151
çok yetenekli jenerasyonlarımızı eurobasketlerde heba etse de o jenerasyonlarla bir adet dünya ikinciliği, bir adet de dünya altıncılığı vardır. kendisi kolon kanseri iken doktorlar çalışmasını yasakladığı halde 2010'da milli takımın başında şampiyonaya gelmiş, bu takıma final oynatmıştır. türkiye basketbol federasyonunun yugoslav ekolünün ülke basketbolunun alt ve üst yapısına entegre etme projesinin de mimarıdır. çok sayıda anadolu şehrinde oyuncu taramaları yapıp ülkeye çok sayıda oyuncu kazandırmıştır. ersan ilyasova'nın bizde oynamasında ve 15-18 yaşları arası gelişmesinde de önemli rol oynamıştır. türkiye'ye aşırı bir aidiyet duyarak çalıştı hep yıllarca. dünya şampiyonalarındaki başarıları yadsınamaz olsa da, eurobasketlerde hiçbir varlık gösterememiz de elbette ona yazar. burada yazarın anlatmak istediği şey şudur, doğrusu da yanlışı da olan ama o dönemde ciddi katkıları da olan bir arkadaşımız idi kendisi, linç etmemize de gerek olmayan bir isimdir.
bu arada cenk akyol olayında da olayın hedef tahtasına oturtulmuştur ama aslında olay çok başkadır. cenk akyol o dönemde akdeniz oyunlarına gidecek gençlerden oluşturulan takımın abisi konumunda tanjevic tarafında kadroya alınmıştı. aslında tanjevic cenki fiziken yeterli bulmasa da yardımcı koç nihat iziç'in u18den beri oyuncusu olan cenk, nihat iziç'in tercih kontenjanındam takıma giriyordu (burası doğru veya yanlış, cenk zaten hak ediyordu veya etmiyordu olayına girmiyorum). cenk akyol bir süre kaptan olduğu bu takımla yaz idmanı yapmış, sonra da kendisinin oraların oyuncusu olmadığını ve o seviyenin düşük geldiğini söyleyerek kampı terk etmişti. yugoslav kültüründe basketbolun nasıl olduğunu bilen arkadaşlar varsa, bunun cezasını da bilirler, bu hareketi yapan kişi milli takımdan atılır. cenk akyol da bu hareketinden sonra bir daha kadroya giremedi. trt mikrofonunu yere koyması sonucu üstten bir yaptırım filan gelmemişti, zaten herhangi bir yugoslav (ki tanjevic gibi dominant bir adam) böyle bir yaptırıma boyun eğeceğine istifa ederdi. belki kiminiz inanmayacak, kiminiz bunları nereden bildiğimi düşünecek, ama ben bunu açıklamayı tercih etmiyorum, sadece o dönem bunları kesin şekilde bilecek bir konumda olduğumu bilmenizi isterim. elbette bana inanmayabilirsiniz ama o da sorun değil, buradaki bütün galatasaraylılar benim kardeşim ve fikir ayrılıklarına düşsek de hepinizi çok seviyorum, varolun.
bu arada cenk akyol olayında da olayın hedef tahtasına oturtulmuştur ama aslında olay çok başkadır. cenk akyol o dönemde akdeniz oyunlarına gidecek gençlerden oluşturulan takımın abisi konumunda tanjevic tarafında kadroya alınmıştı. aslında tanjevic cenki fiziken yeterli bulmasa da yardımcı koç nihat iziç'in u18den beri oyuncusu olan cenk, nihat iziç'in tercih kontenjanındam takıma giriyordu (burası doğru veya yanlış, cenk zaten hak ediyordu veya etmiyordu olayına girmiyorum). cenk akyol bir süre kaptan olduğu bu takımla yaz idmanı yapmış, sonra da kendisinin oraların oyuncusu olmadığını ve o seviyenin düşük geldiğini söyleyerek kampı terk etmişti. yugoslav kültüründe basketbolun nasıl olduğunu bilen arkadaşlar varsa, bunun cezasını da bilirler, bu hareketi yapan kişi milli takımdan atılır. cenk akyol da bu hareketinden sonra bir daha kadroya giremedi. trt mikrofonunu yere koyması sonucu üstten bir yaptırım filan gelmemişti, zaten herhangi bir yugoslav (ki tanjevic gibi dominant bir adam) böyle bir yaptırıma boyun eğeceğine istifa ederdi. belki kiminiz inanmayacak, kiminiz bunları nereden bildiğimi düşünecek, ama ben bunu açıklamayı tercih etmiyorum, sadece o dönem bunları kesin şekilde bilecek bir konumda olduğumu bilmenizi isterim. elbette bana inanmayabilirsiniz ama o da sorun değil, buradaki bütün galatasaraylılar benim kardeşim ve fikir ayrılıklarına düşsek de hepinizi çok seviyorum, varolun.