9788
demokratik yapıya sahip olmasıyla övünür, hakkıdır. başarısızlığa tahammülü yoktur, değişim rüzgarları estirir. gerçi bu husus futbol odaklıdır, aynı baskıyı amatör branşlarda göstermez, ama umarım o branşlara dair de kalıcı değişimler görürüz.
ben hiçbir zaman hakem hatasıyla, federasyon veya iktidar kayırmasıyla şampiyon olalım istemem. rakibin oyuncusunu ayartıp da maç kazanmamızdan hoşnut olmam. ve bunun camiamızdaki ezici çoğunluğun da duygu ve düşüncesi olduğunu biliyorum. böyle bir zaferi de kutlamak içimden gelmez.
ancak karşımızdaki oluşum çok başka. geçen gün emrah safa gürkan'ın programında bu diyalog geçmişti. hakem hatasıyla, şunla bunla farketmez, şampiyon olalım istiyorum demişti. bunu dile getiren kişi, kendi branşında önemli bir akademisyen. sanatçısından ceo'suna, oyuncusundan holding patronlarına kadar böyle bu adamlar. ali koç, erol bilecik, nejat işler, rambo okan, metin özülkü, ercan saatçi, ahmet ercanlar gibi sayılacak birçok farklı kültürden insanı tek potada eriten anlayış bu. özkan sümer'in de dediği gibi, bunlar haksızlığı hak olarak kabullenmiş insanlar.
adamlar şike yapan başkanlarını milli kahraman ilan etti. cumhuriyetin yılmaz savunucusu, bekçisi olduklarını iddia edip buna inanır hale geldi. şikeyi kumpas olarak çevirip sözünü edeni de suçlar hale geldiler. en ufak bir utanma, arlanma duygusu yok. "şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım" diyen birinden söz ediyorum. "ben olmasaydım fenerbahçe küme düşecekti, fenerbahçe'yi ben kurtardım" diyen biri federasyon başkanlığı yaptı. aziz yıldırım'ın ikinci adamı, beşiktaş'ın şaibeli işlerle dolu geçmiş başkanı bu ülkede federasyon başkanlığı yaptı. ancak bunların hiçbirinde sesimiz yüksek çıkmadı. mehmet büyükekşi döneminde ise üyemiz olmasından ötürü bizim piyonumuzmuş gibi bir algı yaratıp ortalığı yangın yerine çeviriyorlar.
kendi lehlerine yapılan hata ile kazanılan bir maçtan sonra bakın çevrenize. dalgaya almaktan başka bir şey olmaz ve vicdanları rahattır, keyifleri yerindedir. feghouli'ye yapılan faulden sonra yediğimiz golde ağlama emojisi atmışlardı resmi hesaplarından. işte fenerbahçelilik tam olarak da budur.
o yüzden bazen oyunu kuralına göre oynamamız gerekiyor. şu anda mevcut havaya baktığımız zaman hiçbirimizde geçen yılki coşku, arzu, istek yok. oyuncular, transferler, erden timur, okan buruk, dursun aydın özbek, diğer yöneticiler vs. derken kaosa sürüklenmeyi özledik tekrardan.
biraz sağduyu, biraz sabır diyorum. benim için uzun vadede galatasaray'ın başarısı, istikrarı, devamlılığı için iki faktör var: okan buruk ve erden timur. bir tanesini gerek kulüp içinden gerekse dış cephelerden yemeye çalışıyorlar zaten. o yüzden hatasını sevabını tartışacaksak da yeri bugün değil. seneyi şampiyon tamamlayalım, yaza zaten boşlukta bol bol sararız birbirimize.
yönetimin devre arası hamlelerini görelim. takım içindeki eksiklerin çözümüne dair ellerinden geleni yapacaklarına inanıyorum. bunca senedir ben ilk kez bir yöneticinin iyi niyetinden şüphe etmiyorum. elimizden geldiğince destek olmaya devam edelim.
kaybedilmiş bir şey yok henüz. sürekli olarak bu yılı peşkeş çekecekler diye kendimizi inandırdıkça karşı tarafın da şampiyonluk inancını perçinliyoruz. şu ana kadar oyun anlamında tatmin edici olmasa da sonuca gitme bağlamında gayet iyi bir performans gösterdik. yapılacak yerinde birkaç hamle ile oyunumuzu da geliştirip rakibin üzerindeki baskımızı arttırabiliriz.
