekiyor. geldiği günden beri özellikle oyununu geliştirmesi, tabela yapması, dribling-son vuruş-delici koşu gibi özelliklerini keskinleştirmesi takdir edilmesi gerekiyor. takımdaşlık ve inisiyatif alma konusunda herkesin bacakları titreyerek vaz geçtiği şeyleri çatır çatır denemesiyle ve çoğu zaman yapmasıyla övgüyü hak ediyor. özellikle bu sezona kadar takımda mental olarak en dayanıklı oyuncu olduğunun hatırlanması gerekiyor. yüksek pres oyunumuzda elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmasıyla ve pres organizasyonlarında ki enerjisiyle takdir görmesi gerekiyor. son 3 sezonda sakatlık sebepli sadece 1 maç kaçırması da cabası.
kötü ile devam edelim;
geldiği günden beri kendini geliştiren kerem'in bu sezon ister forvet arkasına kaydırılmaya çalışılması, ister sezon başından beri mental kırılmaları ile sekteye uğrayarak durağan bir hal alması ve hatta yapabildiği/geliştirdiği meziyetlerinde bile geriye gitmesi eleştiri maskesi ardında kendisine saldırmak isteyenlerin ve hazır-ol da bekleyen futbol ulemalarının ekmeğine yağ sürdü. çok kötü bir döngüye girdi sene başından beri; deneyip başaramadıkları eleştirildikçe "ben yapacağım, ben başaracağım" inadı ile daha da çok hata yapmaya, daha da çok ayakları birbirine girmeye başladı. bunlar oldukça daha da çok eleştirildi ve döngü negatif olarak günümüze kadar devam ediyor hala. bu sürecin başında inat etmeyip, kendi öz eleştirisini yapıp ve hatta bir süre gözünü-kulağını dışarıya kapatsaydı mental olarak kırılmayıp bu döngüye girmeyeceğini düşünüyorum. benzer durumların yaşandığı önceki iki sezonda bunu yapabileceğini herkese kanıtlamıştı çünkü. kendini geliştirmesi gereken oyun görüşü ve ilk dokunuş/top kontrolü konularında da içerisinde bulunduğu döngü sebepli hiç bir ilerleme kaydedemedi.
çirkin ile sonlandıralım;
benim açımdan bu sezon özelinde kerem'in yaptığı tek kabul edilemeyecek şey top kayıpları sonrası verdiği tepkisizlik. çok deneyen çok hata yapar, bu sebepten ben denerken yapılan top kayıplarını asla eleştirmem. inisiyatif almak çok ama çok önemlidir ki kerem bize bunu yapabildiğini geldiği günden beri gösteriyor. ancak, burada kocaman bir ancak var; denerken top kaybedebilirsin burada bir sorun yok... sorun sen o topu kaybettikten sonra defansif aksiyon almaman, adam/top kovalamaman bu sezon özelinde. 37 yaşındaki dries mertens yeri geldiğinde 50-60 metre geri koşup defansif aksiyon almaya çalışırken, topa/adama baskı yaparken senin ileride takılma lüksün yok, hele ki topu sen kaptırdıysan hiç bir mazeretin yok. geçtiğimiz sezonlarla bu sezon arasındaki gördüğüm en büyük negatif fark bu. kötü oynayabilirsin, attığın paslar - ortalar isabetsiz olabilir, çektiğin şutlar kötü olabilir... bunların hepsi olabilecek şeyler, ama kötü mücadele edemezsin. hele ki bir galatasaray futbolcusunu geçtim galatasaray kaptanının kötü mücadele etme hakkı yoktur.
son söz olarak bence kerem bizimle olan yolculuğunun sonuna geldi... bu seneyi şampiyonlukla taçlandırıp, verebileceği tüm enerjisini/katkısını verip takımını limana yanaştırması ve sonrasında da farklı deneyimlere yelken açması gerekiyor artık. haklı ya da haksız olarak taraftarla arasındaki bağ baya zayıfladı bu sene, kendi gelişimi de sekteye uğradı yaşanan negatif sarmalının içerisinde. 3 sezondur çıktığı maç sayısı/dakika gözetilince mental olarak yaşadığı yorgunluk da cabası. kendisini çok sevdiğim ve yazmaya çalıştığı hikayesine çok saygı duyduğum için sene sonunda hem onu seven bizlerin iyi hatırlaması için, hem de kendisinin futbolcu olarak gelişimine devam edebilmesi adına tebdili mekanda ferahlık vardır, kendisinin avrupa hayalini gerçekleştirmemiz maddi/manevi olarak her iki taraf için de daha hayırlısı olacak gibi gözüküyor.
uzunca bir yazı olacağı için biraz eğlence katma adına gelmiş geçmiş en iyi western filmlerden biri olan iyi-kötü-çirkin şeklinde kategorize edeceğim yazının bütünlüğünü.
