245
biliyorsunuz, her ne kadar galatasaray-fenerbahçe rekabeti bir celtic-rangers (bkz: old firm) rekabeti kadar derin toplumsal meselelerden can suyu almasa da, yine de iki takımın da doğduğu ve yıllar için keskinleşen kültürel farklılıklar hitap ettiği taraftar kitlesinin normlarını da belirliyor.
öncelikle, -burada bir yerlerde yazmıştım ama yineleyeyim-, herhangi biri bir takımın taraftarı olurken, muhtemelen o takımın sahip olduğu kültürel özellikleri ile kendisini özdeşletiriyor. yani bir parçasını o tüzel varlıkta bulduğu için o takımın bir taraftarı oluyor. yani taraftarlık ilk görüşte aşk değil de, biraz zamanla ilişkiye dönüşen arkadaşlık gibi. çok sevmek gibi.
ikincisi ise, kabul etmek gerekiyor ki derwall devrimine ve bu devrimin yarattığı başarılara kadar fenerbahçe hep halkın takımı olarak konumlanmış ve en çok taraftar sayısına sahip futbol takımı olmuştur. elbette yeşilçam ve özellikle ertem eğilmez'in katkıları bunda epeyce fazla.
galatasaray ise yüzyıllardır süregelen geleneği nedeniyle elitlerin takımı olmuştur. dolayısıyla taraftar kitlesi de hep daha rasyonel olmuştur.
işte çoğu orta yaşlarını geçmiş fenerbahçeli eski taraftarların ve baba yadigarı olarak taraftarlığa devam eden bu genç jenerasyonun tavırlarına bakarsanız halkı görürsünüz. ne fazla ne eksik.
galatasaray taraftarı ise, başarı nedeniyle kontrolsüz olarak artan taraftar sayısına rağmen, halen türkiye ortalamasının üstünde bir profil sergilemektedir.
bütün bu tespitlere en güzel örnek bu sözlük ve antu arasındaki farklardır. tabi kontrolsüz büyüyen taraftar sayımıza da sözlüğün yıllar içinde azalan kalitesi gösterilebilir.
sosyal bilimci arkadaşlar varsa bu konudan güzel makale çıkar. makalenin teşekkür kısmında ismimi görmek isterim ama :)
öncelikle, -burada bir yerlerde yazmıştım ama yineleyeyim-, herhangi biri bir takımın taraftarı olurken, muhtemelen o takımın sahip olduğu kültürel özellikleri ile kendisini özdeşletiriyor. yani bir parçasını o tüzel varlıkta bulduğu için o takımın bir taraftarı oluyor. yani taraftarlık ilk görüşte aşk değil de, biraz zamanla ilişkiye dönüşen arkadaşlık gibi. çok sevmek gibi.
ikincisi ise, kabul etmek gerekiyor ki derwall devrimine ve bu devrimin yarattığı başarılara kadar fenerbahçe hep halkın takımı olarak konumlanmış ve en çok taraftar sayısına sahip futbol takımı olmuştur. elbette yeşilçam ve özellikle ertem eğilmez'in katkıları bunda epeyce fazla.
galatasaray ise yüzyıllardır süregelen geleneği nedeniyle elitlerin takımı olmuştur. dolayısıyla taraftar kitlesi de hep daha rasyonel olmuştur.
işte çoğu orta yaşlarını geçmiş fenerbahçeli eski taraftarların ve baba yadigarı olarak taraftarlığa devam eden bu genç jenerasyonun tavırlarına bakarsanız halkı görürsünüz. ne fazla ne eksik.
galatasaray taraftarı ise, başarı nedeniyle kontrolsüz olarak artan taraftar sayısına rağmen, halen türkiye ortalamasının üstünde bir profil sergilemektedir.
bütün bu tespitlere en güzel örnek bu sözlük ve antu arasındaki farklardır. tabi kontrolsüz büyüyen taraftar sayımıza da sözlüğün yıllar içinde azalan kalitesi gösterilebilir.
sosyal bilimci arkadaşlar varsa bu konudan güzel makale çıkar. makalenin teşekkür kısmında ismimi görmek isterim ama :)