99
şampiyonlar liginde yapacağımız maçlarda rakip fark etmeksizin iki tane de ciddi zaafımız var.
birinci zaafımız orta saha hattı. torreira-kerem demirbay ikilisinin önünde mertens şeklinde bir merkez kurgumuz var ve bu benim kabul edebildiğim bir kurgu değil. mertens'in eleştirildiği entryler kendisinin takımın beyni ve oyun aklı olduğu söylemleriyle sert tepki alıyor ve oyuncunun samsunspor maçında yaptığı iki asistle kendisini eleştirenlere cevep verdiği söyleniyor. ben maçtaydım, mertens'in yaptığı asistleri de yapılan/yaptığım eleştirlere bir cevap olarak almadım. çok ilgilenmedim açıkçası çünkü asistlerle. torreira'nın çok iyi, kerem demirbay'ın mükemmel oynadığı bir maçta, samunspor'un nasıl hızlı bir şekilde orta sahamızı geçebiliyor olduğu konusu benim açımdan daha ilgi çekici bir konuydu. skorun 3-0'a geldiği ilk devrede dahi orta sahamız delik deşik oldu. samsunspor gol atmayı hak ediyordu; ilk devrede yapamadılar, ikinci devrede 15 dakika içerisinde yaptılar. mevcut orta saha kurgumuz gerek şampiyonlar liginde gerek yerel ligde, samunspor'dan daha zorlu rakiplere karşı net bir sorundur. torreira-k.demirbay-mertens orta sahası derbileri de kaldırmaz, sert anadolu deplasmanlarını da kaldırmaz. şampiyonlar ligini ise elbette ki hiç kaldırmaz. bu kurguda galatasaray için sorun oluşturan oyuncu da mertens'tir. trabzonspor bizimle hemen hemen aynı günlerde şehrine getirdiği onuachu'yu ve mendy'i beşiktaş gibi bir rakibe karşı tereddütsüz 11'e koyabilirken, biz tottenham'ın antrenman tesislerden getirdiğimiz ndombele için "maç kadrosuna bile hiç girmedi orada, oynatamayız henüz" mazaretlerini duymak durumunda kullanıyoruz. ikili orta sahanın savunma güvenliği zaafiyeti yarattığı, bu zaafiyeti gidermek adına üçlü orta sahaya geçmek gerektiği savunuldukça, bu takımda mertens'in alternatifinin olmadığı bahane edilip duruluyor. ben mertens'in oyun yapısına benzer bir başka mertens'li düzen istemiyorum zaten, 3 tane net orta saha oyuncusu ile oynayabileceğimiz (torreira-k. demirbay-ndombele gibi) gibi yeni bir anlayış istiyorum. bu yapı nedense hiç düşünülmüyor; hoca samsunspor maçında dahi ndombele'yi oyuna sokarken kerem demirbay'ı kenara aldı. torreira-k. demirbay-mertens kurgusu ile başlayacağımız 90% garanti olan kopenhang maçında da (umarım başlamayız) ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. yeneriz yeniliriz o ayrı ama çok zor bir maç olacak. molde eşleşmesinde de asıl sorun mertens'ti ve molde'nin yaşattığı zorluktan daha fazlasını yaşatabilecek bir rakip olacak karşımızda çarşamba günü. inşallah en az molde maçında olduğumuz kadar şanslı oluruz o gün.
