46
kupa madrid'in! şampiyona elendik!
atletico madrid'in trabzonsporvari oyun anlayışı, fulham'ın ise daha sakin, aksiyona girmeden kısa paslar ve çapraz koşu yapan hücumculara ara pası atarak gol bulmaya çalışmasıyla başlayan maç. trabzonsporvari oyun anlayışından kastım ortasaha kullanılmaksızın defanstan başlayarak üç pas ile gol atma düşüncesi. malum agüero ve forlan isimli forvetler bu anlayış için biçilmiş kaftanlar. forlan, bileklerine inanılmaz hakim ve bitiriciliği çok üst seviye olan bir futbolcu. agüero da her türlü özelliği barındıran bir futbolcu. başlangıçtan itibaren fulham defansa fazla önem vermeden ortasaha hakimiyeti kurmaya çalıştı ancak rakibin sahip olduğu hayvanlar(mecaz anlam) yüzünden mecburen defans yapmak zorunda kaldılar. zaten fulham'ın kadrosu da yaş ortalaması olarak milan'la kapışacak seviyede olduğu için gidip gelmeleri fazla yapamazlardı. bir gol bulup işi çözmeye çalışmaya başlamadan önce atletico madrid'in sağ açığında oynayan jose antonio reyes'in inanılmaz deparla taşıdığı topu ortalamasi ve agüero'nun atletico madrid balı sayesinde forlan'ın önüne düşecek topa vuruşu ile 1-0 geriye düştüler. madrid ekibinin kadrosu ve anlayışı defans yapmaya yönelik olamayacağı için bir atak ile zorla da olsa eşitliği yakaladılar. ilk yarının ardından hayvanlarının bitmeyen enerjileri sayesinde atletico madrid gene tempolu oyun istediğine fulham dur dedi. ve ikinci yarıyı neredeyse pozisyon bulmadan, cılız ataklarla tamamladılar.
fulham'ın en büyük şanssızlığı hayvan diye tabir ettiğim özellikle başta kun agüero olmak üzere diego forlan, jose antonio reyes, biraz tutuk görünse de varlığı tehlike yaratan simao sabrosa, ortasahada bitmeyen enerjisi ile raul garcia, takım kaptanı antonio lopez'in günlerinde ve istekli oluşlarıydı. her ne kadar atletico madrid lig'inde* kötü görüntü çizse de haftaya kral kupasında barcelona ile final mücadelesi yapacak ve uefa avrupa liginde ağlaya ağlaya çıktı finali kazanmak isteyecektir. hem kaliteli kadro hem de başarıya aç futbolcular olduğu için final mücadelesindeki oyunları diğer karşılaşmalara oranla daha fazla olacağı apaçık belliydi zaten. bu futbolculardan reyes ve simao maç bitmeden çıksa bile agüero ve forlan'ın isteği bile tek başına bir takımı çökertmeye yetiyor hele ki fulham gibi kısıtlı bir kadroysanız.
maçın uzatmalara gitmesi de fulham açısından bir şanssızlık oldu açıkçası. bu kadar yoğun tempoyu kaldıracak bir takım değil çünkü fulham. ve agüero-forlan ikilisinin harika anlaşmasıyla uzatmalarda durum 2-1'e gelip kupa madrid'e gitti. benim açımdan bir sürpriz olmadı final açısından. bu finali madrid'in alacağından emindim, ama galatasaray'ımın şuan oynayan iki takımdan da daha iyi olduğundan eminim. ne bu fulham ne de atletico galatasaray'a rakip olabilecek takımlar. atletico tamamen bireysel yetenekleriyle kupayı aldı. ne sistem var ne taktik. sadece bir futbolcusuna 36 milyon euro değer biçilen bir takım olunca balla yahut hakemlerle bir şekilde kupa alıyorsun.
her ne kadar atletico madrid'e sempatim olsa da, gönlüm galatasaray alamayacağı için atletico madrid alsın istese de gözümde hakeden fulhamdır. yemin ediyorum maç sonu roy hodgson'ı görünce yüreğim sızladı. ama yine de keşke onlar olsaydı diyemiyorun çünkü koskoca bir sezon bizim yüzümüze gülmeyen futbolun adaleti çoğu zaman olduğu gibi gene kötünün yanındaydı.
