3114
2. dursun aydın özbek yönetiminde sportif a.ş. başkan vekilliği görevini yürüten galatasaraylı yönetici.
kendisi hakkında ilk kez 2022-2023 sezonu şampiyonluk kutlamalarında “eyvah!” dedim. tribünde töreni izlerken, takımdan önce yöneticiler platforma çağrıldığında, başkan dahil bir yığın insanın toplamından kat kat daha fazla kendisine sevgi gösterildiğinde, cılız bir dursun özbek tezahüratının ardından tüm stad adını bağırırken yanımdaki arkadaşıma, “eyvah bu adamı ilk fırsatta yerler. kendisine gösterilen şu sevgi bile diğerlerini çıldırtmaya yeter.” demiştim. zaten galatasaray’ın kanunları gereği, maddenin doğal haline uygun olarak bu denli başarılı ve öne çıkan bir insanın, hele hele liseli değilse, huzurunun kaçırılması, küstürülmesi ve hatta yığınla iftiraya maruz kalması normaldir. ki üzerine bütün taraftarlar tarafından bu denli sevgiye mazhar olmak! kimin haddine?
bakmayın siz homurtuların şimdi duyulmaya başlandığına. geçen sezon* işler yolunda gitmese, kendisinin girişimleriyle yapılan hemen hemen tüm transferler başarılı olmasa çoktan kazanlar kalkmıştı. allah’tan takım rekorlar kırarak, eze eze şampiyon oldu da şimdi işittiğimiz hezeyanlar, geçen sene sahiplerinin karın ağrısı olarak kaldı. asıl bu karın ağrılarının başlaması 2022 yaz transfer dönemine rastlar. o meşhur dursun özbek, cenk ergün ve erden timur’un kamp ziyareti sonrası, oliveira ve seferoviç transferlerinin ardından kendisinin transferde en yetkili olmasıyla başladı beyefendilerdeki huzursuzluk. birikmiş irinler yeni yeni akmaya başlıyor. inanın, erden timur’un, galatasaray’ın hakkını, kendi iş hayatını dahi riske ederek, canhıraş vaziyette korurken yaptığı konuşmalar bile battı bu irin sahiplerine. a spor’da çıkıp açıkladığı belgeleri toplarken, fener fanatiği gözlemciyi, lale orta’nın var odasından görüntü sızdırmasını vesair kepazelikleri araştırırken bile kulüp içinde rahatsızlık vardı. açıklamaları yeri göğü sarsarken, şimdi efe efe konuşan beyzadelerin bir tanesi arkasında durdu mu? bir tane destek açıklaması yapıldı mı camia içinden? sonrasında o meşhur divan kurulunda, kurulu kendi şov aygıtı haline getiren prostat ehli dedeler çıkıp bir kez olsun, sözde hayatlarını adadıkları galatasaray’a yapılan düşmanlıkları ifşa eden erden timur’a teşekkür ettiler mi? desteği geçtim, teşekkür cümlesi işittik mi?
her ne kadar sportif anlamda çok başarısız bir başkanlık dönemi geçiren fakat çok daha kötüsünü 6 yıl bize yaşattığı halde rahmetli canaydın’a sesini çıkarmayıp mali kongrede adnan polat’a canhıraş vaziyette çöreklenip kulübü mali ibrasızlık kepazeliğiyle kulübü tanıştıran güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
ortada fol yok yumurta yokken, ünal aysal’ı fatih terim terim’e “eleman” dedirten güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
takım dolu dizgin üst üste 2. şampiyonluğuna giderken, üstelik uefa’dan gelmesine kesin gözüyle bakılan cezayı bertaraf edip belki kulübün geleceğini kurtaran mustafa cengiz yönetimini, ortada hiçbir dişe dokunur sebep yokken gece yarısı baskınıyla ibra etmeyip kulübü kaosa sürükleyen güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
galatasaray başkanına mezarlıkta omuz atma hadsizliği ve densizliğini yapma cesaretini divan kurulu başkanına veren güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
en önemlisi her dönem, “kimse galatasaray’dan büyük değil.” gibi samimiyetsiz klişelerle birilerinin üstüne çullanıp galatasaray’ı kendi köhnemiş dünyalarındaki küçük zihniyetin oyuncağı yapmaya çalışan güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
amatör şubelerde, mağazacılıkta ve kulübün haklarını savunmada rezilleri oynayan diğer yönetim kurulu üyelerine ve branş yöneticilerine tek kelime etmeyip elini attığı yeri ihya eden, önce basketbolda, tarihin en rezil yönetimi olmasına rağmen takımı şampiyonluk potasına sokan, sonra futbolda bir çoğumuzun hayal bile edemeyeceği kadrolar kurulmasına vesile olup şampiyonluk yaşatan ve şampiyonlar ligi’ne taşıyan erden timur’u yemeye çalışıyorlar.
galatasaraylı olmanın en büyük imtihanı budur. insanlardaki galatasaray sevgisini en çok sınayan durum bu gücün varlığı ve yaptığı icraatlerdir. galatasaray’ın ne düşmana, ne de dışarıdan saldırılara ihtiyacı yoktur. tff, mhk, meclis, bakanlık, hükümet, cumhurbaşkanı, medya vs. hepsi silme galatasaraylı olsa, bu zihniyet yine bu kulübün yoluna koyacağı taşı bir şekilde bulur.
