• 177
    25 nisan 2010 kasımpaşa fenerbahçe maçının skorunu dershanede arkadaşlarla sürekli takip ettik, ilkyarı 0-0 bitmiş her birimizde bir umutlu bekleyiş fenerbahçelilerde ise bildiğin g*t korkusu.. tüm gün hissettiğim garip duygular yerini neşeye bıraktı bağıra bağıra marş söyledik ben etrafa oğlum şampiyonluk geliyor dedim galatasaray adı nerede geçiyorsa orada umut vardır dedim her sene organize ettiğim gibi konvoyu yine organize edip en önde olup sesim kısılana kadar marş söyleyeceğim dedim..

    ben tüm bunları yaparken pis fenerli olarak çağırdığım arkadaşım fenerbahçe nin gol haberini verdi.. hep bir ağızdan kasımpaşa atar lan birazdan bekle dedik pis fenerliye pis pis baktık korkutup geriye götüm götüm kaçırttık.. bizim neşemizde kaçmıştı gerçi, maçın bittiği haberiyle morellar bozuldu haliyle..

    fenerbahçe yi şampiyon yapıcaz valla yapıcaz yani diye söylenmeler başladı ilk önce ben sustum hemen ardından bırakın ya yatalım maçta bursaspor olsun şampiyon böyle iş mi olur yatsın takım sesleri geldi ben yine sustum.. o an aynı düşünceler bende de uyandı fenerbahçe nin şampiyonluğunda sanki bir masumun ölümüne göz yuman adam gibi hissedeceğim aklıma geldi, hayatımda ilk kez galatasaray ın bir maçta galip gelmesi isteğimden uzaklaştım..

    sonra üzerimdeki parçalı formama baktım gözüm kalbimin üzerindeki armaya kaydı bazen hissederim böyle ve armayı öperim yine aynısını yaptım. işte buydu öptüğüm arma "galatasaray" armasıydı ne sebeple olursa olsun bir maçı kaybetmek için çıkmak galatasaray ile aynı cümlede bulunabilir miydi? galatasaray ruhu,galatasaray felsefesi buna izin verir miydi? az önceki düşüncelerim tamamen yok oldu.. nevizade gecelerini mırıldanmaya başladım..

    az önceki neşeli sandığım halimden çok daha muyluydum çünkü asıl mutluluk galatasaraylı olmaktı...
App Store'dan indirin Google Play'den alın