2
başlıktaki yazar benim.
buraya ilk kez gelip "kim bu?" diyen olursa diye yazayım istedim.
ben 1994 doğumluyum, 1996'dan yani 2 yaşından beri galatasaray'lıyım. bununla ilgili resimli kanıt yok elbette ama galatasaray maçlarını izlediğimizi hatırlıyorum. ilk hatırladığım net anı ise hagi'nin uefa kupasını almaya çıktığı an'dır, dün gibi aklımda. 2000 yılı kabul etsem, çeyrek asırdır galatasaray'lıyım neredeyse.
2000'de kurulan kadronun bozulması sonrası tv'lerde "galatasaray'a ne oldu" diye reklamlar vardı. çocuğum ya; çok üzülüp, tv'yi kapatırdım. dünya'm tv'yi kapatmakla tepki vermekti aslında, çocuk aklı işte. bu kadar yapabiliyordum. sanardım ki izlenmeyince reklamı yayından kaldıracaklar.
2005-2006 şampiyonluğu çok değerliydi. üstünden yıllar geçti ama ışıldaklı radyodan dinlediğim maçları unutamıyorum.
sonra 2012-2013 yılı ilk aklıma gelen. aynı yıl bayern münih'i de desteklemeye başladım, ribery etkisiyle izlemeye başlamıştım. bana sözlükte bayern münih'i yazma diyorlar; niye yazmayayım? bayern maçı öncesi psikolojimi hazırlamak için geldim şuraya iki kelime kötü şey yazdım. bir daha olursa sözlükten atılacakmışım, 15 gün de ban yedim anlamsızca. 'bu takımın yenilmesini kaldıramayan insan gelsin istediğini yazsın, kendine zarar vermesin' düşüncesi yok. xyz sözlük'e mi yazalım? buraya yazacağım tabi ki. ayrıca bayern münih'i niye destekliyorsun derseniz: çok benziyor kültürlerimiz. başarılı model, sayın erden timur dahi dedi örnek almamız gerektiğini.
yeri gelmişken ben sayın kelimesini çok kullanıyorum. sayın erden timur, sayın okan buruk, sayın dursun özbek yada sayın ali koç. bu da renktaşlarımca seviyor mu diye algılanıyor, 'sayın' hitap şekli. onların da yakınları okuyabilir, futbol için kalp kırmaya gerek yok. sayın ali koç'u da seviyorum, bu başkanlığını yada camiasını sevmek değildir illaha; koç ailesini seviyorum. bu ülke için kim bir taşı yerinden hareket ettirdiyse, ben onu seviyorum. sayın volkan demirel, çok seviyorum; hatay depremindeki duruşuyla benim gönlümü kazanmıştır. sayın aziz yıldırım'ı seviyorum; içten geliyor bana. sayın erden timur'u seviyorum; kalbinden geldiği gibi konuşuyor diye hissediyorum. sayın mauro icardi kırmızı çizgim, laf söyletmem. bunlar örnekler tabi ama ben sevdiğim insanların hata yapmasını hoş karşılayamıyorum. örneğin sayın ali koç'un, sayın erden timur taklidini hiç beğenmedim, yakıştıramadım. ama laf etmem buna çünkü kendi camiası etmeli. ama sayın okan buruk hatalı kadro tercih ettiyse, laf ederim. sevdiğim insanların sevdiğim şeyler üzerindeki hataları hepimizi üzer, bakın şu pazar gününde takım cumartesiden kaybetmiş ve ben çok kötü hissediyorum. bu durumda sert eleştirebilirim, hepimizin duyguları farklı. ben bu takım kaybedince hayatım galatasaray olduğundan, hayat bitiyor. böyle durumlarda da gidip bayern münih galibiyeti kovalıyorum. yada tam tersi: bayern münih önce oynuyor, kaybediyor ve galatasaray'a geliyorum. iki takımın da birer forması var dolabımda, tamam itiraf edeyim galatasaray'ıma dair daha çok şey var sonuçta türkiye'deyiz.