ikinci sıkıntımızın abdülkerim-angelino-k. aktürkoğlu üçlüsünden oluşan sol bloğumuz olduğunu düşünüyorum. bu bloğu rakipler istedikleri her şekilde kırıyorlar. uzun ve isabetli bir pasla da kırıyorlar, paslaşa paslaşa gelerek de kırıyorlar, çok basit bir verkaç yaparak da kırıyorlar, sprintle de kırıyorlarlar. her şekilde takım savunmamızı bu bölgeden delip ceza sahamıza rahatlıkla giriyorlar. ceza sahasına girdikten sonrası beceri işi, özel yetenek gerekiyor. molde takımında da, samsunspor'da da bizi yenecek kadar yetenek yoktu, biraz da şanssızlardı. kopenhag da yetenek açısından bence bir eksiklik yok, diğer iki rakibimizden bahsetmiyorum bile. bu zaafımızı minimize etmenin yolu şampiyonlar ligine özel bir taktik geliştirmek bence. ndombele'ye maç ritmi lazım peki ama tottenham'da maç kadrosuna girmiş, ligde de oynamış, milli takım arasında ülkesi kolombiya için de iki maça çıkmış davinson sanchez için kopenhag maçı özelinde bir bahane duymak istemiyorum açıkçası. bizim temel maçlarımız, hedef maçlarımız bu arenada kopenhag'a karşı olacak ve davinson bu maç(lar) için galatasaray'a transfer edildi. orta sahada düzeni değiştiremiyoruz, bari biraz defansta kurgusal değişiklik yapabilelim. bana kalsa stoper hattını bozmam. abdülkerim'in yanında sol bek olarak angelino'yu değil, asimetrik bir dörtlü dizilişle davinson'u koyarım. üçlü dizmem savunmayı ama davinson'u sol bek tarafına atarım. abdülkerim bardakcı'nın ağırlığı ve kerem aktürkoğlu'nun şampiyonlar ligi düzeyindeki savunma yetersizliği göz önünde tutulunca, oraya üçüncü oyuncu olarak angelino'yu koymak büyük kumar. kazımcan ile de olacak iş değil. orada savunmamızı sağlamlaştıracak, arkayı süpürecek hızda ve güçte bir oyuncu lazım bize ve elimizde bu profile uyan biri var, o da davinson. özellikle de bu maçlar için transfer edilmiştir davinson sanchez. inşallah düşünülür kendisi. zaten kendisini düşünmekten başka pek de bir şansımız yok.
ndombele ve davinson'un yedek kulübesinde başladığı ve muslera-boey-nelsson-abdülkerim-angelino-tete(ziyech)-torreira-k. demirbay-mertens-kerem-icardi şeklinde maça çıkacak galatasaray'ın zor bir akşam yaşayacağını öngörüyorum özetle. yeneriz veya yeniliriz ama stattakiler için de, televizyon karşısında izleyenler için de zor bir gece olacaktır. sıkıntılı bir maç yaşarız. "kazanan kadro bozulmaz" şeklinde basmakalıp ezberden sıyrılmamız gerekiyor artık. umarım sıyrılırız ve kadro yapımıza daha uygun bazı şeyleri deneriz. başka türlü kazanma şansımızı az görüyorum.
birinci zaafımız orta saha hattı. torreira-kerem demirbay ikilisinin önünde mertens şeklinde bir merkez kurgumuz var ve bu benim kabul edebildiğim bir kurgu değil. mertens'in eleştirildiği entryler kendisinin takımın beyni ve oyun aklı olduğu söylemleriyle sert tepki alıyor ve oyuncunun samsunspor maçında yaptığı iki asistle kendisini eleştirenlere cevep verdiği söyleniyor. ben maçtaydım, mertens'in yaptığı asistleri de yapılan/yaptığım eleştirlere bir cevap olarak almadım. çok ilgilenmedim açıkçası çünkü asistlerle. torreira'nın çok iyi, kerem demirbay'ın mükemmel oynadığı bir maçta, samunspor'un nasıl hızlı bir şekilde orta sahamızı geçebiliyor olduğu konusu benim açımdan daha ilgi çekici bir konuydu. skorun 3-0'a geldiği ilk devrede dahi orta sahamız delik deşik oldu. samsunspor gol atmayı hak ediyordu; ilk devrede yapamadılar, ikinci devrede 15 dakika içerisinde yaptılar. mevcut orta saha kurgumuz gerek şampiyonlar liginde gerek yerel ligde, samunspor'dan daha zorlu rakiplere karşı net bir sorundur. torreira-k.demirbay-mertens orta sahası derbileri de kaldırmaz, sert anadolu deplasmanlarını da kaldırmaz. şampiyonlar ligini ise elbette ki hiç kaldırmaz. bu kurguda galatasaray için sorun oluşturan oyuncu da mertens'tir. trabzonspor bizimle hemen hemen aynı günlerde şehrine getirdiği onuachu'yu ve mendy'i beşiktaş gibi bir rakibe karşı tereddütsüz 11'e koyabilirken, biz tottenham'ın antrenman tesislerden getirdiğimiz ndombele için "maç kadrosuna bile hiç girmedi orada, oynatamayız henüz" mazaretlerini duymak durumunda kullanıyoruz. ikili orta sahanın savunma güvenliği zaafiyeti yarattığı, bu zaafiyeti gidermek adına üçlü orta sahaya geçmek gerektiği savunuldukça, bu takımda mertens'in alternatifinin olmadığı bahane edilip duruluyor. ben mertens'in oyun yapısına benzer bir başka mertens'li düzen istemiyorum zaten, 3 tane net orta saha oyuncusu ile oynayabileceğimiz (torreira-k. demirbay-ndombele gibi) gibi yeni bir anlayış istiyorum. bu yapı nedense hiç düşünülmüyor; hoca samsunspor maçında dahi ndombele'yi oyuna sokarken kerem demirbay'ı kenara aldı. torreira-k. demirbay-mertens kurgusu ile başlayacağımız 90% garanti olan kopenhang maçında da (umarım başlamayız) ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. yeneriz yeniliriz o ayrı ama çok zor bir maç olacak. molde eşleşmesinde de asıl sorun mertens'ti ve molde'nin yaşattığı zorluktan daha fazlasını yaşatabilecek bir rakip olacak karşımızda çarşamba günü. inşallah en az molde maçında olduğumuz kadar şanslı oluruz o gün.
