368
bundan 8-9 yıl önce, banvit'li earl rowland'ın, sahaya girip sammy mejia'ya saldıran taraftara attığı yumruktan sonra yaptığı yayını izlemiştim.
ben böyle konularda, şiddeti abartmadığı sürece oyuncuların tarafını tutardım. sahaya girip oyuncuya saldırmayı korkunç bulduğum için, orada kendisini ya da arkadaşını savunan oyunculara da bir yere kadar toleranslı davranırdım. earl rowland da o gün şiddeti abarttığı için aradaydım. bahsettiğim yayında kaan kural'ın söylediği şey aklıma kazınmıştı. yumruk atan oyuncuya çok büyük ceza verilmesi gerektiğini söyleyen kural, bunun sebebini oyuncuyu korumaya bağlamıştı. "sen bunu yaparsan hem adamın başına ne geleceğini hem de tribünün nasıl reaksiyon vereceğini bilemezsin. olaylar korkunç yere gelebilir. o yüzden bu durumlarda oyuncuyu korumak için oyuncuya büyük ceza vermek gerekir. sporcuları bu eylemi yapmaktan olabildiğince caydırmak gerekir." demişti.
kaan kural'ın bu görüşü zamanında kendi düşüncemi de sorgulamama neden olduğu için hala aklımda kalmış. kaan kural'ı severim, tarafsız yorum yaptığına da inanırım. kendisi bahsettiğim fikrini 17 mart 2024 trabzonspor fenerbahçe maçı olayları sonrasında paylaşsa muhtemelen izleyenlerinden çok fazla eleştiri alırdı. fenerbahçe tarafından sağlamından bir linç yerdi. belki de bu yüzden socrates'te yaptığı programda oyuncu konusuna girmeden görüşlerini tamamlamış.
bizde de mesela oyuncu kısmına ağırlık vermeden olaylardan bahseden linç yer. sporda da politikacı gibi hassas olmak gerekiyor artık. uğraşmak istemeyen de bir süre sonra görüşlerini kendine saklamayı ya da daha az linç yiyeceği tarafta olmayı seçiyor.
eskiden fanatik insanlar kendini dizginlemeye çalışır, tarafsız insanlar rahatça konuşurdu. şimdi fanatik insanların tüm filtreleri iyice kaldırdığı, diğerlerinin ise iyice kendini filtrelediği bir ortama dönüştük. umarım bu iklimi son yıllarda iyice körükleyen şahıs ve oluşumlar bu sezon sonunda ülke futbolunu terk eder de bir nebze nefes alabiliriz.
ben böyle konularda, şiddeti abartmadığı sürece oyuncuların tarafını tutardım. sahaya girip oyuncuya saldırmayı korkunç bulduğum için, orada kendisini ya da arkadaşını savunan oyunculara da bir yere kadar toleranslı davranırdım. earl rowland da o gün şiddeti abarttığı için aradaydım. bahsettiğim yayında kaan kural'ın söylediği şey aklıma kazınmıştı. yumruk atan oyuncuya çok büyük ceza verilmesi gerektiğini söyleyen kural, bunun sebebini oyuncuyu korumaya bağlamıştı. "sen bunu yaparsan hem adamın başına ne geleceğini hem de tribünün nasıl reaksiyon vereceğini bilemezsin. olaylar korkunç yere gelebilir. o yüzden bu durumlarda oyuncuyu korumak için oyuncuya büyük ceza vermek gerekir. sporcuları bu eylemi yapmaktan olabildiğince caydırmak gerekir." demişti.
kaan kural'ın bu görüşü zamanında kendi düşüncemi de sorgulamama neden olduğu için hala aklımda kalmış. kaan kural'ı severim, tarafsız yorum yaptığına da inanırım. kendisi bahsettiğim fikrini 17 mart 2024 trabzonspor fenerbahçe maçı olayları sonrasında paylaşsa muhtemelen izleyenlerinden çok fazla eleştiri alırdı. fenerbahçe tarafından sağlamından bir linç yerdi. belki de bu yüzden socrates'te yaptığı programda oyuncu konusuna girmeden görüşlerini tamamlamış.
bizde de mesela oyuncu kısmına ağırlık vermeden olaylardan bahseden linç yer. sporda da politikacı gibi hassas olmak gerekiyor artık. uğraşmak istemeyen de bir süre sonra görüşlerini kendine saklamayı ya da daha az linç yiyeceği tarafta olmayı seçiyor.
eskiden fanatik insanlar kendini dizginlemeye çalışır, tarafsız insanlar rahatça konuşurdu. şimdi fanatik insanların tüm filtreleri iyice kaldırdığı, diğerlerinin ise iyice kendini filtrelediği bir ortama dönüştük. umarım bu iklimi son yıllarda iyice körükleyen şahıs ve oluşumlar bu sezon sonunda ülke futbolunu terk eder de bir nebze nefes alabiliriz.
