21683
kendisini çok severim. arda turan benim gözümde her zaman mlada boleslav maçında içimize umut eken, feldkampla başlayıp cevat güler ile devam edip rakibe göre daha zayıf kadroyla şampiyon olduğumuz sezonun yıldızı (7 gol 12 asist), 2008 avrupa kupası'nın altın çocuğu, galatasaray'ın en kıymetli ürünlerinden biri atletico efsanesi olarak kalacaktır. hayata bakışımız, siyasi görüşümüz vb. büyük oranda farklılıklar taşısa da kimsenin savunamayacağı hatalar yapsa da hem camiamızın hem de türk futbolunun yetiştirdiği en büyük kariyer kendisidir. üstelik bu kariyeri inşa ederken bugünün arda güler'ine davranıldığı gibi pamuklara sarılmamış annesine aldığı evden, giydiği tişörte, kız arkadaşının doğum günü kutlamasından en mahremine kadar akla gelebilecek her konuda itibar suikastına uğramıştır.
genç yaşta kaptanlık alması, kulübün maddi ve idari açıdan çalkantılı bir dönemine denk gelmesi, takıma verdiklerini ve verebileceklerini bilen taraftarın üzerindeki baskısı, basının ilgisi ve günümüz profesyonel futbolunda eşine pek de rastlamadığımız fanatiklik derecesinde taraftarlığı birleştiğinde mental açıdan çöküş yaşamaya başlamıştır. kendisi türk futbolunun ortamına ve şahsına yapılan tüm saldırılara "rağmen" 12 milyon euro gibi bir para kazandırarak atletico'ya gidip başarılı oldu. artık beynelmilel bir kariyeri vardı. olağanüstü bir sistemin en değerli üç parçasından biri oldu. hiçbir türk oyuncuya nasip olmayan başarılar yakaladı. barcelona'ya gitti. sportif açıdan çok iyi ve başarılı olmasına rağmen mobbing uygulanarak takımdan gönderildi. çok büyük bir haksızlıktı bu. kendisiyle aynı sayıda maça çıkan barca transferleriyle karşılaştırdığınızda istatistiklerinin saygı duyulacak kadar kıymetli olduğunu göreceksiniz. ancak bugün arda güler sahura kalkıp niyet etse haber yapan türk medyası o günlerde kendisini sürekli karalayacak haberler yapmaya devam ediyordu. bunlar gerçekten normal şeyler değil. üstelik bayrampaşa'dan çıkmış alt-orta sınıf bir ailenin çocuğu için büyük travmalar denilebilir. zaten türkiye'ye geri döndüğünde de yukarıda bahsettiğim pek çok sebebe, sakatlıklar, cezaların da eklenmesiyle futboldan keyif almayan, futbolcu olmaktan vazgeçmiş bir adam haline dönüşmüştü. yuvasına geri döndüğünde yeniden futboldan keyif aldığını, yıllar boyunca yarattığı mitini sürdürmek istediğini görebiliyordunuz. üstelik fiziksel açıdan profesyonel futbolcunun çok uzağında olmasına rağmen tek golle şampiyonluk kaybettiğimiz sezonda kıymetli katkılar vermişti. (4 gol 2 asist. iki derbi golü) eğer o sezon şampiyonluk gelseydi kendisi için harika bir final olacaktı. ancak hepimiz için üzücü ve talihsiz bir sezondu.
arda turan normal bir ülkede hapse girmesi gereken eylemlere imza attı. silahla hastane basmak, gazeteci yumruklamak vs. üstelik iktidar partisi ve derin devlet ile bağlantılar kurdu ve bunu hiç saklamadı. en büyük efsanemiz fatih terim ile yaşadıkları, milli takımdaki prim mevzuları, karam tayfa saçmalığı derken hanesine onlarca eksi yazabiliriz. ancak bugün tüm bu hatalarından arınmış ya da arınmaya çalışan, daha olgun, dingin bir arda turan var. kafasını tamamen futbola vermiş ve kendisine en başarılı türk hoca olmak gibi bir hedef belirlemiş. bunlar kıymetli şeyler. eyüpspor'un steril bir futbol ortamı kurduğuna, diğer kulüplere nazaran bambaşka bir seviyede olduğuna dönük yorumlara katılmıyorum. geçen sene ibrahim üzülmez'e verilen kadronun kariyer paketi, oyuncu kalitesi daha yüksekti. ama beklentinin altında kaldı. arda o ligin üzerine bir oyun oynatarak başarılı oluyor. üstelik genç oyuncumuz metehan'a da ciddi süreler vererek gelişimine katkıda bulunuyor. galatasaray'ın gelecekteki tüm hoca adaylarından biri kendisidir. arda da selçuk da gelecek için doğal adaylar arasındadır. kulübümüzün üyesi, eski kaptanımız ve yıldızımız olarak galatasaray'ın olduğu her yerde kulüp personelinden taraftara başkandan malzemeciye kadar saygısını, sevgisini göstermesi gerekir. gördüğüm kadarıyla da bunu yapıyor. hem hocalık hem de karakter gelişimi bu şekilde devam ettiği sürece 3-4 sene içinde başarılı bir hoca olarak kulübümüzde görebiliriz kendisini.