juventus maçını, kadıköy galibiyetini, şampiyonluklarımızı hatırlıyorum. florya'ya daha önce hiç gitmemiştim. gece yarısı motosikletime atlayıp ilk kez cumhuriyetimizin 100.yıl şampiyonluğunda gittim:
https://youtu.be/08ovlYSbKms?si=9AgyS713ZTvgvPYL
hatta cumhuriyetimizin 100.yıl şampiyonluğunda hayatım boyunca sahip olduğum en iyi anıya sahip oldum, renktaşlarıma "söylenmedi hiç" söylettim:
https://www.instagram.com/...hid=MmJoeW4xZHZvczRz
şampiyonlar ligi müziğini canlı dinledim:
https://www.instagram.com/...hid=aGk1bDA4eWw5dGJh
sonra dedim ki; iyi ki galatasaray'lıyım. gençliğime dair ne kadar güzel anı varsa, hepsinde galatasaray'ım var. şimdilerde ise fanatiklik az kalır, holigan bir galatasaray'lıyım.
günüm galatasaray benim. tv'den maçları izlerim. hafta içi spor programlarında ne söylenmiş fenerli futbolcu, beşiktaşlı yazar ayırt etmeksizin izlerim. hafta içi şampiyonlar ligi maçına giderim, hafta sonu lig maçına giderim. takımı desteklerim, formamı alırım, stadyum çevresinden youtube yayını yaparım. yine de yetmez profil resmi çekilirim. bunlar da yetmez reels ve shorts yaparım.
https://instagram.com/...hid=aW0zenhoZzh2MWx2
https://youtube.com/@caglarr?si=JKkijQhK45OiG2FQ
tüm bunların dışında sözlük galatasaray halı saha grup kurucusu ve yöneticisiyim. telefon numaranızla dm atmanız yeterli.
(bkz: #3765100)
bir de x sayfam var:
https://x.com/ParcaliAski
ben, öz kardeşimle birlikte galatasaray'lıyım. bundan da gurur duyuyorum. kimseye de galatasaray' lılığımı sorgulatmam ki; kimsenin de kimsenin galatasaray' lığını sorgulaması haddine değildir - bunu renktaşlarıma söylemiyorum, genel fikrimdir.
renktaşlarıma selam eder, beni daha çok tanımak isterlerse bir mesaj uzaklarında olduğumu paylaşmak isterim. sizlerden mesaj gelince mutlu oluyorum, maç günü yazın. fikirlerinizi yazın. youtube da gelin, maç öncesi konuşalım - yapamam diyen herkesi beş dakikada konuşkan biri haline getiriyorum.*
söz konusu galatasaray ise gerisi teferruat'tır. aslolan galatasaray'dır.
buraya ilk kez gelip "kim bu?" diyen olursa diye yazayım istedim.
ben 1994 doğumluyum, 1996'dan yani 2 yaşından beri galatasaray'lıyım. bununla ilgili resimli kanıt yok elbette ama galatasaray maçlarını izlediğimizi hatırlıyorum. ilk hatırladığım net anı ise hagi'nin uefa kupasını almaya çıktığı an'dır, dün gibi aklımda. 2000 yılı kabul etsem, çeyrek asırdır galatasaray'lıyım neredeyse.
2000'de kurulan kadronun bozulması sonrası tv'lerde "galatasaray'a ne oldu" diye reklamlar vardı. çocuğum ya; çok üzülüp, tv'yi kapatırdım. dünya'm tv'yi kapatmakla tepki vermekti aslında, çocuk aklı işte. bu kadar yapabiliyordum. sanardım ki izlenmeyince reklamı yayından kaldıracaklar.
2005-2006 şampiyonluğu çok değerliydi. üstünden yıllar geçti ama ışıldaklı radyodan dinlediğim maçları unutamıyorum.
sonra 2012-2013 yılı ilk aklıma gelen. aynı yıl bayern münih'i de desteklemeye başladım, ribery etkisiyle izlemeye başlamıştım. bana sözlükte bayern münih'i yazma diyorlar; niye yazmayayım? bayern maçı öncesi psikolojimi hazırlamak için geldim şuraya iki kelime kötü şey yazdım. bir daha olursa sözlükten atılacakmışım, 15 gün de ban yedim anlamsızca. 'bu takımın yenilmesini kaldıramayan insan gelsin istediğini yazsın, kendine zarar vermesin' düşüncesi yok. xyz sözlük'e mi yazalım? buraya yazacağım tabi ki. ayrıca bayern münih'i niye destekliyorsun derseniz: çok benziyor kültürlerimiz. başarılı model, sayın erden timur dahi dedi örnek almamız gerektiğini.