kendisi hakkında ilk kez 2022-2023 sezonu şampiyonluk kutlamalarında “eyvah!” dedim. tribünde töreni izlerken, takımdan önce yöneticiler platforma çağrıldığında, başkan dahil bir yığın insanın toplamından kat kat daha fazla kendisine sevgi gösterildiğinde, cılız bir dursun özbek tezahüratının ardından tüm stad adını bağırırken yanımdaki arkadaşıma, “eyvah bu adamı ilk fırsatta yerler. kendisine gösterilen şu sevgi bile diğerlerini çıldırtmaya yeter.” demiştim. zaten galatasaray’ın kanunları gereği, maddenin doğal haline uygun olarak bu denli başarılı ve öne çıkan bir insanın, hele hele liseli değilse, huzurunun kaçırılması, küstürülmesi ve hatta yığınla iftiraya maruz kalması normaldir. ki üzerine bütün taraftarlar tarafından bu denli sevgiye mazhar olmak! kimin haddine?
bakmayın siz homurtuların şimdi duyulmaya başlandığına. geçen sezon* işler yolunda gitmese, kendisinin girişimleriyle yapılan hemen hemen tüm transferler başarılı olmasa çoktan kazanlar kalkmıştı. allah’tan takım rekorlar kırarak, eze eze şampiyon oldu da şimdi işittiğimiz hezeyanlar, geçen sene sahiplerinin karın ağrısı olarak kaldı. asıl bu karın ağrılarının başlaması 2022 yaz transfer dönemine rastlar. o meşhur dursun özbek, cenk ergün ve erden timur’un kamp ziyareti sonrası, oliveira ve seferoviç transferlerinin ardından kendisinin transferde en yetkili olmasıyla başladı beyefendilerdeki huzursuzluk. birikmiş irinler yeni yeni akmaya başlıyor. inanın, erden timur’un, galatasaray’ın hakkını, kendi iş hayatını dahi riske ederek, canhıraş vaziyette korurken yaptığı konuşmalar bile battı bu irin sahiplerine. a spor’da çıkıp açıkladığı belgeleri toplarken, fener fanatiği gözlemciyi, lale orta’nın var odasından görüntü sızdırmasını vesair kepazelikleri araştırırken bile kulüp içinde rahatsızlık vardı. açıklamaları yeri göğü sarsarken, şimdi efe efe konuşan beyzadelerin bir tanesi arkasında durdu mu? bir tane destek açıklaması yapıldı mı camia içinden? sonrasında o meşhur divan kurulunda, kurulu kendi şov aygıtı haline getiren prostat ehli dedeler çıkıp bir kez olsun, sözde hayatlarını adadıkları galatasaray’a yapılan düşmanlıkları ifşa eden erden timur’a teşekkür ettiler mi? desteği geçtim, teşekkür cümlesi işittik mi?
her ne kadar sportif anlamda çok başarısız bir başkanlık dönemi geçiren fakat çok daha kötüsünü 6 yıl bize yaşattığı halde rahmetli canaydın’a sesini çıkarmayıp mali kongrede adnan polat’a canhıraş vaziyette çöreklenip kulübü mali ibrasızlık kepazeliğiyle kulübü tanıştıran güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
ortada fol yok yumurta yokken, ünal aysal’ı fatih terim terim’e “eleman” dedirten güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
takım dolu dizgin üst üste 2. şampiyonluğuna giderken, üstelik uefa’dan gelmesine kesin gözüyle bakılan cezayı bertaraf edip belki kulübün geleceğini kurtaran mustafa cengiz yönetimini, ortada hiçbir dişe dokunur sebep yokken gece yarısı baskınıyla ibra etmeyip kulübü kaosa sürükleyen güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
galatasaray başkanına mezarlıkta omuz atma hadsizliği ve densizliğini yapma cesaretini divan kurulu başkanına veren güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
en önemlisi her dönem, “kimse galatasaray’dan büyük değil.” gibi samimiyetsiz klişelerle birilerinin üstüne çullanıp galatasaray’ı kendi köhnemiş dünyalarındaki küçük zihniyetin oyuncağı yapmaya çalışan güç, bugün erden timur’u yemeye çalışan güçtür.
amatör şubelerde, mağazacılıkta ve kulübün haklarını savunmada rezilleri oynayan diğer yönetim kurulu üyelerine ve branş yöneticilerine tek kelime etmeyip elini attığı yeri ihya eden, önce basketbolda, tarihin en rezil yönetimi olmasına rağmen takımı şampiyonluk potasına sokan, sonra futbolda bir çoğumuzun hayal bile edemeyeceği kadrolar kurulmasına vesile olup şampiyonluk yaşatan ve şampiyonlar ligi’ne taşıyan erden timur’u yemeye çalışıyorlar.
galatasaraylı olmanın en büyük imtihanı budur. insanlardaki galatasaray sevgisini en çok sınayan durum bu gücün varlığı ve yaptığı icraatlerdir. galatasaray’ın ne düşmana, ne de dışarıdan saldırılara ihtiyacı yoktur. tff, mhk, meclis, bakanlık, hükümet, cumhurbaşkanı, medya vs. hepsi silme galatasaraylı olsa, bu zihniyet yine bu kulübün yoluna koyacağı taşı bir şekilde bulur.