1
bir "yangıncı taraftar" olarak başlığını ve tartışmasını açmak istediğim taraftar türü. sözlük formatına aykırı olmayacağını düşünüyorum, eğer öyleyse yangıncı ve muhasebeci taraftar başlıkları da uçmalı.
arkadaşlar günün sonunda hepimiz şucu bucu taraftardan önce galatasaray taraftarıyız. ve her konuda bir spektrumda yer alıyoruz. 0'dan 100'e, bazılarımız daha içinde, bazılarımız daha uzaktan takip ediyoruz. bazılarımız daha duygusal bakıyor, bazılarımız daha muhasebeci edasıyla yaklaşıyor.
işin aslı şu ki bizim bütün renklere ihtiyacımız var.
çünkü yangıncı taraftarlar uca gittikçe toksikleşebildiği gibi, naif taraftarlar da uçlara gittikçe gerçeklikten kopabiliyor.
naif taraftarların alametifarikası nedir:
- skor yorumcusudurlar. işler iyi gittiği sürece her şeyi göz ardı edebilirler. (ki bu uzun vadede işler yolunda gitmediğinde, doğru zamanda doğru önlemler alınıp adımlar atılmadığı için sıkıntı yaratır)
- sorumluluk sahibidirler, suçu dışarıda aramayı sevmezler; saha içinde kalalım isterler. o yüzden hakemler, anadolu kulüpleri, federasyon, basın, troller gibi konularda çok naif kalabilirler. avrupalı zihniyetinde bakıp orta doğu batağında yaşadığımızı atlarlar. muhtemelen sınıfsal olarak sokakları pek görmeden büyümüşlerdir.
- aşırı sabırlıdırlar. her şeye tahammül edebilirler, her oyuncuya ve her galatasaray personeline her zaman koşulsuz destek vermek isterler. fakat bazen hesap sormak, tepki göstermek gerekir. aynısı siyaset için de geçerli, özel hayatımız için de, kariyer için de.
önerim ve ricam, yangıngcı taraftar da naif taraftar da birbirini suçlamayı bırakıp birbirinden öğrenmeye, bakış açısını genişletmeye, dengelenemeye ve uyumlanmaya odaklansın. günün sonunda hepimiz aynı şeyi istiyoruz. ama hayatta o hedeflere ulaşmanın binbir türlü yolu var. hepsi kendine mantıklı ve doğru. o yüzden hepsine dönem dönem ihtiyacımız var.
kenetlenin, başka galatasaray yok!
arkadaşlar günün sonunda hepimiz şucu bucu taraftardan önce galatasaray taraftarıyız. ve her konuda bir spektrumda yer alıyoruz. 0'dan 100'e, bazılarımız daha içinde, bazılarımız daha uzaktan takip ediyoruz. bazılarımız daha duygusal bakıyor, bazılarımız daha muhasebeci edasıyla yaklaşıyor.
işin aslı şu ki bizim bütün renklere ihtiyacımız var.
çünkü yangıncı taraftarlar uca gittikçe toksikleşebildiği gibi, naif taraftarlar da uçlara gittikçe gerçeklikten kopabiliyor.
naif taraftarların alametifarikası nedir:
- skor yorumcusudurlar. işler iyi gittiği sürece her şeyi göz ardı edebilirler. (ki bu uzun vadede işler yolunda gitmediğinde, doğru zamanda doğru önlemler alınıp adımlar atılmadığı için sıkıntı yaratır)
- sorumluluk sahibidirler, suçu dışarıda aramayı sevmezler; saha içinde kalalım isterler. o yüzden hakemler, anadolu kulüpleri, federasyon, basın, troller gibi konularda çok naif kalabilirler. avrupalı zihniyetinde bakıp orta doğu batağında yaşadığımızı atlarlar. muhtemelen sınıfsal olarak sokakları pek görmeden büyümüşlerdir.
- aşırı sabırlıdırlar. her şeye tahammül edebilirler, her oyuncuya ve her galatasaray personeline her zaman koşulsuz destek vermek isterler. fakat bazen hesap sormak, tepki göstermek gerekir. aynısı siyaset için de geçerli, özel hayatımız için de, kariyer için de.
önerim ve ricam, yangıngcı taraftar da naif taraftar da birbirini suçlamayı bırakıp birbirinden öğrenmeye, bakış açısını genişletmeye, dengelenemeye ve uyumlanmaya odaklansın. günün sonunda hepimiz aynı şeyi istiyoruz. ama hayatta o hedeflere ulaşmanın binbir türlü yolu var. hepsi kendine mantıklı ve doğru. o yüzden hepsine dönem dönem ihtiyacımız var.
kenetlenin, başka galatasaray yok!