ikinci sıkıntımızın abdülkerim-angelino-k. aktürkoğlu üçlüsünden oluşan sol bloğumuz olduğunu düşünüyorum. bu bloğu rakipler istedikleri her şekilde kırıyorlar. uzun ve isabetli bir pasla da kırıyorlar, paslaşa paslaşa gelerek de kırıyorlar, çok basit bir verkaç yaparak da kırıyorlar, sprintle de kırıyorlarlar. her şekilde takım savunmamızı bu bölgeden delip ceza sahamıza rahatlıkla giriyorlar. ceza sahasına girdikten sonrası beceri işi, özel yetenek gerekiyor. molde takımında da, samsunspor'da da bizi yenecek kadar yetenek yoktu, biraz da şanssızlardı. kopenhag da yetenek açısından bence bir eksiklik yok, diğer iki rakibimizden bahsetmiyorum bile. bu zaafımızı minimize etmenin yolu şampiyonlar ligine özel bir taktik geliştirmek bence. ndombele'ye maç ritmi lazım peki ama tottenham'da maç kadrosuna girmiş, ligde de oynamış, milli takım arasında ülkesi kolombiya için de iki maça çıkmış davinson sanchez için kopenhag maçı özelinde bir bahane duymak istemiyorum açıkçası. bizim temel maçlarımız, hedef maçlarımız bu arenada kopenhag'a karşı olacak ve davinson bu maç(lar) için galatasaray'a transfer edildi. orta sahada düzeni değiştiremiyoruz, bari biraz defansta kurgusal değişiklik yapabilelim. bana kalsa stoper hattını bozmam. abdülkerim'in yanında sol bek olarak angelino'yu değil, asimetrik bir dörtlü dizilişle davinson'u koyarım. üçlü dizmem savunmayı ama davinson'u sol bek tarafına atarım. abdülkerim bardakcı'nın ağırlığı ve kerem aktürkoğlu'nun şampiyonlar ligi düzeyindeki savunma yetersizliği göz önünde tutulunca, oraya üçüncü oyuncu olarak angelino'yu koymak büyük kumar. kazımcan ile de olacak iş değil. orada savunmamızı sağlamlaştıracak, arkayı süpürecek hızda ve güçte bir oyuncu lazım bize ve elimizde bu profile uyan biri var, o da davinson. özellikle de bu maçlar için transfer edilmiştir davinson sanchez. inşallah düşünülür kendisi. zaten kendisini düşünmekten başka pek de bir şansımız yok.
ndombele ve davinson'un yedek kulübesinde başladığı ve muslera-boey-nelsson-abdülkerim-angelino-tete(ziyech)-torreira-k. demirbay-mertens-kerem-icardi şeklinde maça çıkacak galatasaray'ın zor bir akşam yaşayacağını öngörüyorum özetle. yeneriz veya yeniliriz ama stattakiler için de, televizyon karşısında izleyenler için de zor bir gece olacaktır. sıkıntılı bir maç yaşarız. "kazanan kadro bozulmaz" şeklinde basmakalıp ezberden sıyrılmamız gerekiyor artık. umarım sıyrılırız ve kadro yapımıza daha uygun bazı şeyleri deneriz. başka türlü kazanma şansımızı az görüyorum.