3588
yapmış olduğu başarılı satış operasyonları için teşekkürler ama alımlarda son iki transfer döneminde net olarak başarısız operasyonlar gerçekleştirmiştir. hem zamanlama açısından hem planlama açısından.
erden bey yaz transfer döneminde torreira'nın yanında oynayacak as oyuncu için galatasaray'ın takvimini 1 eylül'e kadar zorlamış, "bekle gör" politikası uygulamış ve bu politikanın sonucu ndombele olmuştur. galatasaray'ın şampiyonlar liginde yola devam edip edememesini belirleyici maç olan kopenhag deplasmanında, galatasaray orta saha için 2023 yazında yapmış olduğu iki transfer olan kerem demirbay'a ve tanguy ndombele'ye hiç süre ver(e)memiştir. bizim kader maçımızdı ve biz orta saha için yapmış olduğumuz transferlere aralık ayının ilk haftasında güvenemedik. sonuç olarak kader maçımızdan mağlubiyet ile ayrıldık ve çok büyük bir gelir, prestij ve ünvan şansını teptik. çok net, belirgin bir kayıptır bu ve erden beyin hanesine yazar. "erden timur akıllı adamdır, iyi galatasaraylıdır, hatalarından ders alır" dedik ve bu iyimser bakış açısıyla devre arası transfer dönemine attık kendimizi. 5-6 ay önce galatasaray'ın transfer takvimini ittire ittire, zorlaya zorlaya 1 eylül'e çeken ve sonucunda fiyaskoyu yaşayan erden bey yine aynı hatayı yaptı, yine "bekle ve gör" politikası uyguladı ve sonuç olarak sağ bek için bugün nottingham forest'ın, sol bek için de karagümrük'ün kapısındayız. delilik aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemektir ve biz bu deliliği ikinci kez yaptık. sonuç farklı olmadı elbette ki. bunu makul göstermek, bunu taraftara makyajlayarak pazarlayabilmek adına da "x çok para istedi", "y'nin kulübü son anda peşin para talep etti", "transfer yapılmayabilir, yapılmasa da olur" gibi ucuz numaralara başvuruluyor ki; işin içerisinde en sevmediğim kısım da burası. tek bir örnek ile açıklayım çelişkiyi: daha 2 hafta önce "rıdvan yılmaz ile kesin olarak anlaşıldı. rangers'ın inadı da kırılmak üzere" şeklinde flaş haberler veren yönetimin neferi bazı gazeteciler, dün birden dümen kırdılar ve hep bir ağızdan dediler ki: "rangers ile bir noktaya gelindi ama rıdvan çok para istiyor. galatasaray'ın belirlediği azami tutar kerem aktürkoğlu'nun kazancı. yönetimi tebrik ederiz". buradaki herkes de, sosyal medyadakiler de "helal olsun yönetime" tutumunu benimsedi. halbuki iki hafta önce "rıdvan ile şartlarda kesin olarak anlaşıldı" diyen gazetecilerle, dün dekodersiz hali "rıdvan paragöz çıktı, bu iş ondan olmuyor" diyen gazeteciler aynı. bu tezatı, bu çelişkiyi sorgulama ihtiyacı hisseden olmadı. yönetimin eleştirilmesini, suçlanmasını engellemek adına transferde muhatap kulüpleri ve oyuncuları kötüleme politikası rahmetli mustafa cengiz'den yadigar ama bu politika sevilmiş olacak ki, günümüzde de devam ediyor. bu politikanın sürekliliğini sağlayan isim erden timur mudur bilmiyorum, hatta sanmıyorum ama sportif a.ş.'de futboldan sorumlu yönetici kendisi olduğu için, o'nun başlığında bu konuyla ilgili sitem etmekte bir sakınca görmüyorum. taraftarı kandırmak, manipüle etmek, hafızaları ve zekaları yokmuş gibi davranmak etik değildir. ahlaki de değildir.
yine lafı uzattığım için özür dilerim ama konu aslında çok basit ve düz. tarih 2 şubat, akşam samsunspor maçımız var. deplasmandayız. transfer döneminin de son günü içerisindeyiz. takımda hakiki bir sağ bekimiz yok, hakiki bir sol bekimiz yok, hakiki bir yedek santraforumuz yok ve orta sahada da as 8 numaramız kerem demirbay, yedeğimiz ndombele. 10 şubat'ta başakşehir ile, 15 şubat'ta da sparta prag ile oynayacağız ve tablonun bugün mevcut olandan farklı olmama ihtimali çok yüksek. boey'in satışı için teşekkürler, bakambu'nun satışı için teşekkürler ancak bunlar ne kadar artı ise erden timur'un hanesine; takımın şu an sahip olduğu oyuncu havuzu ve profili de o kadar büyük eksi. galatasaray'ın şu an itibariyle sahip olduğu oyuncu grubu, yani samsun deplasmanına giden maç kafilesi, futboldan sorumlu yöneticiye alkış tutulacak bir kadro değildir. eleştiriye açık, tenkite açık bir kadrodur çünkü zaafları çoktur. önce kadroya bakılır, sonra da kadronun mimarına bakılır. ben mantık çerçevesinde baktığımda şu anda mimarı övecek, takdir edecek bir şey göremiyorum. görenlere saygım var ama onların da konuya gerçekçi değil, duygusal baktıklarını ve şahıs fanatizmi yaptıklarını düşünüyorum. nacizane böyle.