yeri gelmişken ben sayın kelimesini çok kullanıyorum. sayın erden timur, sayın okan buruk, sayın dursun özbek yada sayın ali koç. bu da renktaşlarımca seviyor mu diye algılanıyor, 'sayın' hitap şekli. onların da yakınları okuyabilir, futbol için kalp kırmaya gerek yok. sayın ali koç'u da seviyorum, bu başkanlığını yada camiasını sevmek değildir illaha; koç ailesini seviyorum. bu ülke için kim bir taşı yerinden hareket ettirdiyse, ben onu seviyorum. sayın volkan demirel, çok seviyorum; hatay depremindeki duruşuyla benim gönlümü kazanmıştır. sayın aziz yıldırım'ı seviyorum; içten geliyor bana. sayın erden timur'u seviyorum; kalbinden geldiği gibi konuşuyor diye hissediyorum. sayın mauro icardi kırmızı çizgim, laf söyletmem. bunlar örnekler tabi ama ben sevdiğim insanların hata yapmasını hoş karşılayamıyorum. örneğin sayın ali koç'un, sayın erden timur taklidini hiç beğenmedim, yakıştıramadım. ama laf etmem buna çünkü kendi camiası etmeli. ama sayın okan buruk hatalı kadro tercih ettiyse, laf ederim. sevdiğim insanların sevdiğim şeyler üzerindeki hataları hepimizi üzer, bakın şu pazar gününde takım cumartesiden kaybetmiş ve ben çok kötü hissediyorum. bu durumda sert eleştirebilirim, hepimizin duyguları farklı. ben bu takım kaybedince hayatım galatasaray olduğundan, hayat bitiyor. böyle durumlarda da gidip bayern münih galibiyeti kovalıyorum. yada tam tersi: bayern münih önce oynuyor, kaybediyor ve galatasaray'a geliyorum. iki takımın da birer forması var dolabımda, tamam itiraf edeyim galatasaray'ıma dair daha çok şey var sonuçta türkiye'deyiz.
juventus maçını, kadıköy galibiyetini, şampiyonluklarımızı hatırlıyorum. florya'ya daha önce hiç gitmemiştim. gece yarısı motosikletime atlayıp ilk kez cumhuriyetimizin 100.yıl şampiyonluğunda gittim:
https://youtu.be/08ovlYSbKms?si=9AgyS713ZTvgvPYL
hatta cumhuriyetimizin 100.yıl şampiyonluğunda hayatım boyunca sahip olduğum en iyi anıya sahip oldum, renktaşlarıma "söylenmedi hiç" söylettim:
https://www.instagram.com/...hid=MmJoeW4xZHZvczRz
şampiyonlar ligi müziğini canlı dinledim:
https://www.instagram.com/...hid=aGk1bDA4eWw5dGJh
sonra dedim ki; iyi ki galatasaray'lıyım. gençliğime dair ne kadar güzel anı varsa, hepsinde galatasaray'ım var. şimdilerde ise fanatiklik az kalır, holigan bir galatasaray'lıyım.
günüm galatasaray benim. tv'den maçları izlerim. hafta içi spor programlarında ne söylenmiş fenerli futbolcu, beşiktaşlı yazar ayırt etmeksizin izlerim. hafta içi şampiyonlar ligi maçına giderim, hafta sonu lig maçına giderim. takımı desteklerim, formamı alırım, stadyum çevresinden youtube yayını yaparım. yine de yetmez profil resmi çekilirim. bunlar da yetmez reels ve shorts yaparım.
https://instagram.com/...hid=aW0zenhoZzh2MWx2
https://youtube.com/@caglarr?si=JKkijQhK45OiG2FQ
tüm bunların dışında sözlük galatasaray halı saha grup kurucusu ve yöneticisiyim. telefon numaranızla dm atmanız yeterli.
(bkz: #3765100)
bir de x sayfam var:
https://x.com/ParcaliAski
ben, öz kardeşimle birlikte galatasaray'lıyım. bundan da gurur duyuyorum. kimseye de galatasaray' lılığımı sorgulatmam ki; kimsenin de kimsenin galatasaray' lığını sorgulaması haddine değildir - bunu renktaşlarıma söylemiyorum, genel fikrimdir.
renktaşlarıma selam eder, beni daha çok tanımak isterlerse bir mesaj uzaklarında olduğumu paylaşmak isterim. sizlerden mesaj gelince mutlu oluyorum, maç günü yazın. fikirlerinizi yazın. youtube da gelin, maç öncesi konuşalım - yapamam diyen herkesi beş dakikada konuşkan biri haline getiriyorum.*
söz konusu galatasaray ise gerisi teferruat'tır. aslolan galatasaray'dır.