iyi ile başlayalım;
20-21 sezonu 6 gol 3 assist (29 maç)
21-22 sezonu 13 gol 13 assist (52 maç)
22-23 sezonu 10 gol 14 assist (38 maç)
23-24 sezonu 15 gol 8 assist (49 maç - 5 maç daha var)
son 3 sezonun hepsinde 10+ gol 10+ asist yapan (ki 13. olduğumuz sezonun yıldızıydı) bir kanat oyuncusunun performansını beğenmemek için ya kör olmak, ya da art niyetli olmak gerekiyor. geldiği günden beri özellikle oyununu geliştirmesi, tabela yapması, dribling-son vuruş-delici koşu gibi özelliklerini keskinleştirmesi takdir edilmesi gerekiyor. takımdaşlık ve inisiyatif alma konusunda herkesin bacakları titreyerek vaz geçtiği şeyleri çatır çatır denemesiyle ve çoğu zaman yapmasıyla övgüyü hak ediyor. özellikle bu sezona kadar takımda mental olarak en dayanıklı oyuncu olduğunun hatırlanması gerekiyor. yüksek pres oyunumuzda elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmasıyla ve pres organizasyonlarında ki enerjisiyle takdir görmesi gerekiyor. son 3 sezonda sakatlık sebepli sadece 1 maç kaçırması da cabası.
kötü ile devam edelim;
geldiği günden beri kendini geliştiren kerem'in bu sezon ister forvet arkasına kaydırılmaya çalışılması, ister sezon başından beri mental kırılmaları ile sekteye uğrayarak durağan bir hal alması ve hatta yapabildiği/geliştirdiği meziyetlerinde bile geriye gitmesi eleştiri maskesi ardında kendisine saldırmak isteyenlerin ve hazır-ol da bekleyen futbol ulemalarının ekmeğine yağ sürdü. çok kötü bir döngüye girdi sene başından beri; deneyip başaramadıkları eleştirildikçe "ben yapacağım, ben başaracağım" inadı ile daha da çok hata yapmaya, daha da çok ayakları birbirine girmeye başladı. bunlar oldukça daha da çok eleştirildi ve döngü negatif olarak günümüze kadar devam ediyor hala. bu sürecin başında inat etmeyip, kendi öz eleştirisini yapıp ve hatta bir süre gözünü-kulağını dışarıya kapatsaydı mental olarak kırılmayıp bu döngüye girmeyeceğini düşünüyorum. benzer durumların yaşandığı önceki iki sezonda bunu yapabileceğini herkese kanıtlamıştı çünkü. kendini geliştirmesi gereken oyun görüşü ve ilk dokunuş/top kontrolü konularında da içerisinde bulunduğu döngü sebepli hiç bir ilerleme kaydedemedi.
çirkin ile sonlandıralım;
benim açımdan bu sezon özelinde kerem'in yaptığı tek kabul edilemeyecek şey top kayıpları sonrası verdiği tepkisizlik. çok deneyen çok hata yapar, bu sebepten ben denerken yapılan top kayıplarını asla eleştirmem. inisiyatif almak çok ama çok önemlidir ki kerem bize bunu yapabildiğini geldiği günden beri gösteriyor. ancak, burada kocaman bir ancak var; denerken top kaybedebilirsin burada bir sorun yok... sorun sen o topu kaybettikten sonra defansif aksiyon almaman, adam/top kovalamaman bu sezon özelinde. 37 yaşındaki dries mertens yeri geldiğinde 50-60 metre geri koşup defansif aksiyon almaya çalışırken, topa/adama baskı yaparken senin ileride takılma lüksün yok, hele ki topu sen kaptırdıysan hiç bir mazeretin yok. geçtiğimiz sezonlarla bu sezon arasındaki gördüğüm en büyük negatif fark bu. kötü oynayabilirsin, attığın paslar - ortalar isabetsiz olabilir, çektiğin şutlar kötü olabilir... bunların hepsi olabilecek şeyler, ama kötü mücadele edemezsin. hele ki bir galatasaray futbolcusunu geçtim galatasaray kaptanının kötü mücadele etme hakkı yoktur.
son söz olarak bence kerem bizimle olan yolculuğunun sonuna geldi... bu seneyi şampiyonlukla taçlandırıp, verebileceği tüm enerjisini/katkısını verip takımını limana yanaştırması ve sonrasında da farklı deneyimlere yelken açması gerekiyor artık. haklı ya da haksız olarak taraftarla arasındaki bağ baya zayıfladı bu sene, kendi gelişimi de sekteye uğradı yaşanan negatif sarmalının içerisinde. 3 sezondur çıktığı maç sayısı/dakika gözetilince mental olarak yaşadığı yorgunluk da cabası. kendisini çok sevdiğim ve yazmaya çalıştığı hikayesine çok saygı duyduğum için sene sonunda hem onu seven bizlerin iyi hatırlaması için, hem de kendisinin futbolcu olarak gelişimine devam edebilmesi adına tebdili mekanda ferahlık vardır, kendisinin avrupa hayalini gerçekleştirmemiz maddi/manevi olarak her iki taraf için de daha hayırlısı olacak gibi gözüküyor.