erden bey yaz transfer döneminde torreira'nın yanında oynayacak as oyuncu için galatasaray'ın takvimini 1 eylül'e kadar zorlamış, "bekle gör" politikası uygulamış ve bu politikanın sonucu ndombele olmuştur. galatasaray'ın şampiyonlar liginde yola devam edip edememesini belirleyici maç olan kopenhag deplasmanında, galatasaray orta saha için 2023 yazında yapmış olduğu iki transfer olan kerem demirbay'a ve tanguy ndombele'ye hiç süre ver(e)memiştir. bizim kader maçımızdı ve biz orta saha için yapmış olduğumuz transferlere aralık ayının ilk haftasında güvenemedik. sonuç olarak kader maçımızdan mağlubiyet ile ayrıldık ve çok büyük bir gelir, prestij ve ünvan şansını teptik. çok net, belirgin bir kayıptır bu ve erden beyin hanesine yazar. "erden timur akıllı adamdır, iyi galatasaraylıdır, hatalarından ders alır" dedik ve bu iyimser bakış açısıyla devre arası transfer dönemine attık kendimizi. 5-6 ay önce galatasaray'ın transfer takvimini ittire ittire, zorlaya zorlaya 1 eylül'e çeken ve sonucunda fiyaskoyu yaşayan erden bey yine aynı hatayı yaptı, yine "bekle ve gör" politikası uyguladı ve sonuç olarak sağ bek için bugün nottingham forest'ın, sol bek için de karagümrük'ün kapısındayız. delilik aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemektir ve biz bu deliliği ikinci kez yaptık. sonuç farklı olmadı elbette ki. bunu makul göstermek, bunu taraftara makyajlayarak pazarlayabilmek adına da "x çok para istedi", "y'nin kulübü son anda peşin para talep etti", "transfer yapılmayabilir, yapılmasa da olur" gibi ucuz numaralara başvuruluyor ki; işin içerisinde en sevmediğim kısım da burası. tek bir örnek ile açıklayım çelişkiyi: daha 2 hafta önce "rıdvan yılmaz ile kesin olarak anlaşıldı. rangers'ın inadı da kırılmak üzere" şeklinde flaş haberler veren yönetimin neferi bazı gazeteciler, dün birden dümen kırdılar ve hep bir ağızdan dediler ki: "rangers ile bir noktaya gelindi ama rıdvan çok para istiyor. galatasaray'ın belirlediği azami tutar kerem aktürkoğlu'nun kazancı. yönetimi tebrik ederiz". buradaki herkes de, sosyal medyadakiler de "helal olsun yönetime" tutumunu benimsedi. halbuki iki hafta önce "rıdvan ile şartlarda kesin olarak anlaşıldı" diyen gazetecilerle, dün dekodersiz hali "rıdvan paragöz çıktı, bu iş ondan olmuyor" diyen gazeteciler aynı. bu tezatı, bu çelişkiyi sorgulama ihtiyacı hisseden olmadı. yönetimin eleştirilmesini, suçlanmasını engellemek adına transferde muhatap kulüpleri ve oyuncuları kötüleme politikası rahmetli mustafa cengiz'den yadigar ama bu politika sevilmiş olacak ki, günümüzde de devam ediyor. bu politikanın sürekliliğini sağlayan isim erden timur mudur bilmiyorum, hatta sanmıyorum ama sportif a.ş.'de futboldan sorumlu yönetici kendisi olduğu için, o'nun başlığında bu konuyla ilgili sitem etmekte bir sakınca görmüyorum. taraftarı kandırmak, manipüle etmek, hafızaları ve zekaları yokmuş gibi davranmak etik değildir. ahlaki de değildir.
yine lafı uzattığım için özür dilerim ama konu aslında çok basit ve düz. tarih 2 şubat, akşam samsunspor maçımız var. deplasmandayız. transfer döneminin de son günü içerisindeyiz. takımda hakiki bir sağ bekimiz yok, hakiki bir sol bekimiz yok, hakiki bir yedek santraforumuz yok ve orta sahada da as 8 numaramız kerem demirbay, yedeğimiz ndombele. 10 şubat'ta başakşehir ile, 15 şubat'ta da sparta prag ile oynayacağız ve tablonun bugün mevcut olandan farklı olmama ihtimali çok yüksek. boey'in satışı için teşekkürler, bakambu'nun satışı için teşekkürler ancak bunlar ne kadar artı ise erden timur'un hanesine; takımın şu an sahip olduğu oyuncu havuzu ve profili de o kadar büyük eksi. galatasaray'ın şu an itibariyle sahip olduğu oyuncu grubu, yani samsun deplasmanına giden maç kafilesi, futboldan sorumlu yöneticiye alkış tutulacak bir kadro değildir. eleştiriye açık, tenkite açık bir kadrodur çünkü zaafları çoktur. önce kadroya bakılır, sonra da kadronun mimarına bakılır. ben mantık çerçevesinde baktığımda şu anda mimarı övecek, takdir edecek bir şey göremiyorum. görenlere saygım var ama onların da konuya gerçekçi değil, duygusal baktıklarını ve şahıs fanatizmi yaptıklarını düşünüyorum. nacizane böyle.