olmayan futbolun adaletine saygılar.
atletico madrid'in trabzonsporvari oyun anlayışı, fulham'ın ise daha sakin, aksiyona girmeden kısa paslar ve çapraz koşu yapan hücumculara ara pası atarak gol bulmaya çalışmasıyla başlayan maç. trabzonsporvari oyun anlayışından kastım ortasaha kullanılmaksızın defanstan başlayarak üç pas ile gol atma düşüncesi. malum agüero ve forlan isimli forvetler bu anlayış için biçilmiş kaftanlar. forlan, bileklerine inanılmaz hakim ve bitiriciliği çok üst seviye olan bir futbolcu. agüero da her türlü özelliği barındıran bir futbolcu. başlangıçtan itibaren fulham defansa fazla önem vermeden ortasaha hakimiyeti kurmaya çalıştı ancak rakibin sahip olduğu hayvanlar(mecaz anlam) yüzünden mecburen defans yapmak zorunda kaldılar. zaten fulham'ın kadrosu da yaş ortalaması olarak milan'la kapışacak seviyede olduğu için gidip gelmeleri fazla yapamazlardı. bir gol bulup işi çözmeye çalışmaya başlamadan önce atletico madrid'in sağ açığında oynayan jose antonio reyes'in inanılmaz deparla taşıdığı topu ortalamasi ve agüero'nun atletico madrid balı sayesinde forlan'ın önüne düşecek topa vuruşu ile 1-0 geriye düştüler. madrid ekibinin kadrosu ve anlayışı defans yapmaya yönelik olamayacağı için bir atak ile zorla da olsa eşitliği yakaladılar. ilk yarının ardından hayvanlarının bitmeyen enerjileri sayesinde atletico madrid gene tempolu oyun istediğine fulham dur dedi. ve ikinci yarıyı neredeyse pozisyon bulmadan, cılız ataklarla tamamladılar.
fulham'ın en büyük şanssızlığı hayvan diye tabir ettiğim özellikle başta kun agüero olmak üzere diego forlan, jose antonio reyes, biraz tutuk görünse de varlığı tehlike yaratan simao sabrosa, ortasahada bitmeyen enerjisi ile raul garcia, takım kaptanı antonio lopez'in günlerinde ve istekli oluşlarıydı. her ne kadar atletico madrid lig'inde* kötü görüntü çizse de haftaya kral kupasında barcelona ile final mücadelesi yapacak ve uefa avrupa liginde ağlaya ağlaya çıktı finali kazanmak isteyecektir. hem kaliteli kadro hem de başarıya aç futbolcular olduğu için final mücadelesindeki oyunları diğer karşılaşmalara oranla daha fazla olacağı apaçık belliydi zaten. bu futbolculardan reyes ve simao maç bitmeden çıksa bile agüero ve forlan'ın isteği bile tek başına bir takımı çökertmeye yetiyor hele ki fulham gibi kısıtlı bir kadroysanız.
maçın uzatmalara gitmesi de fulham açısından bir şanssızlık oldu açıkçası. bu kadar yoğun tempoyu kaldıracak bir takım değil çünkü fulham. ve agüero-forlan ikilisinin harika anlaşmasıyla uzatmalarda durum 2-1'e gelip kupa madrid'e gitti. benim açımdan bir sürpriz olmadı final açısından. bu finali madrid'in alacağından emindim, ama galatasaray'ımın şuan oynayan iki takımdan da daha iyi olduğundan eminim. ne bu fulham ne de atletico galatasaray'a rakip olabilecek takımlar. atletico tamamen bireysel yetenekleriyle kupayı aldı. ne sistem var ne taktik. sadece bir futbolcusuna 36 milyon euro değer biçilen bir takım olunca balla yahut hakemlerle bir şekilde kupa alıyorsun.
her ne kadar atletico madrid'e sempatim olsa da, gönlüm galatasaray alamayacağı için atletico madrid alsın istese de gözümde hakeden fulhamdır. yemin ediyorum maç sonu roy hodgson'ı görünce yüreğim sızladı. ama yine de keşke onlar olsaydı diyemiyorun çünkü koskoca bir sezon bizim yüzümüze gülmeyen futbolun adaleti çoğu zaman olduğu gibi gene kötünün yanındaydı.
olmayan futbolun adaletine saygılar.