25
biraz önce sponsorluk anlaşması imza töreninde ciddi anlamda infial yaratması gereken açıklamalar yapmış yöneticimiz.
galatasaray gibi köklü ve güçlü kurumlarda en büyük sıkıntılar bakış açısı ve vizyon eksikliğinden kaynaklanıyor. bugünlerde futbol ve kulüp ekonomisi konusunda bu kadar övünç duymamızın nedeni başta erden timur olmak üzere birkaç yöneticimizin vizyoner tutumları. hal böyleyken divan toplantılarında yapılacak tesislerin büyüklüğü, altyapı takımının daha verimli ortamlarda çalışması, altyapıdan çıkan oyuncuların daha fazla oynaması için ortak kulüp satın alınması gibi konular konuşuluyor; galatasaray bir yandan yıldız oyuncular transfer ederken bir yandan da eyüp aydın, gökdeniz gürpüz gibi genç yetenekler ile takımın geleceğini düşünüyor. bu hamlelerin hepsini camia olarak alkışlıyoruz.
bunları alkışlıyorsak tersi hareketlerinde karşısında bulunup tepki göstermemiz lazım gelmektedir.
voleyboldan sorumlu yöneticimiz mehmet cibara kendisine yöneltilen soru üzerine biz hiçbir zaman vakıfbank, eczacıbaşı, fenerbahçe seviyesine gelmeyeceğiz sadece yetiştiren olacağız dedi. üstüne bir de galatasaray'ın voleybol altyapısı ile alakalı insan sayısı üzerinden bir gurur tablosu çizdi.
öncelikle bir kulübün hele ki galatasaray gibi büyük bir kulübün her dönem farklı bir stratejisi olabilir. spor statik strateji kaldırmaz. fakat kendini sınırlayan kendini küçük gören bir bakış açısını da galatasaray kaldırmaz. yönetim ve camia stratejisi voleybolda yetiştirici olmak üzerine mi strateji kuruyor o zaman en iyi yetiştirici olacağız. bunun böyle olmasının gerekliliği taraftar baskısı, camia baskısından kaynaklanmıyor. kulübümüz amatör branşlar konusunda zaten her bir ferdimizi boynu bükük yaşamaya alıştırmış durumda. alacakları her başarısızlığa karşı alışkanlığımız var. fakat takındıkları bu vasatlık ve en üst seviyeyi hedeflememe tavrının galatasaray'a, galatasaraylılığa uymadığını söylemek lazım.
mehmet cibara ve onun gibi yöneticilere söylemek istediğim şudur ki; her şeyi para veya parasızlık üzerinden harcama boyutunda düşünmeyin. çaba ile aşılmayacak güç yoktur. siz önce hedefinizi yüksek koyun ve sonra onun için akılla çalışın gerisi gelir. ayrıca galatasaray sadece -bir eğitim kurumundan çıkmış kulüp- olarak nitelendirilemez. galatasaray en yetenekli kişileri seçip onları daha nitelikli kişiler haline getiren bir düzenin kurumudur. madem yetiştirici olacağız en yeteneklileri seçip en nitelikli hale getirmek sizin boynunuzun borcudur.
galatasaray gibi köklü ve güçlü kurumlarda en büyük sıkıntılar bakış açısı ve vizyon eksikliğinden kaynaklanıyor. bugünlerde futbol ve kulüp ekonomisi konusunda bu kadar övünç duymamızın nedeni başta erden timur olmak üzere birkaç yöneticimizin vizyoner tutumları. hal böyleyken divan toplantılarında yapılacak tesislerin büyüklüğü, altyapı takımının daha verimli ortamlarda çalışması, altyapıdan çıkan oyuncuların daha fazla oynaması için ortak kulüp satın alınması gibi konular konuşuluyor; galatasaray bir yandan yıldız oyuncular transfer ederken bir yandan da eyüp aydın, gökdeniz gürpüz gibi genç yetenekler ile takımın geleceğini düşünüyor. bu hamlelerin hepsini camia olarak alkışlıyoruz.
bunları alkışlıyorsak tersi hareketlerinde karşısında bulunup tepki göstermemiz lazım gelmektedir.
voleyboldan sorumlu yöneticimiz mehmet cibara kendisine yöneltilen soru üzerine biz hiçbir zaman vakıfbank, eczacıbaşı, fenerbahçe seviyesine gelmeyeceğiz sadece yetiştiren olacağız dedi. üstüne bir de galatasaray'ın voleybol altyapısı ile alakalı insan sayısı üzerinden bir gurur tablosu çizdi.
öncelikle bir kulübün hele ki galatasaray gibi büyük bir kulübün her dönem farklı bir stratejisi olabilir. spor statik strateji kaldırmaz. fakat kendini sınırlayan kendini küçük gören bir bakış açısını da galatasaray kaldırmaz. yönetim ve camia stratejisi voleybolda yetiştirici olmak üzerine mi strateji kuruyor o zaman en iyi yetiştirici olacağız. bunun böyle olmasının gerekliliği taraftar baskısı, camia baskısından kaynaklanmıyor. kulübümüz amatör branşlar konusunda zaten her bir ferdimizi boynu bükük yaşamaya alıştırmış durumda. alacakları her başarısızlığa karşı alışkanlığımız var. fakat takındıkları bu vasatlık ve en üst seviyeyi hedeflememe tavrının galatasaray'a, galatasaraylılığa uymadığını söylemek lazım.
mehmet cibara ve onun gibi yöneticilere söylemek istediğim şudur ki; her şeyi para veya parasızlık üzerinden harcama boyutunda düşünmeyin. çaba ile aşılmayacak güç yoktur. siz önce hedefinizi yüksek koyun ve sonra onun için akılla çalışın gerisi gelir. ayrıca galatasaray sadece -bir eğitim kurumundan çıkmış kulüp- olarak nitelendirilemez. galatasaray en yetenekli kişileri seçip onları daha nitelikli kişiler haline getiren bir düzenin kurumudur. madem yetiştirici olacağız en yeteneklileri seçip en nitelikli hale getirmek sizin boynunuzun borcudur.