5509
aylardır "zaten gidicem, bari bir şampiyonluk bana hediye edin." edebiyatı yapan kişi. kime böyle ağlıyor, bilmiyoruz. içeriye yaptığı propaganda ise "galatasaray şike yapıyor, bizi engelliyorlar, eğer şampiyon olursak da benden bilin" şeklinde. şampiyon olduğu an bu şampiyonluk ismail'e de yazmaz. kahraman olacak kişi kendisi. ve ondan sonra gitmeyecek olan da kendisi.
propaganda her zaman senden olmayana, karşı tarafa yapılmaz. en etkili propaganda kendinden olana karşı yapılır. erdoğan'ın propagandası da tamamen kendi kitlesine yöneliktir. depremle, ekonomik krizle bu adamın gideceğini sananlar en çok burayı tahlil edemedi. adam nefreti, öfkeyi kullanarak toplumu hiç olmadığı kadar kutuplaştırıyor. adam 80 yıldır ezildiğini hisseden kitlelerin öfkesi, nefreti, sesi konumunda. yaptığı geri viteslerin, tutarsızlıkların bile önemi yok. ekonomik krizlerin sanıldığı kadar etkisi yok. sadece bu adamın o kesimin sesi olmasının önemi var. o kontrolünü kaybetmiş öfke karşı tarafa vuruyor mu vurmuyor mu, önemli olan sadece bu.
etrafımdaki fenerliler de dahil bütün fenerliler, erdoğan'ın aksine başarısız olan bu zengin çocuğunu çok seviyor. çünkü içlerinde olan galatasaray nefretini en iyi bu adam kusuyor. fenerbahçeliler başarılı olmanın ne demek olduğunu bilmediğinden bunun nefretle, algıyla, iftirayla, hakemle, kayırılmayla sağlanacağını düşünüyor. galatasaray'ın da bu şekilde çalıştığını düşünüyorlar ve saha içine hiç konsantre olmuyorlar. ali koç onlara istediklerini veriyor. bol transfer, kadronun mükemmel olduğu hissiyatı, zengin oldukları hissiyatı, rakiplere sürekli çamur, bitmek bilmeyen galatasaray nefreti. bunlar varsa onlar da var. zaten bir tek nisan-mayıs ayında mutsuz oluyorlar. öncesi ve sonrasında hasan sabbah'ın sahte cennetini vaat eden bir adamları var.
bu sene şampiyon olursak ali koç yüzde 50 ihtimalle gidebilir. onlar şampiyon olursa yüzde 100 ali koç devam eder, bu kadar da iddialıyım.
propaganda her zaman senden olmayana, karşı tarafa yapılmaz. en etkili propaganda kendinden olana karşı yapılır. erdoğan'ın propagandası da tamamen kendi kitlesine yöneliktir. depremle, ekonomik krizle bu adamın gideceğini sananlar en çok burayı tahlil edemedi. adam nefreti, öfkeyi kullanarak toplumu hiç olmadığı kadar kutuplaştırıyor. adam 80 yıldır ezildiğini hisseden kitlelerin öfkesi, nefreti, sesi konumunda. yaptığı geri viteslerin, tutarsızlıkların bile önemi yok. ekonomik krizlerin sanıldığı kadar etkisi yok. sadece bu adamın o kesimin sesi olmasının önemi var. o kontrolünü kaybetmiş öfke karşı tarafa vuruyor mu vurmuyor mu, önemli olan sadece bu.
etrafımdaki fenerliler de dahil bütün fenerliler, erdoğan'ın aksine başarısız olan bu zengin çocuğunu çok seviyor. çünkü içlerinde olan galatasaray nefretini en iyi bu adam kusuyor. fenerbahçeliler başarılı olmanın ne demek olduğunu bilmediğinden bunun nefretle, algıyla, iftirayla, hakemle, kayırılmayla sağlanacağını düşünüyor. galatasaray'ın da bu şekilde çalıştığını düşünüyorlar ve saha içine hiç konsantre olmuyorlar. ali koç onlara istediklerini veriyor. bol transfer, kadronun mükemmel olduğu hissiyatı, zengin oldukları hissiyatı, rakiplere sürekli çamur, bitmek bilmeyen galatasaray nefreti. bunlar varsa onlar da var. zaten bir tek nisan-mayıs ayında mutsuz oluyorlar. öncesi ve sonrasında hasan sabbah'ın sahte cennetini vaat eden bir adamları var.
bu sene şampiyon olursak ali koç yüzde 50 ihtimalle gidebilir. onlar şampiyon olursa yüzde 100 ali koç devam eder, bu kadar da iddialıyım.