genç yaşta kaptanlık alması, kulübün maddi ve idari açıdan çalkantılı bir dönemine denk gelmesi, takıma verdiklerini ve verebileceklerini bilen taraftarın üzerindeki baskısı, basının ilgisi ve günümüz profesyonel futbolunda eşine pek de rastlamadığımız fanatiklik derecesinde taraftarlığı birleştiğinde mental açıdan çöküş yaşamaya başlamıştır. kendisi türk futbolunun ortamına ve şahsına yapılan tüm saldırılara "rağmen" 12 milyon euro gibi bir para kazandırarak atletico'ya gidip başarılı oldu. artık beynelmilel bir kariyeri vardı. olağanüstü bir sistemin en değerli üç parçasından biri oldu. hiçbir türk oyuncuya nasip olmayan başarılar yakaladı. barcelona'ya gitti. sportif açıdan çok iyi ve başarılı olmasına rağmen mobbing uygulanarak takımdan gönderildi. çok büyük bir haksızlıktı bu. kendisiyle aynı sayıda maça çıkan barca transferleriyle karşılaştırdığınızda istatistiklerinin saygı duyulacak kadar kıymetli olduğunu göreceksiniz. ancak bugün arda güler sahura kalkıp niyet etse haber yapan türk medyası o günlerde kendisini sürekli karalayacak haberler yapmaya devam ediyordu. bunlar gerçekten normal şeyler değil. üstelik bayrampaşa'dan çıkmış alt-orta sınıf bir ailenin çocuğu için büyük travmalar denilebilir. zaten türkiye'ye geri döndüğünde de yukarıda bahsettiğim pek çok sebebe, sakatlıklar, cezaların da eklenmesiyle futboldan keyif almayan, futbolcu olmaktan vazgeçmiş bir adam haline dönüşmüştü. yuvasına geri döndüğünde yeniden futboldan keyif aldığını, yıllar boyunca yarattığı mitini sürdürmek istediğini görebiliyordunuz. üstelik fiziksel açıdan profesyonel futbolcunun çok uzağında olmasına rağmen tek golle şampiyonluk kaybettiğimiz sezonda kıymetli katkılar vermişti. (4 gol 2 asist. iki derbi golü) eğer o sezon şampiyonluk gelseydi kendisi için harika bir final olacaktı. ancak hepimiz için üzücü ve talihsiz bir sezondu.
arda turan normal bir ülkede hapse girmesi gereken eylemlere imza attı. silahla hastane basmak, gazeteci yumruklamak vs. üstelik iktidar partisi ve derin devlet ile bağlantılar kurdu ve bunu hiç saklamadı. en büyük efsanemiz fatih terim ile yaşadıkları, milli takımdaki prim mevzuları, karam tayfa saçmalığı derken hanesine onlarca eksi yazabiliriz. ancak bugün tüm bu hatalarından arınmış ya da arınmaya çalışan, daha olgun, dingin bir arda turan var. kafasını tamamen futbola vermiş ve kendisine en başarılı türk hoca olmak gibi bir hedef belirlemiş. bunlar kıymetli şeyler. eyüpspor'un steril bir futbol ortamı kurduğuna, diğer kulüplere nazaran bambaşka bir seviyede olduğuna dönük yorumlara katılmıyorum. geçen sene ibrahim üzülmez'e verilen kadronun kariyer paketi, oyuncu kalitesi daha yüksekti. ama beklentinin altında kaldı. arda o ligin üzerine bir oyun oynatarak başarılı oluyor. üstelik genç oyuncumuz metehan'a da ciddi süreler vererek gelişimine katkıda bulunuyor. galatasaray'ın gelecekteki tüm hoca adaylarından biri kendisidir. arda da selçuk da gelecek için doğal adaylar arasındadır. kulübümüzün üyesi, eski kaptanımız ve yıldızımız olarak galatasaray'ın olduğu her yerde kulüp personelinden taraftara başkandan malzemeciye kadar saygısını, sevgisini göstermesi gerekir. gördüğüm kadarıyla da bunu yapıyor. hem hocalık hem de karakter gelişimi bu şekilde devam ettiği sürece 3-4 sene içinde başarılı bir hoca olarak kulübümüzde görebiliriz kendisini.