611
galatasaray'ın futbol adına yapılabilecek her şeyi eksiksiz yaptığı maçtır.
ocak ayında sözleşmesinden çıkılması gereken (!) wilfred zaha galibiyet ateşini yakmış, yine maç zora girmişken skora etki etmiştir. sonsuz kredili istatistik kasmayı seven ama 2-0 öndeyken 2 gol 1 asist yapan arkadaşlar gibi değil, psikolojik savaşın sıkıştığı noktada -yine- maça ağırlığını koymuştur.
kilodan beli dönmeyen (!) mauro icardi aslanlar gibi top oynamış, 2 golü sayılmamış, zaha'nın direkten dönen şutunda ve benzeri birkaç pozisyonda tehlikeli atağa mutlak etki etmiştir. adam iyi top oynuyor arkadaşlar bırakalım şu "eleştiri kültürü" kisvesi altında insanların hakkını yemeyi lütfen.
barış alper yılmaz , lucas torreira , davinson sanchez , victor nelsson , ve tabii ki fernando muslera maçın en iyileri.
berkan kutlu gibi değinilmesi gereken bir konu var. bu tip iç saha maçlarında beklerden beklentimiz sonuçlandırılamayan ataklarda ve oyun geçişlerinde;
-topu geri kazanma süresini kısaltmak
-atılan uzun toplarda hızı ile hemen kademe oluşturmak.
bu adam bu tip iç saha maçlarında beklentilerimizi karşılayacağının sinyallerini verdi dün akşam, tebrikler.
gelelim asıl konuya. entrylerime az çok bakanlar fark edecektir, bu takıma hakim ziyech 'in vereceği çok şey olduğunu düşünen nadir yazarlardanım. sebebi de şu. yanlış hatırlıyorsam düzeltebilirsiniz ama biz bu adamı bu tip oyunun rakip yarı sahada sıkıştığı maçlarda değerlendirebilmek için yeterince süre veremedik henüz. ziyech'i sorsalar hepimiz kritik maçlardaki (bkz: uecl) kritik hareketleri ile hatırlarız (ki çoğu çok önemli ve bu adamın nitelik olarak mükemmele yakın olduğunu kanıtlar nitelikte idi). onlarda da iyi işler yapmış olmasına rağmen tıpkı zaha'da olduğu gibi bir anda ligi darma duman etmesi beklentisi ile izlediğimiz için asla şans tanıyamıyoruz. beklenti hep aynı. oynamaya başlar başlamaz her maç 1g 2a istatistik istiyoruz. zaha nasıl dünkü maçta sonradan girip gerekeni yaptı ise, kendisi eğer dün 11 başlasa maçı belki ilk 45 dakikada çözebilirdi. tam onluk maçlar bu tip maçlar. umarım kendisi ile yollarımız ayırılmaz ve tıpkı zaha gibi yavaş yavaş yerini bulur bu takımda. benim bu 2 arkadaşa sabrım sonsuz.
son olarak da kerem aktürkoğlu'na değineceğim. çok kötü oynadı. aldığı her topu ezdi. ne açık alanda iyi bir sprinter, ne de dar alanda çabuk bu çocuk. sadece topsuz koşuları ve verkaçları fark yaratıyor zaman zaman. bizim zaha'dan bağımsız olarak 10 numara pozisyonunda değerlendirme çabamız bundan diye düşünüyorum. adamın meziyetleri bir kanat oyuncusu ile örtüşmüyor. bu kadar top ezmeye devam ettikçe tepkiler de artacaktır. ya her şeyi geçtim, arkadaşım sen tek paslarda, verkaçlarda, topsuz koşularda iyisin; 10 tane dribling denemiş başarısız olmuşsun; hala 11'inciyi deniyorsun. neden? mentalim kuvvetli. kendi kendine ediyor maalesef, geçiniz. biz yine de değerlerimize ihanet etmemeli, maç içinde futbolcumuza sahip çıkmalıyız. umarım iyi olduğu konularda deneme yapmayı öğrenir.
ayrıca teşekkürler okan buruk . seni analiz etme haddini kendimde göremiyorum hocam.
