• 718
    rakı-kavun-yoğurt üçlüsü ve kaçak yayın yapan tu kaka siteler eşliğinde başlayıp gstv'de maçı anlatan çocuğun "ya sana hakem diyenin ben" serzenişiyle bitirdiğimiz fantastik müsabaka.

    izleyebildiğim ilk bölümde hatırlayabildiğim kadarı ile set hücumu olmasa da ona çok yakın olan üçten fazla bilinçli pozisyonumuz vardı. bunlardan yararlanamayıp sapan sapan olaylar zinciri sonrası golü yiyince bir anda rüzgar döndü. bizim evde "refresh" ile geçilen ikinci yarının ilk dakikalarında sakin kalıp ayağa kalkmaya çalışırken muslera'nın uzaklaştıramadığı topla yine geçiş pozisyonundayken yakalanıp ikinci golü yedik.

    ondan sonra takip edebildiğim kadarı ile kırmızı karta kadar aslında gereksiz denebilecek bir yılgınlık ve panik havası oluşmuş. hem kenardan yapılan hamleler hem de kırmızı kart sonrası dönen rüzgarla birlikte maçın sonlarında hakikaten arka arkaya gelen 2 golle hem o dakikalarda sosyal medyanın hem fikir olduğu "sıfır çekme" olayından kurtulmuş, hem de grupta birebir rakip gördüğümüz takımla aynı puanda kalabilmiş olduk.

    taraftarlık adına zor bir gece olduğu kesin. ıslıklar, tepkiler, internet ortamında yazılan/çizilen/konuşulan şeyler gerçekten taraftarlık açısından zorlayıcı şeyler. umarım bu cendereden bir şeyler kazanarak çıkabiliriz her anlamda...

    bu arada sözlüğün yayın yaptığı ülkede suç olmasına rağmen kaçak yayından takip ettiğimi belirtmekte bir sakınca görmedim. eğer bir takımın maçını ezeli rakibine kasa kolaylığı başta olmak üzere çeşitli maddi destekleri ayan beyan yapan bir patronun sahibi olduğu şirkete verirseniz, taraftarım diyene ne yazık ki başka bir seçenek bırakmamış oluyorsunuz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın