6188
koyun sürüsü. koç’un sürüsü.
aslında aziz yıldırım döneminde sürü kıvamına çoktan gelmişlerdi. aziz yıldırım seneler içinde ilmek ilmek işleyerek fenerbahçe taraftar profilini değiştirdi. çoğu kez de bunu göz göre göre, açıktan yaptı. tribün gruplarını diğer tribünlere, takıma, yöneticilere, ona buna karşı kendi menfaatine kullandı (futbolcu dövdürtmeye varana kadar), paralel tribün grupları kurdurup diğer gruplara saldırttı (esenler, anadolu gfb vs.), istediği tribün gruplarını stada aldı, istemediklerini almadı, liderleri cezalandırdı vs. vs. öte yandan bilet fiyatlarını artırdı, zengin ve müşteri odaklı bir seyirci yapısı oluşturmayı hedefledi. tüm bunlar olurken medyadaki beslemeleriyle stadyum dışındaki taraftarları istediği kıvamda yönetti. sosyal medya çıkınca bu işler bu kadar zahmetli olmaktan çıktı tabi. sosyal medyanın şimdiki kadar etkili olmadığı dönemlerde, 12 numara gibi platformlar kurdurttu ya da besledi. ilk troll örgütleri fenerbahçe tandanslıdır bu açıdan baktığımızda. tabi bunda şikenin ayyuka çıkmasının ardından kamuoyunu yönlendirme ihtiyacı ağır bastı, bu onlar için bir ihtiyaçtı. seneler içerisinde sosyal medyanın taraftar üzerinde hakim güç olmasıyla fenerbahçe taraftarı buradan güdülmeye başladı.
ali koç döneminde sosyal medya artık 1 numara haline gelirken konvansiyonel medya da sosyal medya kanallarına taşındı. her adımda sürünün güdülmesi kolaylaştı. güdüldükçe taraftar koyunlaştı. nihayetinde bugün önüne ot yerine taş koysan “ya biz bunu nasıl yiyelim kardeşim?” demek yerine taşı geviş getirmeye çalışacak bir sürü ortaya çıktı. çünkü çobanlar taşın en verimli ot olduğunu söylüyor güdümündeki koyunlara. eh, onlar da ne yapsın, el mahkum taşı öğütmeye çalışıyor.
tarihi hezimetle biten nordsjaelland maçının (tarih vermem gerek yol herhalde, 50 sene sonra dahi bu takım adı zikredilince bu maç akla gelecek) sonunda görüyoruz ki irfan can kahveci taraftarla sövüşmüş, adamların üstüne yürümeye çalışıyor. takım arkadaşlarının tutmasına güvenip ağzına geleni söylüyor, öte yandan kurtulup taraftara yalandan saldırmaya çalışıyor falan filan… ne beklersin? 6 gol yediğin maçtan sonra, sahada kulübü kepaze etmiş topçunun maç sonu yalandan da olsa taraftar dövmeye çalışıp sövmesine bir “hayırdır?” denir değil mi? fenerbahçe sürüsü ne yapıyor, “maç sonu galatasaraylılarla irfan can arasında sürtüşme yaşandı.” diye konuyu saptırmaya çalışıyor. bunu da inanarak, cansiperane savunuyor. çünkü oradan 2000 km uzakta olan ve olayı kendisi gibi sızan videolarda gören çobanları bu şekilde bir senaryo yazıp figüran koyunları buna göre meletiyor. yahu adam 6 gol yiyip tüm arsızlığıyla bir de bu soğukta bu kışta kendisine destek olmaya gelmiş taraftara sövüp üstüne yürüyor, sen kitlece bu adamın avukatlığını yapıyorsun, inanılmaz bir olay. benim bildiğim sürü, bunu önümüzdeki lig maçı tribüne çağırıp alkışlar da.