edit:imla
ocak ayında sözleşmesinden çıkılması gereken (!) wilfred zaha galibiyet ateşini yakmış, yine maç zora girmişken skora etki etmiştir. sonsuz kredili istatistik kasmayı seven ama 2-0 öndeyken 2 gol 1 asist yapan arkadaşlar gibi değil, psikolojik savaşın sıkıştığı noktada -yine- maça ağırlığını koymuştur.
kilodan beli dönmeyen (!) mauro icardi aslanlar gibi top oynamış, 2 golü sayılmamış, zaha'nın direkten dönen şutunda ve benzeri birkaç pozisyonda tehlikeli atağa mutlak etki etmiştir. adam iyi top oynuyor arkadaşlar bırakalım şu "eleştiri kültürü" kisvesi altında insanların hakkını yemeyi lütfen.
barış alper yılmaz , lucas torreira , davinson sanchez , victor nelsson , ve tabii ki fernando muslera maçın en iyileri.
berkan kutlu gibi değinilmesi gereken bir konu var. bu tip iç saha maçlarında beklerden beklentimiz sonuçlandırılamayan ataklarda ve oyun geçişlerinde;
-topu geri kazanma süresini kısaltmak
-atılan uzun toplarda hızı ile hemen kademe oluşturmak.
bu adam bu tip iç saha maçlarında beklentilerimizi karşılayacağının sinyallerini verdi dün akşam, tebrikler.
gelelim asıl konuya. entrylerime az çok bakanlar fark edecektir, bu takıma hakim ziyech 'in vereceği çok şey olduğunu düşünen nadir yazarlardanım. sebebi de şu. yanlış hatırlıyorsam düzeltebilirsiniz ama biz bu adamı bu tip oyunun rakip yarı sahada sıkıştığı maçlarda değerlendirebilmek için yeterince süre veremedik henüz. ziyech'i sorsalar hepimiz kritik maçlardaki (bkz: uecl) kritik hareketleri ile hatırlarız (ki çoğu çok önemli ve bu adamın nitelik olarak mükemmele yakın olduğunu kanıtlar nitelikte idi). onlarda da iyi işler yapmış olmasına rağmen tıpkı zaha'da olduğu gibi bir anda ligi darma duman etmesi beklentisi ile izlediğimiz için asla şans tanıyamıyoruz. beklenti hep aynı. oynamaya başlar başlamaz her maç 1g 2a istatistik istiyoruz. zaha nasıl dünkü maçta sonradan girip gerekeni yaptı ise, kendisi eğer dün 11 başlasa maçı belki ilk 45 dakikada çözebilirdi. tam onluk maçlar bu tip maçlar. umarım kendisi ile yollarımız ayırılmaz ve tıpkı zaha gibi yavaş yavaş yerini bulur bu takımda. benim bu 2 arkadaşa sabrım sonsuz.
son olarak da kerem aktürkoğlu'na değineceğim. çok kötü oynadı. aldığı her topu ezdi. ne açık alanda iyi bir sprinter, ne de dar alanda çabuk bu çocuk. sadece topsuz koşuları ve verkaçları fark yaratıyor zaman zaman. bizim zaha'dan bağımsız olarak 10 numara pozisyonunda değerlendirme çabamız bundan diye düşünüyorum. adamın meziyetleri bir kanat oyuncusu ile örtüşmüyor. bu kadar top ezmeye devam ettikçe tepkiler de artacaktır. ya her şeyi geçtim, arkadaşım sen tek paslarda, verkaçlarda, topsuz koşularda iyisin; 10 tane dribling denemiş başarısız olmuşsun; hala 11'inciyi deniyorsun. neden? mentalim kuvvetli. kendi kendine ediyor maalesef, geçiniz. biz yine de değerlerimize ihanet etmemeli, maç içinde futbolcumuza sahip çıkmalıyız. umarım iyi olduğu konularda deneme yapmayı öğrenir.
ayrıca teşekkürler okan buruk . seni analiz etme haddini kendimde göremiyorum hocam.
edit:imla