son topa kadar mücadeleye devam. son maçın son düdüğüne kadar elimizden gelenin en iyisi yapmaya devam.
ben hiçbir zaman hakem hatasıyla, federasyon veya iktidar kayırmasıyla şampiyon olalım istemem. rakibin oyuncusunu ayartıp da maç kazanmamızdan hoşnut olmam. ve bunun camiamızdaki ezici çoğunluğun da duygu ve düşüncesi olduğunu biliyorum. böyle bir zaferi de kutlamak içimden gelmez.
ancak karşımızdaki oluşum çok başka. geçen gün emrah safa gürkan'ın programında bu diyalog geçmişti. hakem hatasıyla, şunla bunla farketmez, şampiyon olalım istiyorum demişti. bunu dile getiren kişi, kendi branşında önemli bir akademisyen. sanatçısından ceo'suna, oyuncusundan holding patronlarına kadar böyle bu adamlar. ali koç, erol bilecik, nejat işler, rambo okan, metin özülkü, ercan saatçi, ahmet ercanlar gibi sayılacak birçok farklı kültürden insanı tek potada eriten anlayış bu. özkan sümer'in de dediği gibi, bunlar haksızlığı hak olarak kabullenmiş insanlar.
adamlar şike yapan başkanlarını milli kahraman ilan etti. cumhuriyetin yılmaz savunucusu, bekçisi olduklarını iddia edip buna inanır hale geldi. şikeyi kumpas olarak çevirip sözünü edeni de suçlar hale geldiler. en ufak bir utanma, arlanma duygusu yok. "şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım" diyen birinden söz ediyorum. "ben olmasaydım fenerbahçe küme düşecekti, fenerbahçe'yi ben kurtardım" diyen biri federasyon başkanlığı yaptı. aziz yıldırım'ın ikinci adamı, beşiktaş'ın şaibeli işlerle dolu geçmiş başkanı bu ülkede federasyon başkanlığı yaptı. ancak bunların hiçbirinde sesimiz yüksek çıkmadı. mehmet büyükekşi döneminde ise üyemiz olmasından ötürü bizim piyonumuzmuş gibi bir algı yaratıp ortalığı yangın yerine çeviriyorlar.
kendi lehlerine yapılan hata ile kazanılan bir maçtan sonra bakın çevrenize. dalgaya almaktan başka bir şey olmaz ve vicdanları rahattır, keyifleri yerindedir. feghouli'ye yapılan faulden sonra yediğimiz golde ağlama emojisi atmışlardı resmi hesaplarından. işte fenerbahçelilik tam olarak da budur.
o yüzden bazen oyunu kuralına göre oynamamız gerekiyor. şu anda mevcut havaya baktığımız zaman hiçbirimizde geçen yılki coşku, arzu, istek yok. oyuncular, transferler, erden timur, okan buruk, dursun aydın özbek, diğer yöneticiler vs. derken kaosa sürüklenmeyi özledik tekrardan.
biraz sağduyu, biraz sabır diyorum. benim için uzun vadede galatasaray'ın başarısı, istikrarı, devamlılığı için iki faktör var: okan buruk ve erden timur. bir tanesini gerek kulüp içinden gerekse dış cephelerden yemeye çalışıyorlar zaten. o yüzden hatasını sevabını tartışacaksak da yeri bugün değil. seneyi şampiyon tamamlayalım, yaza zaten boşlukta bol bol sararız birbirimize.
yönetimin devre arası hamlelerini görelim. takım içindeki eksiklerin çözümüne dair ellerinden geleni yapacaklarına inanıyorum. bunca senedir ben ilk kez bir yöneticinin iyi niyetinden şüphe etmiyorum. elimizden geldiğince destek olmaya devam edelim.
kaybedilmiş bir şey yok henüz. sürekli olarak bu yılı peşkeş çekecekler diye kendimizi inandırdıkça karşı tarafın da şampiyonluk inancını perçinliyoruz. şu ana kadar oyun anlamında tatmin edici olmasa da sonuca gitme bağlamında gayet iyi bir performans gösterdik. yapılacak yerinde birkaç hamle ile oyunumuzu da geliştirip rakibin üzerindeki baskımızı arttırabiliriz.
son topa kadar mücadeleye devam. son maçın son düdüğüne kadar elimizden gelenin en iyisi yapmaya devam.