diğer taraftan fenerbahçe efsanesi ismail kartal basın toplantısından topukluyor, takım yokuş aşağı giderken seni ikna edecek tek cümle söylemekten imtina ediyor, sen hesap sormak yerine, “yol kazası olur böyle”, “roma da şampiyon olduğu sene bodo glimt’e 6-1 yenilmişti.” gibi masallar anlatıyorsun. yahu adam tarihe geçmiş hezimetin ardından çıkıp tek kelime hesap vermiyor, sen bu adamın üstüne ne idüğü belirsiz hikayeler düzüyorsun. gerçi aykut kocaman da 2017 vardar eşleşmesinde, sonradan avrupa ligi gruplarında sıfır çekecek olan rakibine elenince de topuklamıştı, allah kulu gık dememişti. sövüp saydığımız, teneke bağlayıp yolladığımız, adı geçince çoğumuzun tüylerini diken diken eden tudor bile östersunds hezimetinden sonra çıkıp çatır çatır cevap vermişti kendisini yemeye gelen basın mensuplarına. aynı şekilde fener’in teneke bağlayıp üstelik iki kez gönderdiği pereira bile çıkıp her şeyi konuşuyordu ama fenerbahçe efsaneleri çıkıp sorulara cevap bile vermeye tenezzül etmiyor çünkü umurlarında değil. koyun sürüsüyle vakit bile kaybetmek istemiyorlar çünkü sürüye hesap vermek gibi bir dertleri yok. sürünün başındaki adam ne derse o olacağı için kafaları rahat. uzun süreli dikta rejimlerinin sonucudur bunlar. hiç kimse 1 numara hariç kimseye hesap vermez, onun keyfi ne zaman yeterse o zaman yolun sonu gelir. 6. senesine girdiğimiz kepazelikler sirki süresince bir hocayı dahi istifa ettirebilmişler mi bakın bakalım.
velhasılı kanaat önderleri ahmet ercanlar, ahmet konanç, tahir kum, yağız sabuncuoğlu, lube ayar, murat aşık, murat zorlu, serdar ali çelikler, emre bol gibi isimler olduğu sürece tepkisel devinimlerini yitirmiş kullanışlı aparat olmaktan ileriye gidemezler. onlarca koyunun bir araya gelmesi gibi topluca çok ses çıkarırlar, kafa beyin bırakmazlar ama o çıkan ses illa ki çobanın istediği sestir.
aslında aziz yıldırım döneminde sürü kıvamına çoktan gelmişlerdi. aziz yıldırım seneler içinde ilmek ilmek işleyerek fenerbahçe taraftar profilini değiştirdi. çoğu kez de bunu göz göre göre, açıktan yaptı. tribün gruplarını diğer tribünlere, takıma, yöneticilere, ona buna karşı kendi menfaatine kullandı (futbolcu dövdürtmeye varana kadar), paralel tribün grupları kurdurup diğer gruplara saldırttı (esenler, anadolu gfb vs.), istediği tribün gruplarını stada aldı, istemediklerini almadı, liderleri cezalandırdı vs. vs. öte yandan bilet fiyatlarını artırdı, zengin ve müşteri odaklı bir seyirci yapısı oluşturmayı hedefledi. tüm bunlar olurken medyadaki beslemeleriyle stadyum dışındaki taraftarları istediği kıvamda yönetti. sosyal medya çıkınca bu işler bu kadar zahmetli olmaktan çıktı tabi. sosyal medyanın şimdiki kadar etkili olmadığı dönemlerde, 12 numara gibi platformlar kurdurttu ya da besledi. ilk troll örgütleri fenerbahçe tandanslıdır bu açıdan baktığımızda. tabi bunda şikenin ayyuka çıkmasının ardından kamuoyunu yönlendirme ihtiyacı ağır bastı, bu onlar için bir ihtiyaçtı. seneler içerisinde sosyal medyanın taraftar üzerinde hakim güç olmasıyla fenerbahçe taraftarı buradan güdülmeye başladı.
ali koç döneminde sosyal medya artık 1 numara haline gelirken konvansiyonel medya da sosyal medya kanallarına taşındı. her adımda sürünün güdülmesi kolaylaştı. güdüldükçe taraftar koyunlaştı. nihayetinde bugün önüne ot yerine taş koysan “ya biz bunu nasıl yiyelim kardeşim?” demek yerine taşı geviş getirmeye çalışacak bir sürü ortaya çıktı. çünkü çobanlar taşın en verimli ot olduğunu söylüyor güdümündeki koyunlara. eh, onlar da ne yapsın, el mahkum taşı öğütmeye çalışıyor.
