919
düşene vurmak bize yakışmaz, sonuçta basit bir mali sıkıntı içerisinde değil shakhtar, içinde bulunduğu ülke savaşın içinde, topraklarının neredeyse 20%’sini kaybetmiş ve ülkedeki birçok insan hayatını kaybetmiş veya yaralanmış. gerçi şu an o ülkenin bile içerisinde değiller ama neyse.
öncelikle, bir an önce bu anlamsız savaşın bitmesini can-ı gönülden diliyorum. çok uluslu bir şirkette çalışıyorum. çalışanların hemen hemen yarısı rus ve ukraynalı. ya bir anlaşıyolar görseniz, sanki savaş hiç olmamış, biz şizoyuz ve bu tür şeyleri kafamızda kuruyoruz. dünyadan bihaber bir şekilde gayet eğlenceli eğlenceli takılıyorlar. üstelik çok büyük bir kısmı ne ukrayna’dan ne rusya’dan göç etti. çoğu kendi şehirlerinde yaşıyor. hani alanya’da falan değiller bunlar. orda olsalar yeni bir hayat falan diyeceğim ama değil.
ben iki tarafı da yaralamamak adına savaşla ilgili konuları pek açmıyorum ama tavırlarından anlıyorum arkadaşların. cidden çoğunun umrunda bile değil savaş. benim kadar bile hassas değiller bu konuda.
hatta ukrayna’da yaşayan bir arkadaş, bir toplantı sırasında ukrayna’ya gelen turist sayısında savaş başladığından beridir artış olduğunu söyledi. yahu savaş var ülkede. uçuşlar da yok. nerden geliyor bu kadar turist dedim? bu tür bir duruma “dark tourism” deniyormuş. vay anasını dedim. bi yaşıma daha girdim.
şimdi bizim tete ne alaka şimdi aq dediğinizi duyar gibiyim. ben olayı daha geniş bir perspektiften yorumladım. bi kere tete’yi isteyen tek kulüp biz değildik. türkiye’den başka talipler de olmak üzere başka başka takımların da takibimdeydi tete. nasıl oldu detayını bilmiyorum ama biz ikna edip getirdik. hatta sayın erden timur, bu durumla ilgili eğer bir tazminatla karşılaşırsak bunu tete’nin ödeyeceğini söylemişti. yani baya bi araştırarak bu adamı getirmişiz.
ya bi de hatırlayan hatırlar, biz modeste’yi çin’den getiremedik zamanında, getirmedik diyelim. başımıza bir şey açılır falan korkusuyla adamı kaçırdık. o sezon cl’de eren ile gol arıyorduk ): diagne’ye 10 milyon euro ödemiştik yokluktan. düşünün ekmek su gibi ihtiyacımız olan bir bölgedeki topçuyu “aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın” diyerek almadık. tete’ye o kadar ihtiyacımız var mıydı? hiç sanmıyorum. kadroya zenginlik getirecek bir adam için galatasaray kulübü bu kadar riske girmez diye düşünüyorum. modeste’yi korkudan alamamışız ki bu durumdan daha hafif bir sebepti modeste’nin durumu, kaldı ki savaş diye bir gerçekten bahsediyoruz. üstelik söylenilene göre tete baya ısrarcı olmuş, değilse sevr anlaşması gibi bir sözleşmeyi imzalamazdı.
işte bütün bu etkenleri göz önünde bulundurarak ben hukuk birimimizin bütün incik cıncık şeyleri araştırıp transferine onay verdiklerini düşünüyorum. bu konuda içim çok rahat. siz de rahat olun.
tekrardan bu anlamsız savaşın bir an önce bitmesini diliyorum ama shakhtar kulübü kusura bakmasın, biz yağmacı değiliz. adamın gol dedi bi kere ):
öncelikle, bir an önce bu anlamsız savaşın bitmesini can-ı gönülden diliyorum. çok uluslu bir şirkette çalışıyorum. çalışanların hemen hemen yarısı rus ve ukraynalı. ya bir anlaşıyolar görseniz, sanki savaş hiç olmamış, biz şizoyuz ve bu tür şeyleri kafamızda kuruyoruz. dünyadan bihaber bir şekilde gayet eğlenceli eğlenceli takılıyorlar. üstelik çok büyük bir kısmı ne ukrayna’dan ne rusya’dan göç etti. çoğu kendi şehirlerinde yaşıyor. hani alanya’da falan değiller bunlar. orda olsalar yeni bir hayat falan diyeceğim ama değil.
ben iki tarafı da yaralamamak adına savaşla ilgili konuları pek açmıyorum ama tavırlarından anlıyorum arkadaşların. cidden çoğunun umrunda bile değil savaş. benim kadar bile hassas değiller bu konuda.
hatta ukrayna’da yaşayan bir arkadaş, bir toplantı sırasında ukrayna’ya gelen turist sayısında savaş başladığından beridir artış olduğunu söyledi. yahu savaş var ülkede. uçuşlar da yok. nerden geliyor bu kadar turist dedim? bu tür bir duruma “dark tourism” deniyormuş. vay anasını dedim. bi yaşıma daha girdim.
şimdi bizim tete ne alaka şimdi aq dediğinizi duyar gibiyim. ben olayı daha geniş bir perspektiften yorumladım. bi kere tete’yi isteyen tek kulüp biz değildik. türkiye’den başka talipler de olmak üzere başka başka takımların da takibimdeydi tete. nasıl oldu detayını bilmiyorum ama biz ikna edip getirdik. hatta sayın erden timur, bu durumla ilgili eğer bir tazminatla karşılaşırsak bunu tete’nin ödeyeceğini söylemişti. yani baya bi araştırarak bu adamı getirmişiz.
ya bi de hatırlayan hatırlar, biz modeste’yi çin’den getiremedik zamanında, getirmedik diyelim. başımıza bir şey açılır falan korkusuyla adamı kaçırdık. o sezon cl’de eren ile gol arıyorduk ): diagne’ye 10 milyon euro ödemiştik yokluktan. düşünün ekmek su gibi ihtiyacımız olan bir bölgedeki topçuyu “aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın” diyerek almadık. tete’ye o kadar ihtiyacımız var mıydı? hiç sanmıyorum. kadroya zenginlik getirecek bir adam için galatasaray kulübü bu kadar riske girmez diye düşünüyorum. modeste’yi korkudan alamamışız ki bu durumdan daha hafif bir sebepti modeste’nin durumu, kaldı ki savaş diye bir gerçekten bahsediyoruz. üstelik söylenilene göre tete baya ısrarcı olmuş, değilse sevr anlaşması gibi bir sözleşmeyi imzalamazdı.
işte bütün bu etkenleri göz önünde bulundurarak ben hukuk birimimizin bütün incik cıncık şeyleri araştırıp transferine onay verdiklerini düşünüyorum. bu konuda içim çok rahat. siz de rahat olun.
tekrardan bu anlamsız savaşın bir an önce bitmesini diliyorum ama shakhtar kulübü kusura bakmasın, biz yağmacı değiliz. adamın gol dedi bi kere ):