tarihi hezimetle biten nordsjaelland maçının (tarih vermem gerek yol herhalde, 50 sene sonra dahi bu takım adı zikredilince bu maç akla gelecek) sonunda görüyoruz ki irfan can kahveci taraftarla sövüşmüş, adamların üstüne yürümeye çalışıyor. takım arkadaşlarının tutmasına güvenip ağzına geleni söylüyor, öte yandan kurtulup taraftara yalandan saldırmaya çalışıyor falan filan… ne beklersin? 6 gol yediğin maçtan sonra, sahada kulübü kepaze etmiş topçunun maç sonu yalandan da olsa taraftar dövmeye çalışıp sövmesine bir “hayırdır?” denir değil mi? fenerbahçe sürüsü ne yapıyor, “maç sonu galatasaraylılarla irfan can arasında sürtüşme yaşandı.” diye konuyu saptırmaya çalışıyor. bunu da inanarak, cansiperane savunuyor. çünkü oradan 2000 km uzakta olan ve olayı kendisi gibi sızan videolarda gören çobanları bu şekilde bir senaryo yazıp figüran koyunları buna göre meletiyor. yahu adam 6 gol yiyip tüm arsızlığıyla bir de bu soğukta bu kışta kendisine destek olmaya gelmiş taraftara sövüp üstüne yürüyor, sen kitlece bu adamın avukatlığını yapıyorsun, inanılmaz bir olay. benim bildiğim sürü, bunu önümüzdeki lig maçı tribüne çağırıp alkışlar da.
diğer taraftan fenerbahçe efsanesi ismail kartal basın toplantısından topukluyor, takım yokuş aşağı giderken seni ikna edecek tek cümle söylemekten imtina ediyor, sen hesap sormak yerine, “yol kazası olur böyle”, “roma da şampiyon olduğu sene bodo glimt’e 6-1 yenilmişti.” gibi masallar anlatıyorsun. yahu adam tarihe geçmiş hezimetin ardından çıkıp tek kelime hesap vermiyor, sen bu adamın üstüne ne idüğü belirsiz hikayeler düzüyorsun. gerçi aykut kocaman da 2017 vardar eşleşmesinde, sonradan avrupa ligi gruplarında sıfır çekecek olan rakibine elenince de topuklamıştı, allah kulu gık dememişti. sövüp saydığımız, teneke bağlayıp yolladığımız, adı geçince çoğumuzun tüylerini diken diken eden tudor bile östersunds hezimetinden sonra çıkıp çatır çatır cevap vermişti kendisini yemeye gelen basın mensuplarına. aynı şekilde fener’in teneke bağlayıp üstelik iki kez gönderdiği pereira bile çıkıp her şeyi konuşuyordu ama fenerbahçe efsaneleri çıkıp sorulara cevap bile vermeye tenezzül etmiyor çünkü umurlarında değil. koyun sürüsüyle vakit bile kaybetmek istemiyorlar çünkü sürüye hesap vermek gibi bir dertleri yok. sürünün başındaki adam ne derse o olacağı için kafaları rahat. uzun süreli dikta rejimlerinin sonucudur bunlar. hiç kimse 1 numara hariç kimseye hesap vermez, onun keyfi ne zaman yeterse o zaman yolun sonu gelir. 6. senesine girdiğimiz kepazelikler sirki süresince bir hocayı dahi istifa ettirebilmişler mi bakın bakalım.
velhasılı kanaat önderleri ahmet ercanlar, ahmet konanç, tahir kum, yağız sabuncuoğlu, lube ayar, murat aşık, murat zorlu, serdar ali çelikler, emre bol gibi isimler olduğu sürece tepkisel devinimlerini yitirmiş kullanışlı aparat olmaktan ileriye gidemezler. onlarca koyunun bir araya gelmesi gibi topluca çok ses çıkarırlar, kafa beyin bırakmazlar ama o çıkan ses illa ki çobanın istediği sestir.
